Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1420 E. 2023/136 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2021
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacı, asıl dosya davalısı ve birleşen dosya davalıları tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Asıl ve birleşen dosyada davacı vekili; 31/01/2016 tarihinde Serik ilçesi … mahallesinde dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile yine birleşen davalı …’nın idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkil …’un kazada … plakalı motosiklette yolcu olarak bulunduğunu ve ağır şekilde yaralandığını, söz konusu kaza nedeniyle Serik Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı, … sayılı kararı ile takipsizlik kararı verildiğini, kazaya karışan dava dışı …’in sevk idaresindeki … plakalı motosikletin, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, karşı aracın sürücüsü ve trafik sigortasının da vekil edenin zararından sorumlu olduklarını, kazada müvekkilin sakatlandığını, uzun süre tedavi gördüğünü ileri sürerek asıl dosya yönüyle arttırılmış haliyle geçici iş göremezlik 15.714,00.-TL, sürekli iş göremezlik, 1.197.717,00.-TL olmak üzere toplam 1.213.431,00.-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden sorumluluğu teminat limitiyle sınırlı olmak üzere tahsiline, birleşen dosya yönüyle ise aynı şekilde maddi tazminatın tüm birleşen davalılardan, 100.000,00 TL manevi tazminatın ise birleşen davalı …’den faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Asıl dosyada davalı vekili; kazaya karışan … plakalı aracın … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, sigortalı … plakalı vasıtanın sürücüsüne atfedilen kusur oranını kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalısının kusuru oranında ve Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi limiti dahilinde olduğunu, öncelikle kazada sürücülerin kusur oranlarının hesaplanması gerektiğini, kaza nedeniyle yaralanan davacının müvekkil şirkete yaptığı başvuru nedeniyle yapılan aktüerya incelemesi sonucunda davacının sunduğu belgelere göre %20 maluliyet oranı üzerinden 93.800,00.-TL sürekli iş gücü tazminatı hesaplanarak 13/06/2017 tarihinde davacıya ödendiğini, müvekkil şirketin ödeme yapıldıktan sonra tarafların birbirini ibra ettiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen dosya davalısı … ; 31/01/2016 tarihinde Antalya ili … ilçesi … caddesi … plakalı aracın ile ana yolda seyrederken tali yoldan gelen … plakalı … ‘ in kullandığı motosikletin sağ ön kapıda aracına çarptığını, bu kaza ile ilgili tüm tutanakların gelen trafik ekibi tarafından tutulduğunu, söz konusu kazada tarafının hiçbir kusurunun bulunmadığını, bu kaza ile ilgili davalı olarak şahsına açılan maddi manevi tazminat davasını kabul etmediğini beyan etmiştir.
Birleşen davalı … Sigorta A.Ş vekili: İşbu davada … plaka sayılı aracın müvekkili şirketi nezdinde 30/11/2015 tanzim tarihli … Poliçe Nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile teminat altına alındığını, davacının talebinin usul kurallarına uygun olmadığını, davacının talebine ilişkin ek açıklama istenmesi gerektiğini, dava dilekçesinde talebin açık ve net olmasının gerektiğini, davacının hangi zarar kalemi için ne kadar istediğini net olarak belirtmediğini, müvekkilinin taraf olmadığı ve 3 yıldır devam etmesi nedeni ile müvekkilinin savunma ve itiraz hakkı olmaksızın neredeyse karar aşamasına kadar gelindiğini, davaların birleştirilmesi yönündeki talebin reddinin gerektiğini talep etmiştir.
