Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1132 E. 2023/208 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2021
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacı ve davalı tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; 01/07/2019 tarihinde davacı müvekkilinin sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı motosikleti ile seyir halinde iken dava dışı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile çarpışması neticesinde dava konusu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin ağır yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını beyan ederek arttırılmış haliyle sürekli iş göremezlik 165.984,27 TL, bakıcı gideri 5.153,04 TL geçici iş göremezlik zararı 5.859,71 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 07/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan (teminat limiti ile sorumlu olmak üzere) tahsili ile müvekkili davacıya ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili: dava konusu trafik kazası olayında zamanaşımı süreleri geçtikten çok sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddini, yeni düzenlemeye göre zarar görenlerin doğrudan dava açma hakkı ortadan kaldırıldığını, dava öncesinde sigorta kuruluşuna başvuru zorunluluğu getirildiğini, haliye başvurunun tam yapılması gerektiğini, açıkça görüldüğü üzere başvuran taraf, genel şartlarda belirtilen belgeler ile müvekkili şirkete resmi bir başvuru yapmadığını eksik evrak ile başvuru yapıldığı için dava şartı yokluğundan davanın reddini istemiştir.
Mahkeme; 07.01.2019 günü dava dışı sürücü …. sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile Serik Caddesi istikametine seyir halinde iken kaza mahalli kavşağa geldiğinde sola dönüşe geçtiği esnada otomobilinin sol ön kısımlarıyla, karşı istikametten düz seyreden davacı sürücü …. sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin sol yan kısımlarına çarpması neticesi davaya konu trafik kazası meydana geldiği alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre dava dışı sürücünün %85 oranında kusurlu olduğu, davacının bu kaza nedeni ile alınan raporunda %10.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş olduğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği ile iyileşme süresi içerisinde 3 ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği, alınan aktüer raporuna göre de davacı …. ‘nin sürekli iş göremezlik zararının 165.984,27 TL, bakıcı gider tazminatının 5.153,04 TL geçici iş göremezlik zararının da 5.859,71 TL olarak hesaplanmış olmakla ıslah edilen şekilde taleple bağlı kalınarak 165.984,27 TL sürekli iş göremezlik ve 5.153,04 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 171.237,31 TL maddi tazminatın 12/09/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar vermiştir.
Sürelerinde verdikleri istinaf dilekçeleri ile;
Davacı vekili katılma yoluyla; faiz başlangıcının hatalı tespit edildiğini, başvurularının davalı şirkete 11.02.2019 tarihte ulaştığını, buna göre 8 iş günü sonrası 21.02.2019 da davalının temerrüde düştüğünü, faizin bu tarihten başlatılması gerektiğini, maluliyet oranının ATK 2.İhtisas Kurulunun tespit ettiğinin üstünde olduğunu, aleyhe hususları kabul etmediklerini,
Davalı vekili; vekil edeni şirkete usulünce başvuru olmadığı halde, davanın usulden reddi yerine işin esasının incelenmesinin doğru olmadığını, maluliyet raporunun usulsüz olup hükme esas alınamayacağını, tazminat hesabı yapılırken davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatlar tespit edilerek hükmedilecek tazminattan mahsubu gerektiğini, yine davacıya gelir bağlanması ihtimal dahilinde ise bu yönden davacıya SGK’ya karşı dava açması için önel verilmesi ve sonucunun beklenmesi gerektiğini, vekil edeni şirketin poliçeye göre geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinden sorumlu olmadığı halde,anılan talep kalemlerine hükmedilmesinin doğru olmadığını, kusur durumunun aşikar şekilde tespiti gerektiğini, bunun için hem ATK ilgili ihtisas dairesinden, hem de KGM den rapor temini gerektiğini, davacı seyri sırasında kask takmadığı ve koruyucu kıyafet giymediği için ve diğer güvenlik önlemlerini almadığı için zararın doğmasına/artmasına etkili olduğundan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini,
İleri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemişlerdir.
Dava, trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, davalı sigorta şirketine 2918 Sayılı KTK’nın 97.maddesi uyarınca başvuru yapmış olmasına, maluliyet tespitinin dosyadaki tıbbi belgelere, davacıdaki yaralanmaya uygun biçimde tespit edilmiş olmasına, tazminatlara faiz işletilmesi sigortaya iş göremezlik raporu da olduğu halde başvurunun yapıldığı 26/08/2019 gününden 8 iş gününe sonrasına denk gelen 12/09/2019 tarihinden başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, SGK’ya yazılan müzekkereye verilen cevapta davacı kazazedeye herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi gelir de bağlanmamış olmasına, Yargıtay’ın ve Dairemizin yerleşik kararlarına göre geçici iş göremezlik tazminatının -yeni genel şartlar dönemindeki kazalar da dahil- poliçe kapsamında olmasına, kusur tespitinin dosyadaki delillere kazanın oluş biçimine ve trafik mevzuatına uygun yapılmasına, davacının sol diz ve üst kısımdan yaralanması sebebiyle kask takmamasının sonuca tesiri görülmemesi sebebiyle hesap yaptırılan tazminatlardan katışık kusur indirimi yapılmamasında bir isabetsizlik görülmemesine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davacı ve davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı ve davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, davacı yönünden alınması gerekli 179,90 TL karar harcından peşin olarak yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, davalı yönünden alınması gerekli 11.697,22 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 2.924,30 TL’nin mahsubu ile 8.772,92‬ TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, taraflarca yapılan başvuru giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, dair 17/02/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi