Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/738 E. 2023/1113 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 10/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 10/07/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacılar vekili ile davalı …. Müdürlüğü vekili ve davalı …. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 18/04/2012 tarihinde müvekkili … nun sürücüsü olduğu …. plaka sayılı araca şiddetli rüzgar ve kum fırtınası sebebiyle davalı … nun sürücüsü, davalı …. Müdürlüğü’nün işleteni ve davalı …. A.Ş.’nin trafik sigortacısı olduğu …. plaka sayılı kamyonun tam kusurlu olarak çarpması sonucu müvekkilinin ağır derecede yaralandığı ve malul kaldığından bahisle belirsiz alacak davası şeklinde açılan davada davacı …. için şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminat, 1.000,00 TL bakıcı gideri ve 40.000,00 TL manevi tazminat, davacı eş …. için 15.000,00 TL manevi tazminat, davacı çocuk … için 10.000,00 TL manevi tazminat, davacı çocuk … için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu olmamak kaydıyla 18/04/2012 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 13/03/2018 tarihinde talep arttırım dilekçesiyle 8.904,00 TL geçici iş görmezlik tazminatı, 240.480,00 TL sürekli iş görmezlik tazminatı ve 391.317,00 TL bakıcı gideri tazminatı istemiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı …. A.Ş. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusuru, poliçe limiti ve kapsamıyla sınırlı olduğu, poliçe limitinin kişi başı 225.000,00 TL zararı karşıladığı, maluliyetin, kusurun ve zararın usulünce belirlenmesi gerektiği, müvekkili şirketin davadan önce temerrüte düşürülmediğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı …. Müdürlüğü vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığı, hizmet kusuru nedeniyle oluşan kazadan dolayı idare mahkemelerinin görevli olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı …. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Konya Mahkemelerinin yetkili olduğu, dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini beyanla davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Trafik kazası tespit tutanağı, Koyna 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….esas sayılı dosya örneği, davacının tedavisine esas tıbbi belgeler, kusur raporu, maluliyet ve bakıcı ihtiyacı raporları, tazminat bilirkişisi raporları, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davacının yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğu, alınan raporlar doğrultusunda davacı … nun trafik kazası sonucu %61 oranında maluliyete uğrayacak, iyileşme süresi 12 aya kadar uzayabilecek ve iyileşme süresi içerisinde 2 ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabilecek şekilde yaralandığı, davacı … nun talep edebileceği tazminat miktarlarının bilirkişiler tarafından belirlendiği, davacı … nun ağır şekilde yaralanmasından dolayı davacı eş ve çocuklarının da manevi tazminat talep edebilecekleri gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat davaları kısmen kabul edilerek davacı …. için 8.901,89 TL geçici iş görmezlik tazminatı, 240.480,00 TL sürekli iş görmezlik tazminatı ve 1.773,00 TL bakıcı giderinin davalılar …. ve …. Müdürlüğü yönünden 18/04/2012 kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden 11/12/2012 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketinin tazminat sorumluluğunun kaza tarihindeki poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına, 30/05/2017 tarihli ara karar ile hükmedilen geçici ödemenin kararın infazı aşamasında nazara alınmasına, davacı …. için 25.000,00 TL, davacı …. için 10.000,00 TL, davacı …. için 5.000,00 TL ve davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın 18/04/2012 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …. ve …. Müdürlüğü’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı … nun bakıcıya muhtaç kalacak şekilde yaralandığı, ev içerisinde kendi zorunlu ihtiyaçlarını dahi tek başına yapamadığı, yalnız başına 10 metre dahi gidemeyecek halde olduğu, sürekli olarak eş ve çocuklarından destek aldığı, bakıcı ihtiyacı için hükme esas alınan Adli TIp Kurumu 2. İhtisas Kurumu raporunda kendisi tarafından talep edilen Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Antalya Eğitim Araştırma Hastanesinde yapılan tektik ve sonuçları dikkate almadan, incelemeye tabi tutmadan mütalaa verildiği, bu rapor ve tetkikler incelenmiş olsaydı davacının sürekli bakıcıya ihtiyaç olduğunun anlaşabileceği, ilk derece mahkemesince bakıcı ihtiyacı için eksik incelemeyle karar verildiği, kaldı ki davacının sürekli bakıcıya ihtiyacı olduğuna dair Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporlara davalılar tarafından süresinde itiraz edilmediğinden raporun kendi lehlerine usuli kazanılmış hak oluşturduğu, davacı … nun yaralanmasının ağırlığına göre gerek bu davacı ve gerekse yakını olan diğer davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının hakkaniyete aykırı olacak şekilde düşük belirlendiği, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/3 maddesi gereğince bakıcı gideri için reddedilen tazminat kısmı için müvekkilleri yararına hükmedilen miktar kadar vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken daha fazla vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, ayrıca davalılardan …. vekilinin karar duruşmasından önce vekillikten çekilmesinden dolayı bu davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğu, bunun yanı sıra maddi tazminat davalarının kabulüne karar verilmiş ise de, asgari ücret artışından kaynaklı doğabilecek fazlaya ilişkin hakların da saklı tutulmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırımasını istemiştir.