Mahkeme, tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; olay günü davacının üçüncü yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı motosiklet ile … plaka sayılı davalı …’nın sevk ve idaresindeki kamyonetin kontrolsüz kavşak içerisinde çarpıştıkları, soruşturma dosya kapsamına göre davacının yolcu olarak bulunduğu motosiklette davacı dahil iki yolcu olmak üzere sürücü ile birlikte toplam üç kişinin bulunduğu, …’nın ilk geçiş hakkını motosiklete bırakmaması sebebiyle %70 oranında kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsü …’in ise kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması sebebiyle %30 oranında kusurlu olduğu, soruşturma dosyasından anlaşılacağı üzere davacının istiap haddi üzerinde üçüncü yolcu olarak motosiklette bulunması sebebiyle yaralanmada müterafik kusurunun bulunduğu, kusur raporunda davacının müterafik kusuru kazada kusur oranı olarak belirlenmiş ise de müterafik kusurun tazminatta indirim aşamasında dikkate alınması gerektiği, bu nedenle kazada kusurun yukarıda belirtilen oranlarda sürücülere ait olduğu, … plaka sayılı motosikletin kaza tarihinde asıl dosya davalısı … Sigorta A.Ş.’ye ( eski … Sigorta A.Ş.) zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğu, … plaka sayılı aracın ise kaza tarihinde birleşen dosya davalısı … Sigorta A.Ş.’ye zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğu, poliçelerin kaza tarihi itibariyle geçerli olduğu, bu itibarla davacının uğradığı maddi zararlar için motosiklet sigortacısı ile kamyonetin sigortacısı ve sürücüsü olan davalılara başvurusunda haklı olduğu, soruşturma dosyasında motosiklet sürücüsü olarak hakkında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan …’in , sürücünün davacı … olduğuna yönelik ifadeleri mevcut ise de davacının motosiklet sürücüsü olması halinde hasarın teminat dışı olduğuna yönelik motosiklet sigortacısı olan asıl dosya davalısı tarafından herhangi bir savunmanın ileri sürülmediği, ilgili sigorta şirketi tarafından hasarın teminat dışı olduğuna yönelik bir savunma ileri sürülmedikçe mahkememizce resen bu konunun incelenemeyeceği, dolayısıyla mahkememizce bu konu hakkında herhangi bir araştırma yapılmadığı, alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde geçerli olan mevzuat hükümlerine göre hazırlanmış olması sebebiyle dikkate alınması gerektiği, bu rapor doğrultusunda hazırlanan denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bulunan aktüer uzmanı ikinci ek raporu ve dava belirleme dilekçesi dikkate alınarak davacının geçici iş göremezlik zararının 15.714,86.-TL bakiye sürekli iş göremezlik zararının 1.197.717,74.-TL olduğu anlaşılmış , davacının müterafik kusuru sebebiyle %20 indirim yapılarak 12.571,89.-TL geçici, 958.174,19.-TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 970.746,08.-TL üzerinden ve sigorta şirketlerinin bakiye teminat limitleri de gözetilerek maddi tazminat taleplerinin ayrı ayrı kabulüne, faizin başlangıç tarihi ile ilgili olarak davadan önce asıl dosya davalısı sigorta şirketine yapılan başvuru sonucu sigorta şirketinin 13/06/2017 tarihinde kısmi ödemede bulunmuş olması sebebiyle bu tarihte temerrüdünün oluştuğu, birleşen dosya davalısı sigorta şirketine davadan önce yapılan başvurunun tebliğ tarihi belli olmamakla birlikte hasar dosyası içerisinde mevcut olan 13/01/2021 tarihli tıbbi mütalaa evrakına göre sigorta şirketinin en geç bu tarihte başvurudan bilgi sahibi olduğu kabul edilerek bu tarihten itibaren KTK’nın 97.maddesi uyarınca 15 gün geçtikten sonra davalı sigorta şirketinin 29/01/2021 tarihinde temerrüdünün oluştuğu anlaşılmakla davalı sigorta şirketleri yönünden tespit edilen temerrüt tarihlerinden itibaren, diğer davalı sürücü yönünden ise haksız fiil hükümlerine göre kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmiş, birleşen dosyada manevi tazminat davası yönünden, davacının kaza nedeniyle duyduğu acı elem ve ızdırabı telafi etmek ve manevi çöküntüyü gidermek amacıyla meydana gelen yaralanmanın niteliği, maluliyetinin oranı, iyileşme süresi tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, davalı sürücünün olaydaki kusur oranı, hakkaniyet ilkesi göz önüne alınarak mahkememizce takdiren 30.000,00.-TL manevi tazminatın davalı sürücüden tahsiline karar vermiştir.
