Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1330 E. 2022/1939 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/04/2021
DAVA: Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 16/12/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Hastanesi acil servisinde görevli davalı doktorun eksik ve kusurlu tedavisi nedeniyle Antalya 1. İdare Mahkemesinin 23/03/2016 gün ve …. esas, …. sayılı kararı üzerine hasta …. ile anne ve babasına 17/05/2016 tarihinde 58.348,02 TL tazminat ve yargılama giderleri ödendiği, davalı …. Sigorta A.Ş.’nin tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğundan bahisle ödenen bu miktarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan rücuen müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı …. Sigorta A.Ş. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası itibariyle sigorta şirketi sorumluluğunun tedavi tarihine göre değil, kusurlu olduğu iddia edilen eylem sebebiyle sigortalıya ya da sigortacıya tazminat talebinde bulunulduğu tarihe göre belirlendiği, talep tarihi itibariyle müvekkili sigorta şirketinin poliçe vade tarihinin dolduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasında davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Antalya 1. İdare Mahkemesinin 23/03/2016 gün ve …. esas, ….sayılı kararı, Antalya (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 26/09/2013 gün ve …. esas, …. sayılı kararı, ödemeye esas dekont örneği, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davacı idare tarafından dosyaya sunulan belgelerle ödenen miktarı ile ödeme tarihini ispatladığı gerekçesiyle 56.348,02 TL tazminatın 17/05/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …. dan , davalı sigorta şirketi yönünden müracaatın ulaştığı tarihi takip eden 15. günün sonu olan 09/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı …. Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olayın tıbbî kötü uygulamaya ilişkin zorunlu malî sorumluluk sigortası genel şartları gereğince, vade tarihi itibariyle poliçe teminatı kapsamında olmadığı, rücûen tazminat davasının dayanağı olan Antalya 1. İdare Mahkemesi’nin 23/03/2016 gün ve …. esas, …. sayılı kararında sigortalı hekimin eylemleri ile zarar arasında illiyet bağının bulunmadığı açıkça tespit edilmiş olup buna rağmen sigortalı hekimin ve müvekkili şirketin tazminat sorumluluğuna gidilmesinin hatalı olduğu, öte yandan davacı idarenin kusur durumunun değerlendirilmediğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …. istinaf yasa yoluna başvurmamıştır.
İSTİNAFA CEVAP :
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, idare mahkemesi kararı uyarınca hizmet kusuru nedeniyle üçüncü kişiye ödenen tazminatın davalı doktordan rücuen tahsili isteğine ilişkindir.
Davacı idare, davalı doktorun hatalı tedavisi nedeniyle hasta ve yakınlarına idare mahkemesi kararı uyarınca tazminat ve yargılama giderleri ödendiği, bu zarara davalı doktorun sebebiyet verdiği iddiası ile davalı doktor ve sigortacısı aleyhine rücuen tazminat talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilir.
HMK’nın 357. maddesine göre de “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” maddeleri çerçevesinde inceleme yapılmıştır.
Bilindiği üzere, olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 Sayılı BK’nın 41. (6098 Sayılı TBK 49) inci maddesi uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Öte yandan; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 129/5. maddesinde; “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.” denilmektedir.
Anayasanın sözü edilen hükmü tüm kamu personelini içermekte olup, nitekim 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Kişilerin uğradıkları zararlar” başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasında; “Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar. Kurumun, genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkı saklıdır.”
İdare tarafından ödenen tazminatın kamu görevlisine rücu edilebilmesi için kamu görevlisinin görevini yerine getirirken ihmali veya kasti bir kusurunun bulunması gerektiği tartışmasızdır.
