Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/969 E. 2023/1037 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2020
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 19/06/2023
YAZIM TARİHİ : 19/06/2023

22/08/2018 günü, saat 08:27 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile … Caddesini takiben … Kavşağı istikametinden … Kavşağı yönüne doğru seyirle olay mahalline geldiğinde seyir istikametine göre sol taraftan, orta refüj üzerinden gelerek sağına doğru yolu karşıdan karşıya geçmek üzere kaplamaya intikal eden yaya … ’a, idaresindeki aracın sağ ön kesimi ile çarpması neticesinde, yayanın ölümü ile sonuçlanan dava konusu kaza meydana gelmiş; mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesinden temin edilen ve hükme dayanak kılınan 24/02/2020 tarihli rapora göre; sürücü … , idaresindeki araç ile gündüz vakti görüşün açık olduğu meskun mahal sınırları dahilindeki yolda seyrini sürdürürken yola gereken dikkatini vermemiş, görüş alanını kontrol altında bulundurmamış, ön ilerisinde üst geçit çıkışında orta refüj üzerinden gelerek kaplamaya giriş yapıp yolun yarısından fazlasını kat eden yayayı fark edemeyip bu yayaya tedbirsizce çarptığı olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketleri nedeni ile %30 oranında tali kusurlu; müteveffa yaya … , yolu karşıdan karşıya geçmek için yakınında bulunan yaya üst geçidini kullanması gerekirken belirtilen bu kurala riayet etmemiş, sağ tarafından yaklaşmakta olan aracın hız ve mesafesine dikkat etmeyip, karşıdan karşıya geçmek için kontrolsüzce yola intikal ederek gelen bu araca ilk geçiş hakkı bırakmamış olup, meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı hareketleriyle %70 oranında asli kusurludur. Bu kusur durumu uyarınca davacıların destekten yoksun kalma zararlarının tespiti için bilirkişiden alınan kök ve ek raporlarda; desteğin emekli olduğu ve fiilen çalışmaya devam ettiği kabul edildiğinde; davacı …’in 67.604,89 TL, davacı …’ın 3.858,60 TL; desteğin emekli olup çalışmadığı kabul edildiğinde ise; davacı …’in 65.548,16 TL, davacı …’in 3.492,24 TL destekten yoksun kalma zararına uğradıkları, diğer davacı …’in ise yaşı ve çalışıyor olması sebebiyle destekten yoksun kalma zararının bulunmadığı bildirilmiştir.
Davacılar vekili; kaza nedeniyle müvekkillerinin desteği …’ın hayatını kaybettiğini, desteğin emekli olduğunu, ancak aşçı olarak çalışmaya devam ettiğini ve evin geçimini sağladığını, bu ölüm nedeniyle müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek artırılmış haliyle davacı … için 4.000,00 TL, davacı … için 67.604,89 TL, davacı … için 3.858,60 TL destekten yoksun kalma tazminatları ile her bir davacı için ayrı ayrı 20.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın 22/08/2018 olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili; müvekkili şirkete başvuru yapılmadığını, davacıların 18 yaşından büyük olmaları sebebiyle destekten yoksun kalma zararlarının oluşmayacağını, kusurun ve zararın tespiti gerektiğini ileri sürerek özce davanın reddini savunmuştur.
Davalı … ; kaza nedeniyle SGK tarafından davacılara ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, kazada müvekkilinin kusuru bulunmadığını, kusurun ilgili kurumdan tespit ettirilmesini, müteveffanın emekli olup başka bir işte çalışmadığını, talep edilen manevi tazminatın yüksek olduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
İhbar olunan … Sigorta A.Ş. vekili; kazaya karışan aracın kasko sigortacısı olduğunu, yüksek miktarda manevi tazminat talep edildiğini, kusurun tespiti ile ihbar olunan konumunda bulunan müvekkili hakkında karar verilmemesini istemiştir.
Mahkemece, maddi tazminat istemi yönünden davacı …’in açtığı davanın reddine, diğer davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulü ile davacı … için 67.604,89 TL, davacı … için 3.858,60 TL destekten yoksun kalma tazminatlarına, manevi tazminat yönünden ise davacı … için 10.000,00 TL, diğer davacılar için ise 5.000,00’er TL’ye hükmolunmuştur.
Davalı … vekili istinafında; desteğin %70 oranındaki asli kusuruyla kazaya sebebiyet vermesine, desteğin 54 yaşında olmasına, müvekkilinin sosyal ve ekonomik durumuna nazaran hüküm altına alınan manevi tazminatın yüksek olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının sadece manevi tazminat yönünden kaldırılması ile bu istemler yönünden davanın reddini istemiştir.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu takdirine, tarafların kusur nispeti ve davacıların ölene yakınlıkları ve sair dosya kapsamına nazaran davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminat tutarlarının fazla olmamasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Davalı …’ın peşin yatırdığı 342,00 TL harcın mahsubuna, bakiye 1.024,20 TL istinaf karar harcının anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Yapılan istinaf başvuru giderlerinin müstenif davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kullanılmayan avansın iadesi, kararın kesinleştirilmesi vs. gibi işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme ve müzakere sonucunda 19/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca oy birliği ile kesin olarak karar verildi.