Davacı vekili birleşen dosyada taktir edilen vekalet ücreti yönüyle HMK’nın 305/A maddesine göre düzeltme talep etmiş, mahkeme 25 ocak 2022 günlü ek karar ile talebi reddetmiştir.
Sürelerinde verdikleri istinaf dilekçeleri ile;
Asıl ve birleşen dosyada davacı vekili; koşulları oluşmadığı halde müvekkilinin müterafik kusuru sebebiyle tazminattan indirim yapılmasının doğru olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının asıl ve birleşen dosyalarda sakatlık teminatı içinde değerlendirilmesinin isabetsiz olduğunu,bu zarar kaleminin tedavi giderleri teminatı içinde kabul edilmesi gerektiğini, birleşen dosyada davalı … sigorta aleyhine,lehlerine eksik avukatlık ücretine hükmedildiğini, asgari ücret artışından doğabilecek hakları mahfuz tutularak karar verilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırılık oluşturduğunu, birleşen dosyada, delillere hal ve şartlara göre talebin tümden kabul edilmesi yerine,kısmen kabul edilmesinin doğru olmadığını,manevi tazminatın az belirlendiğini,
Asıl dosya davalısı … Sigorta (eski … sigorta ) şirketi vekili; sürücülere %70, %30 nispetlerinde kusur atfedildiğini, motorsiklete 3.kişi olarak binen davacının, kasksız olan davacının kusurunun nazara alınmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının SGK sorumluluğunda olup, bu zarar kalemi yönüyle sorumlu tutulmalarının usulsüz olduğunu
Birleşen dosya davalısı … Sigorta şirketi vekili; eksik tahkikat yapıldığını, aleyhlerine açılan davanın son anda asıl dosya ile birleştirildiğini, sırf usuli yükümlülüğü yerine getirmek için tüm raporların birden kendilerine tebliğ edildiğini, yine bunlara karşı itiraz ve beyanları dikkate alınmadan irdelenmeden karar verildiğini, yine burada soruşturma dosyasında tanık … ’in motoru … ’in kullandığına ilişkin beyanları olduğunu,bunun araştırılmadığını böyle olması durumunda bu kimse tazminatından sürücüye atfedilen kusur kadar indirim yapılması gerektiğini, kusur tespitinin yetersiz ve Yargıtay isterlerine aykırı olduğunu,somut olayda asıl kusurun davacı da ya da dava dışı … de olduğunu, maluliyet raporunun usulsüz olduğunu, yine AYM’nin … esas ve … karar sayılı ilamının geriye yürütülerek hesaplamanın usulsüz yapılmasını kabul etmediklerini, hesabın prograsif rant yöntemi yerine genel şartlar ekindeki aktüeryal yöntem ile yapılması gerektiğini, 1,8 teknik faize göre yapılmayan hesabın gerçek zarar ilkesine aykırı olacağını, geçici iş göremezlik tazminatı teminat kapsamında bulunduğu için sorumluluklarının olmadığını, buna göre aleyhlerine geçici iş göremezlik tazminatına karar verilmesinin doğru olmadığını
Birleşen dosya davalısı … ; kusurun hatalı belirlendiğini,kusursuz olduğunu, kaza tutanağı ile ATK raporu arasındaki çelişkinin giderilmediğini, mahallinde keşif yapılarak yol kollarının durumu-ilgili kuruma yazılacak müzekkere ile tespit edilerek-belirlenmesi ve ona göre kusur tayini icap ettiğini, yine davacı aracı sürücünün %30 nispetinde kusurlu olmasına rağmen tazminatlardan %20 nispetinde eksik indirim yapıldığını,
İleri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemişlerdir.
