Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1294 E. 2022/600 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2019
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 22/04/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili: müvekkilinin 30/01/2011 tarihinde kullanmış olduğu … plakalı araç ile karışmış olduğu trafik kazasında tam kusurlu bulunduğunu, araç sahibinin … olduğunu, müvekkilinin araç sahibini tanımadığını, araç sahibinin kazadan önce sattığı bir firmada çalıştığı esnada kaza gerçekleştiğini, kazaya karışan … plakalı aracın mevcut kasko poliçesinin karşılamış olduğu hasar miktarının dava ve icra yolu ile müvekkilinden tahsil edildiğini, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı mahkeme ilamı ile Antalya 15. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini ve müvekkilinden toplam 15.109,55-TL tahsil edildiğini, müvekkilinin araç sahibi ya da işleteni konumunda olmadığını, kaza tarihi itibariyle kendisinin sadece araç sürücüsü olduğunu, bu nedenle de sigorta poliçesinin varlığından haberdar olmadığını belirterek sonuç olarak haksız itirazın iptaline takibin devamına, asıl alacağın % 40’ından az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; … Plakalı aracın 22/03/2010 – 22/03/2011 tarihleri arasında geçerli olmak üzere müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, kaza tarihinde poliçe kapsamında müvekkili şirketin sorumlu olabileceği teminat limitinin 17.500.-TL olduğunu, meydana gelen kaza üzerine müvekkili şirket nezdinde … numaralı hasar dosyası açıldığını, davaya konu alacak zamanaşımına uğramış olduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının 30.01.2011 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı aracın uğramış olduğu zararı karşılamış, ödemiş olduğu bedeli müvekkili şirketten tahsil etmek talebi ile işbu davayı ikame ettiğini, kaza sonucu zarar gören dava dışı aracın kasko sigortacısına ödeme yaptığını, bu durumda davacının müvekkili şirkete sigortalı olan aracın sigorta bilgilerine ulaşamamış olmasının mümkün olmadığını belirterek, tüm bu nedenlerle ve anılan hüküm gereğince davacının talep ettiği alacak zamanaşımına uğramış olup davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, davacı 3. kişi değil bizzat haksız fiili neticesinde kusurlu olarak kazaya sebebiyet veren kişi olup sigortalı araç sürücüsünün 3. kişi sayılamayacağı, davacının bu sıfatla davalıya husumet yöneltemeyeceği, husumetin dava şartlarından olduğu, bu nedenle davanın dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın pasif husumete ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine hükmetmiştir.
Davacı vekili istinafında; müvekkilinin kaza tarihinde kullandığı aracın sigortacısını bilmediği için normalde davalı sigortacı tarafından karşılanması gereken hasar miktarını müvekkilinin karşıladığını, sigorta şirketinin poliçe bilgisini sisteme kaydetmemiş olmasının hizmet kusuru olduğunu, müvekkilinin sigortalının halefi sıfatıyla davalı sigortacıya hasar bedelini rücu hakkının bulunduğunu beyanla kararın kaldırılarak talebi doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Dava, rücuen tazminat tahsili amacıyla girişilen takibe itiraz edilmesi üzerine, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile haziniye gelir kaydına, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, dair 22/04/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi