Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/820 E. 2023/981 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2021
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 12/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/06/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili ; 18.10.2016 veli … sevk ve idaresindeki … plakalı vasatı ile arkasında davacı … yolcu olarak bulunduğu halde seyrederken ,davalı şirkete zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı ve dava dışı … idaresindeki … plakalı aracın kaza yapması neticesinde davacının yaralandığını beyanla artırılmış haliyle 140.128,72 TL daimi iş göremezlik tazminatının kaza gününden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … şirketi vekili; davaya konu … plakalı aracın müvekkil şirket tarafından sigortalandığını, dava konusu zararlara ilişin olarak sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, masraf, vekalet ücreti sorumluluğunun bu miktara isabet eden oranlarda olduğunu, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkil şirketin sorumlu olmadığını, öncelikle kusur durumunun net olarak tespit edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla gelir durumuna ilişkin olarak somut belge ve delil sunulamaması halinde yasal asgari ücreti esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, davacının avas faizi talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; trafikçi bilirkişiden temin ettiği 05.03.2019 günlü raporda davalıya sigortalı araç sürücüsü … ’in asli %75, davacının bulunduğu vasıta sürücüsünün ise tali %25 oranlarında kusurlu oldukları,P.Ü Adli Tıp Ana Bilim dalından Çalıma Gücü…………..Yönetmeliğine göre alınan 15 mayıs 2018 günlü raporda davacının %10,3 daimi iş göremezliği bulunduğunu,kazadan itibaren 9 ay sonra normal yaşama dönebileceği, daha sonra aynı kurumdan Özürlülük Ölçütü……….Yönetmeliğine göre düzenlenen 30 Nisan 2020 tarihli raporda ise davacının kalıcı sakatlığının %12,6 , geçici iş göremezlik süresinin ise 9 ay olarak tespit edildiği,usul ve yasaya uygun görülen 18.11.2020 tarihli hesap bilirkişi ek raporuna değer verilerek,davanın kabulü ile,140.128,72 TL sürekli iş göremezlik zararının 09.05.2017 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine. (poliçe limiti ile sınırlı biçimde) hükmetmiştir.
Davalı … şirketi vekili istinafında; yerel mahkemece maddi meselenin taktirinde hata yapıldığını, eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğunu, şöyle ki kaza ve poliçe tarihine göre PMF 1931 yaşam tablosuna göre ömür sürelerinin tespitinin hatalı olduğunu, TRH 2010 yaşam tablosu kullanılması gerektiğini, hesaplamaya, Özürlülük Ölçütü Değerlendirilmesi….Yönetmeliğine göre tanzim edilen iş göremezlik raporunun esas alınması gerektiğini, yine bu nevi raporların da yetkili hastane,itiraz üzerine hakem hastanelerce düzenlenmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere,müvekkiline sigortalı araç sürücüsünün %75 nispetinde kusurlu olmasına rağmen, tüm zarardan, müteselsil sorumluluktan bahsederek, sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, kaza tutanağında davacı kazazedenin aracın arka koltuğunda oturduğu,kemer takıp takmadığının belirsiz olmasına karşılık, gerekli araştırma yapılması ile kemersizlik söz konusu ile hesap edilen tazminattan %20 nispetinde katışık kusur dolayısıyla indirim uygulanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, hesaplamada PMF 1931 yaşam tablosunun kullanılması usulsüz ise de TRH 2010 hayat tablosunun kullanıldığında bakiye sürelerin uzun olması sebebiyle sonuç olarak tazminatın daha fazla olacağı anlaşılmakla, bu istinaf itirazları yönüyle davalı … şirketinin hukuki yararının bulunmamasına, dosya içerisinde hem Çalışma Gücü…. Yönetmeliğine hem de Özürlülük Ölçütü……Yönetmeliğine göre ayrı ayrı raporlar alındığı, neticede Çalışma Gücü… Yönetmeliğine göre davacının daha az maluliyeti olduğu için sonuçta bu istinaf yönüyle de davalının hukuki yararı bulunmamasına, davacı kazazede zararın davalı taraftan karşılanmasını talep ettiği, salt davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusuruna denk zararı talep etmediğine göre 6098 Sayılı TBK’nın 61 ve 163 maddeleri uyarınca -kusur nispetleri nazara alınmadan- tüm zarardan davalı şirketin sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük görülmemesine, kazada davacının emniyet kemeri takmadığının ispatlanamamasına göre dosyadaki deliller nazara alındığında müterafik kusur indirimi yapılmamasında bir isabetsizlik olmamasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 9.572,19 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 2.393,50 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 7.178,69 TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan tahsili İle Hazineye gelir kaydına, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına, davalı tarafından yapılan başvuru giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, dair 12/06/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.