Dava, trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, davacı kazazedenin iki kişilik motora istiap haddini aşacak biçimde fazladan binmesine ve bu durumu bilerek seyahate rıza göstermesine, yine davacının kazada bu derece baş bölgesinden yaralanması gözetildiğinden koruyucu terdibat takmadığı gözetilerek mahkemece 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesi uyarınca hesap edilen tazminatlardan müterafik kusur indirimi yapmasında bir usulsüzlük görülmemesine, öteden beri süre gelen Yargı kararları uyarınca kaza tarihi veya poliçe tanzim tarihi 01/06/2015 gününden sonra olsa dahi geçici iş göremezliğin teminat kapsamında kabul edilmesine, kusur nispetlerinin kazanın oluş biçimine ve dosyadaki delillere göre trafik mevzuatına uygun biçimde tespit edilmiş olmasına, davalıların kusur nispetlerinin lehlerine dönüştürebilecek somut delil ve savunmalarının bulunmayışına, mahkemenin bu kusur nispetine göre hesap ettirdiği tazminattan ayrıca %20 nispetinde katışık kusur sebebiyle indirim yapmış olmasına, dosyadaki delillere, soruşturma evrakı içeriğine, özellikle hazırlık evrakında tarafların arkadaşı …’ın da motoru dava dışı …’ın kullandığı yolundaki beyanına göre motorsiklet sürücüsünün dava dışı … olduğunun kabulünün gerekmesine, davacıdaki maluliyetin 31/01/2016 kaza tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarih ve 28603 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik Hükümleri uyarınca ATK 2.İhtisas Kurulu’nca 13/07/2020 günlü raporla usulüne uygun biçimde tespit edilmiş olmasına, kaza tarihi ve AYM’nin … Esas … Karar sayılı ilamıyla 2918 Sayılı KTK’nın 90 ve 92.maddelerindeki kimi bölümleri iptal etmesi sebebiyle hesabın yeni Genel Şartlar ekindeki formüle göre değil de müstekar Yargı içtihatları uyarınca “prograsif rant yöntemine” göre yapılmasının usule uygun olmasına, ayrıca 6098 sayılı TBK’nın 61.maddesi uyarınca müteselsil sorumluluk hükümleri uyarınca zarar görenin zarara neden olan kimselerin tümünden, bir kısmından yada bir tanesinden bütün zararının isteyebilmesine ve somut olayda da kusur nispetlerine göre değilde müteselsil borçluluk ilkelerine göre davalılardan tazminat talep edilmiş olmasına, hal ve şartlara, dosyadaki delillere göre davacı yararına belirlenen manevi tazminat tutarının fazla olmayışına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen dosya davalılarının tüm davacının ise aşağıdaki bentleri kapsamı dışındaki sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2/a-Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa’nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ( 4 HD’nin 08/02/2016 tarih ve 2015/2733-2016/1298 sayılı içtihadı) Olayın oluş şekli, biçimi, davacıdaki maluliyetin derecesi, paranın satınalma gücü, hakkaniyet ilkesi nazara alındığında mahkemece davacı için belirlenen manevi tazminat tutarı az olmuştur. Bu yönüyle davacının istinaf başvurusunun kabul edilmesi gerekir.
