Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/964 E. 2023/1054 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2020
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 20/06/2023
YAZIM TARİHİ : 20/06/2023

01/06/2016 günü saat 14.00 sularında davalı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı otomobili ile seyri sırasında olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek banket üzerinde seyreden …’nin sevk ve idaresindeki motosiklete arkadan çarpması sonucu … ve arkasında yolcu konumundaki … hayatını kaybetmiştir. Olaya ilişkin Denizli 4. Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde görülen ceza yargılamasında ATK’dan temin edilen 05/12/2016 tarihli rapora göre kazanın oluşumunda davalı sürücü asli kusurlu, motosiklet sürücüsü ise kusursuzdur. Eldeki dosya kapsamında bu kusur durumu üzerinden aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemede mahsup edilmek suretiyle, davacı …’ın 8.239,70 TL annesinin desteğinden, 10.635,76 TL babasının desteğinden yoksun kaldığı; davacı …’in ise 13.353,41 TL annesinin desteğinden, 19.242,57 TL babasının desteğinden yoksunluk zararları oluştuğu bildirilmiştir.
Davacılar vekili; kazanın oluşumunda davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle anne ve babalarını kaybeden davacıların maddi ve manevi zarara uğradıklarını, müvekkilleri adına davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ve toplamda 34.518,00 TL tutarında zararlarının kendilerine ödendiğini ileri sürerek artırılmış haliyle davacı … için 18.875,46 TL, davacı … için 32.595,98 TL olmak üzere 51.471,44 TL destekten yoksun kalma tazminatlarının tüm davalılardan 01/06/2016 olay tarihinden; her bir davacı yönünden ayrı ayrı annelerinin ölümünden kaynaklı 100.000,00 TL, babalarının ölümünden kaynaklı 100.000,00 TL olmak üzere toplam 400.000,00 TL manevi tazminatın 01/06/2016 olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’ten alınarak davacılara verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili; görev itirazıyla, müvekkilinin, aracı uzun süreli kira sözleşmesi ile dava dışı … A.Ş.’ye kiraladığını, bu sebeple müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, talep edilen tazminatların yüksek olduğunu ileri sürerek özce davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili; müteveffa …’nin kullandığı motosiklet ile seyri sırasında müvekkilinin kullandığı aracın önüne gelecek şekilde aniden yalpalaması üzerine müvekkilinin çarpmamak için elinden geleni yaptığını, ancak kazanın oluşumuna engel olamadığını, kaza tespit tutanağında müvekkiline tam kusur verilmiş ise de, kusuru bulunmadığını, desteklerin motosiklet kullanırlerken takmaları gereken koruyucu ekipmanları takmadıklarını ileri sürerek özce davanın reddini savunmuştur.
Davalı sigorta şirketi davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı … A.Ş.’nin aracını uzun süreli olarak dava dışı şirkete kiraladığından işleten sıfatının kalmadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine; diğer davalılar yönünden maddi tazminat davasının kabulüne; manevi tazminat davası yönünden ise her bir davacı yönünden ayrı ayrı olmak üzere annelerinin ölümünden kaynaklı 20.000,00’er TL, babalarının ölümünden kaynaklı 20.000,00’er TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücüden tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Müddetinde verdikleri istinaf dilekçelerinde,
Davacılar vekili;
1-Hesaplamanın devre başı ödemeli belirli süreli rant formülüne göre değil, progresif rant yöntemine göre yapılmasının gerektiğini,
2-Muris babanın kayıtlı geliri üzerinden değil de, asgari ücret üzerinden hesap yapılmasının hatalı olduğunu,
3-Halen üniversite öğrencisi olan davacı …’ın 25 yaşına kadar tazminat hesabı yapılmasının lazım geldiğini,
4-Hüküm altına alınan manevi tazminatların olay karşısında çok kaldığını,
Davalı … A.Ş. vekili;
Müvekkili hakkında husumet yokluğundan ret kararı verildiğinden, AAÜT’nin 7. maddesine göre lehine vekalet ücreti ve ayrıca yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini,
Davalı sigorta şirketi vekili;
1-Koruyucu ekipman takmayan anne ve babanın müterafik kusurlu olduklarını ve tazminattan bu kusur yönünden indirim yapılmasını,
2-Desteklerin hayatta olan anne ve babalarının destek paylarının hesaplamada nazara alınmadığını, bilirkişi raporunda tespit edilen miktarın gerçek zararın üzerinde olduğunu,
3-Mahkemece dava dilekçesi ile talep edilen kısım için dava tarihinden, ıslahla istenen kısım için ıslah tarihinden faize hükmedilmesi gerekirken, tüm tazminata temerrüt tarihinden faiz işletilmesinin hata taşıdığını
ileri sürerek kararın kaldırılması ile talepleri gibi hüküm kurulmasını talep etmişlerdir.