Ancak bu arada 27/05/2022 tarih ve 31848 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7406 Sayılı Türk Ceza Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14. maddesi ile 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanuna eklenen Ek madde 18 ile;
“Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesinde yer alan soruşturma usulüne tabi olanlar hariç olmak üzere, kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşları ve vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle yapılan soruşturmalar hakkında 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Soruşturma izni, Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Mesleki Sorumluluk Kurulu tarafından verilir. Mesleki Sorumluluk Kurulu, özel sağlık kurum ve kuruluşları ve vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensupları bakımından il sağlık müdürlüklerinde görevli başkan veya yardımcılarını da ön inceleme yapmak üzere görevlendirebilir. Soruşturma izni verilmesine ilişkin 4483 sayılı Kanunun 7 nci maddesindeki süreler, iki kat olarak uygulanır. Mesleki Sorumluluk Kurulunun kararlarına karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebilir.
Kamu kurum ve kuruluşları ve Devlet üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle idare tarafından ödenen tazminattan dolayı ilgilisine rücu edilip edilmeyeceğine ve rücu miktarına, ilgilinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanıp kullanmadığı ve kusur durumu gözetilerek Mesleki Sorumluluk Kurulu tarafından bir yıl içinde karar verilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
7406 Sayılı kanunun 15. maddesi ile 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanuna eklenen geçici 13 maddesinin ilk fıkrasında;
“Ek 18 inci maddenin birinci fıkrası hükümleri, 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca haklarında kesinleşmiş bir soruşturma izni verilenler bakımından uygulanmaz ve soruşturma veya kovuşturmalara devam olunur.” hükmü getirilmiş,
Aynı maddenin ikinci fıkrası ile de,
“Kamu kurum ve kuruluşları ve Devlet üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yapmış oldukları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle idare tarafından ödenen tazminattan dolayı açılan rücu davalarından, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yargılaması devam edenler bakımından ek 18 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca karar verilmek üzere Mesleki Sorumluluk Kuruluna başvurması için davacıya iki aylık süre verilir. Başvuru yapılmaması hâlinde dava usulden reddedilir. Bu durumda yargılama gideri taraflar üzerinde bırakılır ve davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme 27/05/2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olup, bu yasanın 15. maddesi ile 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanuna eklenen geçici 13. maddesinin ikinci fıkrası hükmü kanunun yürürlüğe girmiş olduğu tarihte Kamu kurum ve kuruluşları ve Devlet üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yapmış oldukları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle idare tarafından ödenen tazminattan dolayı açılan rücu davalarına devam edilip edilmemesi konusunda karar verilmek üzere Mesleki Sorumluluk Kuruluna başvurması için davacıya iki aylık süre verileceği ve başvuru yapılmaması hâlinde dava usulden reddedileceği şeklinde özel düzenleme yapılmıştır. O halde bu yasal düzenleme uyarınca davacıya süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Yasal değişiklik ile getirilen bu başvuru şartı, 6100 Sayılı HMK’nun 114/2. fıkrasında “diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklindeki düzenleme gereğince dava şartı niteliğinde olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerekir.
7406 sayılı 15. maddesi ile 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanuna eklenen geçici 13. maddesinin yürürlüğe girmiş olduğu 27/05/2022 tarihinde henüz kesinleşmeyen eldeki dava dosyası bakımından uygulanması gerektiğinden bu yasa ile getirilen “3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun ek 18 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca karar verilmek üzere Mesleki Sorumluluk Kuruluna başvurması için davacıya iki aylık süre verileceği ve başvuru yapılmaması hâlinde dava usulden reddedileceği şeklinde” uyarılı süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu husus özel yasa ile getirilen yeni dava şartı niteliğinde olduğundan davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince dava şartlarının kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle 353/1. fıkra (a-4) bendi gereğince kararın davalı …. Sigorta A.Ş. yararına esası incelenmeden kaldırılmasına, dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …. Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı 355. maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas – …Karar sayılı, 01/04/2021 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-4) bendi gereğince kararın davalı …. Sigorta A.Ş. yararına ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3-Dava dosyasının kararı veren Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı …Sigorta A.Ş. vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-Davalının peşin yatırdığı (59,30+902,98) 962,28 TL istinaf karar harcının isteği halinde iadesine, 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 15/12/2022 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.