b-Mahkemenin gerekçeli kararın hüküm bölümünde birleşen dosyaya ilişkin kısmın 6.bendinde “AAÜT uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak maddi tazminat yönüyle hesap edilen 65.587,30 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 20.942,02 TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine” şeklinde hüküm kurulmuş ise de kararın AAÜT ve birleşen davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağı limite göre onun yönüyle eksik avukatlık ücreti belirlendiği görülmektedir. Bidayet mahkemesinin karar tarihi 10/12/2021’dir. Oysa ki, 2022 yılına ilişkin avukatlık asgari ücret tarifesi 02/09/2021 resmi gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir. Buna göre hüküm tarihinde yürürlükte olan 2022 yılı AAÜT uyarınca, vekalet ücretinin belirlenmesi gerekir. Ancak, mahkeme 2021 yılı AAÜT’ne göre maddi tazminat vekalet ücreti belirlemiştir. Davacının bu yönüyle bir istinafı yoktur. Sadece bu şekilde hesap yapıldığı ancak birleşen davalı … Sigorta aleyhine eksik vekalet ücreti belirlendiğini söylemektedir. Bu yönüyle 310.000,00 TL limite ve 2021 yılı Tarifesine göre anılan sigorta şirketinin sorumlu olacağı vekalet ücreti 30.150,00 TL’dir bu yönden de davacının istinaf başvurusunun kabulü gerekir.
c-Son olarak, dosyanın istinaf incelemesi amacıyla Dairemizde bulunduğu sırada davacı vekili birleşen dosya yönüyle birleşen davalı … Sigorta A.Ş ile 22/06/2022 tarihli ibraname imzalamıştır. İbraname içeriğine göre davacı anılan sigortadan 310.000,00 TL asıl alacak, 30.000,00 TL yasal faiz, 3.000,00 TL yargılama gideri, 30.150,00 TL dava vekalet ücreti ve 25.000,00 TL icra vekalet ücreti olmak üzere ferileri ile birlikte toplam 398.150,00 TL ödeme yapılacağı, ancak bunun stopaj ve KDV kesintisi sonucu 384.596,18 TL ödeneceği konusunda anlaşmaya vardıkları görülmektedir. Anılan tutarda davacı vekilinin hesabına gönderilmiştir. Buna göre sigorta şirketi teminat limiti olan 310.000,00 TL tazminatı ve ferilerini ödemiştir. Dolayısıyla birleşen dosyada bu kadar tutar işgöremezlik tazminatı yönüyle konusuz kalmıştır. Buna göre de hükmün düzeltilmesi gerekir.
3-HMK 353/1-b/2 madde ve bendi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanununun olaya uygulanmasında ve delillerin taktirinde hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilebilir.
4-Açıklanan tüm bu sebeplerle; asıl ve birleşen dosya davacısının istinaf başvurusunun kabulüne, asıl dosya davalısı … Şirketi ile birleşen dosya davalıları … Sigorta A. Ş. ile birleşen dosya davalısı …’nın istinaf başvurularının reddine, kararın kaldırılarak aşağıdaki biçimde karar verilmesi gerektmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I- Asıl ve birleşen dosya davacısının istinaf başvurusunun KABULÜNE
II-Asıl dosya davalısı … Şirketi ile birleşen dosya davalıları … Sigorta A. Ş. ile birleşen dosya davalısı …’nın istinaf başvurularının REDDİNE
III- Kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK’nın 353/1-b,2 madde ve fıkrası uyarınca aşağıdaki şekilde YENİDEN TESİSİNE
A-Asıl dava yönünden;
1-Davanın KABULÜ ile;
Sürekli ve geçici iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 216.200,00.-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 13/06/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Alınması gerekli 14.768,62.-TL harçtan, peşin ve tamamlama harcı olarak alınan 4.180,20.-TL harcın mahsubu ile kalan 10.588,42.-TL harcın davalıdan ALINMASINA,
3-Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı 35,90.-TL, tebligat gideri 310,70.-TL, müzekkere gideri 44,05.-TL, bilirkişi ücreti 940,00.-TL, adli tıp dosya gönderme gideri 106,32.-TL, adli tıp fatura gideri 1.001,50.-TL ve mahkememizde peşin ve tamamlama harcı olarak alınan harç gideri 4.180,20.-TL olmak üzere toplam 6.618,67.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
5-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 23.584,00.-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
B-Birleşen Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası yönünden;