Dava, ölümlü trafik kazası nedenli maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Öncelikle davalı … vekilinin ek karara yönelik yaptığı istinaf başvurusu yönünden; mahkemece verilen karar anılan davalı vekiline 17/11/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili 25/11/2020 tarihinde, yani süresinde istinaf dilekçesini sunmuş ancak gerekli harç ve masrafları yatırmamış, mahkeme istinaf harç ve masraflarını 1 haftalık kesin sürede yatırması gerektiği, aksi takdirde istinaf isteminden vazgeçmiş sayılacağına yönelik muhtırayı davalı vekiline 09/02/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ etmiş, ancak muhtıraya rağmen anılan davalı harç ve masraflar yatırmamıştır. Buna göre mahkemece 19/02/2021 tarihli ara kararla istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetlidir. Tüm bu hususlar ışığında davalı … vekilinin ek karara karşı yaptığı istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu takdirine, davacıların babalarının gelirinin hesap raporunda bordroda yer aldığı şekilde asgari ücretin 1,497 katı üzerinden yapılmasına, dosyaya eğitim belgeleri sunulmayan davacı … yönünden 22 yaşına kadar tazminat hesabı yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, yine davacılar vekili (daha öncesinde rapora karşı sunduğu) itirazları hususunda şerh koymadan davasını belirli hale getirdiğinden tazminat hesap yöntemiyle ilgili yapmış olduğu istinafın sonuca etkisinin bulunmamasına, kök hesap raporu kendisine 04/02/2019 tarihinde tebliğ edilen davalı sigorta şirketinin süresinde rapora itirazının bulunmamasına, ceza dosyasının incelenmesine göre davacılar desteklerinin müterafik kusurları ile ölüm sonucu arasında uygun illiyet bağı bulunmamasına, mahkemece tüm tazminatlara temerrüt tarihinden faiz işletilmesinde ve hakkındaki dava uzun süreli kiralama nedeniyle usulden reddedilen kayıt maliki davalı …şirketi lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davalı sigorta şirketi ile davalı … Şirketinin tüm istinaf itirazlarının, davacılar vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
3-TBK’nın 56/2 madde ve bendine göre ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. TMK’nun 4’üncü maddesine göre ise kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim hukuka ve hakkaniyete göre karar verir. Bu düzenlemelere göre manevi tazminat tayin ve taktir edilirken manevi tazminatın 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı İBK’da belirlenen acı ve üzüntüyü gidermek, bir huzur ve tatmin duygusu yaratma amacı ile gelişen hukukta benimsenen zararları tamamlama ve denkleştirme ve aynı zamanda caydırıcılık işlevlerinin göz önünde bulundurulması gerekir. Tazminatı doğuran olayın işleniş biçimi, sonuçları, meydana getirdiği etkiler, kusur ve sorumluluk oranları, tarafların sosyal konumları, aile ilişkileri, yaptıkları meslekler, gelir durumları gibi olgular da manevi tazminatın takdirinde etkili olan etmenlerdir. Somut olayda, davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğu kaza nedeniyle davacıların anne ve babalarını kaybetmesi, olay tarihi, ölenlerin yaşı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücünün düşüklüğü ve yukarıda açıklanan ilkeler nazara alındığında davacıların talep ettikleri tazminatların tümden hüküm altına alınması gerekirken, kısmen kabul kararı verilmesi hatalı olmuştur. Bu sebeple davacılar vekilinin istinaf itirazlarının kabulü gerekir.
4-HMK’nın 353/1-b,2 madde ve bendine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.
5-İzahı yapıldığı üzere, davalılar vekillerinin tüm istinaf itirazlarının, davacılar vekilinin ise manevi tazminat dışında kalan sair istinaf itirazlarının esastan reddine; manevi tazminata yönelen istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hükmün yeniden tesisi kapsamında, davalı … A.Ş. yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine; diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmesi için hükmün yeniden tesisi gerekir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
I-Davalılar vekillerinin tüm istinaf itirazlarının, davacılar vekilinin ise manevi tazminat dışında kalan sair istinaf itirazlarının esastan reddine; manevi tazminata yönelen istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK’nın 353/1-b,2 madde ve bendi uyarınca aşağıda gösterilen şekilde yeniden oluşturulmasına,
II-1-Davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile;
a-Maddi tazminat istemi bakımından, annelerinin ölümü nedeniyle davacı … için 8.239,70 TL, davacı … için 13.353,41 TL destekten yoksun kalma tazminatlarının davalı sigorta şirketi yönünden 23/09/2016 temerrüt tarihinden, davalı … yönünden 01/06/2016 olay tarihinden; babalarının ölümü nedeniyle davacı … için 10.635,76 TL, davacı … için 19.242,57 TL destekten yoksun kalma tazminatlarının davalı sigorta şirketi yönünden 25/10/2016 temerrüt tarihinden, davalı … yönünden 01/06/2016 olay tarihinden işleyecek yasal faizleriyle birlikte anılan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
b-Manevi tazminat istemi bakımından davanın kabulü ile her bir davacı için ayrı ayrı olacak şekilde annelerinin ölümü için 100.000,00’er TL, babalarının ölümü için 100.000,00’er TL olmak üzere toplam 400.000,00 TL’nin 01/06/2016 olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine,
2-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 3.516,01 TL karar harcından peşin yatırılan 1.486,24 TL’nin mahsubuna, bakiye 2.029,77 TL’nin davalı sigorta şirketi ile davalı …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 27.324,00 TL karar harcının davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacıların yaptıkları harç dahil 2.854,24 TL yargılama giderinin davalı sigorta şirketi ile davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Davalıların yaptıkları yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat davası yönünden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.491,29 TL nispi vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi ile davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 59.000,00 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi ile davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
8-Davalılar yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
III-İstinaf harç ve yargılama giderleri yönünden,
1-Davacıların peşin yatırdıkları istinaf ilam harçlarının talepleri halinde iadesine,
2-Davalı …’ten alınmayan 179,90 TL istinaf karar harcının tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı sigorta şirketinin peşin yatırdığı (54,40 + 824,40) 878,80 TL istinaf karar harcının mahsubuna, bakiye 2.637,21 TL’nin anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalı … A.Ş.’nin peşin yatırdığı 54,40 TL istinaf karar harcının mahsubuna, bakiye 125,50 TL’nin anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacıların yaptığı 247,6‬0 TL yargılama giderinin davalı …’ten alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalıların yaptıkları istinaf başvuru giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan avansların ilgililerine iadesine,
8-Avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
20/06/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.