Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1199 E. 2022/1035 K. 01.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/01/2022
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 01/07/2022

Davacı vekili; davalı …’nin müvekkili … adına düzenlenen sahte imzalı iki adet senede kasten icra takibi yaparak haczi işlemlerini yürütmesi, evine hacze gitmesi ve banka hesaplarına bloke koydurup menfi tespit davası sürerken döviz hesaplarına haczen tahsilde bulunmak suretiyle müvekkilinin maddi ve manevi mağduriyetine ve itibarının zedelenmesine sebep olduğunu ileri sürerek, şimdilik 1.000TL maddi, itibar kaybı ve zedelenmesi ile ruh ve beden sağlığındaki mağduriyetine nedeniyle de 50,000,00.TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının davasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından, 02/03/2017 tarihinde, vekil tayin edilen … tarafından … firmasının müvekkilline olan borcuna binaen; 04/08/2017 düzenleme, 25/10/2017 vade tarihli 2.500,00TL bedelli ve 14/09/2017 düzenleme, 30/11/2017 vade tarihli 2.500,00TL bedelli 2 adet bono düzenlendiğini, söz konusu bonolarda davacı vekilinin imzası ve davacının yetkilisi olduğu … şirket kaşesi yer aldığını, vade tarihleri gelen bonoların ödenmediğini, müvekkili tarafından Konya 7. İcra Müdürlüğü nezdinde, … Esas dosya kapsamında 23/01/2018 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile takip başlatılıp ödeme emrini düzenlendiğini, davacının imzaların kendisine ait olmadığı iddiasıyla imza itirazında bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının haksız eylem nedeniyle maddi manevi tazminat talebinde bulunduğu, talebin Türk Borçlar Yasasından kaynaklandığı ve asliye hukuk mahkemesinin görev alanında bulunması nedeniyle davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekili süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki menfi tespit davasının da ticaret mahkemesinde görüldüğünü, uyuşmazlığın kambiyo senedinden kaynaklandığını, işin ticari iş ve dava sayılmasının zorunlu olduğunu ileri sürerek mahkemece verilen kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yargılamanın kaldığı yerden devam edilerek talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava, haksız icra takibi ve haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dava niteliği itibariyle haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası olmakla, yargılama yapma görevinin asliye hukuk mahkemesinde bulunmasına göre, mahkeme kararı yerindedir. Açıklanan gerekçeyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 80,70 TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına,
3-Artan gider avansının yatırana iadesine, yapılan masrafın üzerinde bırakılmasına,
4-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 01/07/2022 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.