a-Maddi Tazminat davası yönünden;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Asıl dava ile tahsilde tekerrür olmamak üzere 12.571,89.-TL geçici, 958.174,19.-TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 970.746,08.-TL’nin, sigorta şirketince poliçe limiti olan 310.000,00 TL ve ferileri ödenmiş olmakla bu tutar yönüyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, bakiye 660.746,08 TL’nin öteki davalı …’dan kaza tarihi olan 31/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile anılan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 45.135,56.-TL harçtan, peşin olarak alınan 341,73.-TL harcın mahsubu ile kalan 44.793,83-TL’nin davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL yargılama giderinin 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/a-13 maddesi gereğince davalılardan alınarak hazineye irat kaydedilmesine,
4- Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı 59,30.-TL, birleşen dosya davalıları için yapılan tebligat gideri 191,60.-TL, müzekkere gideri 44,05.-TL, bilirkişi ücreti 940,00.-TL, adli tıp dosya gönderme gideri 106,32.-TL, adli tıp fatura gideri 1.001,50.-TL ve mahkememizde peşin olarak alınan harç gideri 341,73.-TL olmak üzere toplam 2.684,50-TL masraf oluştuğu, birleşen davalı sigorta şirketi tarafından 3.000,00 TL masraf ödenmekle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iade edilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca konusuz kalan miktarın dışında bakiye kabul edilen miktar dikkate alınarak bidayet mahkemesinin hüküm tarihi itibariyle hesap edilen 35.437,30-TL vekâlet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, birleşen davalı sigorta iddianamede vekalet ücreti ödemiş olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Reddedilen kısım müterafik kusur indirimine dayandığından kendisini vekille temsil eden davalı sigorta şirketi lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
b-Manevi tazminat davası yönünden;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Takdiren 60.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 31/01/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 4.098,60‬-TL harcın davalı …’dan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 9.600,00.-TL vekâlet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
III-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Başvuran asıl ve birleşen dosya davacısı tarafından yatırılan istinaf peşin ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,
b-Başvuran asıl ve birleşen dosya davacısının yapmış olduğu 220,70 TL + 220,70 TL istinaf başvuru harcı ile 106,00 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
c-Asıl dosya davalısı … Şirketi yönünden alınması gereken 14.768,62.-TL karar harcından peşin olarak yatırılan 3.692,15 TL’nin mahsubu ile bakiye 11.076,47‬ TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
d-Birleşen dosya yönünden alınması gereken 68.360,96‬ TL karar harcından … Sigorta A. Ş. ile … tarafından peşin olarak yatırılan 22.384,25‬ TL’nin tahsili ile bakiye 45.976,71‬ TL’nin davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına, (davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 21.064,20 TL ile sınırlı olmak üzere)
e-Asıl dosya davalısı … Şirketi ile birleşen dosya davalıları … Sigorta A. Ş. ile birleşen dosya davalısı …’nın yaptığı istinaf başvuru giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
f-Avans iadesi, tebligat, kesinleştirme, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
ilişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/02/2023 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 361/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere maddi tazminat için kurulan hükümler yönünden oy birliğiyle, manevi tazminat yönünden kurulan hükümler için oy çokluğuyla ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Trafik kazasının meydana gelmesinde davacının yolcu olarak bulunduğu motosiklet sürücünün %30, davalı otomobil sürücüsünün ise %70 oranın kusurlu olduğu, davacının istiap haddi aşılan motosiklette yolcu olarak bulunduğu, motosikletle seyri esnasında koruyucu başlık ve giysi kullanmadığı, motosiklet sürücünün olay tarihi itibariyle geçerli bir sürücü belgesi bulunmadığı, bu haliyle davacının müterafik kusuru, olay tarihi ve davacının yaralanma derecesine göre ilk derece mahkemesince 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin hak ve nesafete uygun düştüğü kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna yönelen görüşüne iştirak etmiyorum.