Davalı … Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; olay anında olağanüstü kum fırtınası nedeniyle görüş mesafesinin sıfıra yakın olduğu, hava muhalefeti nedeniyle aynı anda birçok aracın karıştığı zincirleme bir trafik kazasının meydana geldiği, kazaya karışan müvekkili idareye ait aracın rutin yol bakım işlemlerini yerine getirmek üzere yolda seyir halindeyken aniden yığılan araçlarla karşılaştığı ve yolda bekleyen araçların gerekli önlemleri almaması nedeniyle kazanın meydana geldiği, kazanın oluşumunda müvekkili idareye ait aracın herhangi bir kusurunun bulunmadığı, mücbir sebebe dayalı olarak meydana gelen kazada müvekkiline ait araç sürücüsüne tam kusur izafe edilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğu, tazminat ve maluliyet oranlarının yüksek hesaplandığı, yine manevi tazminat miktarlarının fahiş olup, somut olayda manevi tazminat şartlarının da oluşmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırımasını istemiştir.
Davalı…. vekili istinaf dilekçesinde özetle; olay anında kum fırtınası ve şiddetli rüzgarın etkisi ile görüşün yer yer tamamen kaybolduğu, mahkemece mücbir sebep halinin söz konusu olup olmadığının değerlendirilmediği, trafik kazası tespit tutanağında tespit edilen hususların gerçeği ifade etmediği, ilk derece mahkemesince kusurun yanlış değerlendirildiği, yine maddi ve manevi tazminat miktarlarının fazla hesaplandığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırımasını istemiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili istinaf yasa yoluna başvurmamıştır.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bedensel zarara uğrayanların aynı kanunun 54. maddesi gereğince maddi tazminat ve aynı kanunun 56/1 maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. Yine aynı kanunun 56/2 maddesi gereğince ağır bedensel zarar halinde zarar görenin yakınları da manevi tazminat isteyebilirler. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu davacı …. yaralanmıştır. Bu yaralanma nedeniyle davacı …. geçici ve sürekli iş görmezlik zararları ile bakıcı gideri ve manevi zararının, diğer davacılar ise yakınları olan … nun ağır bedensel zarara uğramasından dolayı manevi zararlarının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda maddi tazminat davasında geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı talebinin tam, bakıcı giderinin kısmen kabulüne, manevi tazminat istemlerininde kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili, davalı … Müdürlüğü vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Konya 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/01/2015 gün ve …. esas, …. sayılı kararı ile davalının, aralarında davacı … nun da bulunduğu birden fazla kişiye karşı tam kusuruyla işlediği taksirle yaralama suçundan TCK.’nun 89/4, 62, 50 ve 52. maddeleri gereğince 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, karara karşı temyiz yasa yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesince hükmün düzelterek onanması suretiyle ceza mahkemesi kararı 25/10/2018 tarihinde kesinleşmiştir.
Kural olarak Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince ceza mahkemesince verilen kararlar hukuk hakimi bakımından bağlayıcı değildir. Ancak, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir, ceza mahkemesince fiilin hukuka aykırılığına yönelik kesinleşen maddi olgular hukuk hakimi bakımından da bağlayıcı olup, taraflar yönünden de kesin delil niteliği taşımaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/09/2008 tarih ve 2008/4/564 esas, 2008/536 kararı).
1-Davalı sürücünün kum fırtınası nedeniyle görüşün düştüğü yolda, hızını olay mahalli şartlarına göre belirlemesi, görüşün tam olarak düştüğü anda aracını uygun bir yere park etmesi gerekirken, olay mahalli şartlarına göre hızlı araç kullanmasından dolayı sebebiyet verdiği trafik kazasında tam kusurlu olduğu, ceza mahkemesince de davalı sürücünün tam kusurunun kabul edildiği dikkate alındığında davalılar vekillerinin kusura yönelik istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
2-Adli Tıp Kurulu Genel Kurul tarafından davacının maluliyet oranı %61, geçici iş görmezlik süresi ise 12 ay olarak belirlenmiş olup, davacı … nun asgari ücret seviyesindeki gelirine göre PMF 1931 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanmak suretiyle tazminat hesabı yapılmasında dosya kapsamına aykırı bir yön tespit edilmemiştir.
3-Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın …. gün ve … sayılı raporunda davacı … nun sürekli bakıcı ihtiyacı olduğu mütalaa edilmiştir. Bu rapor davacılar vekiline ve davalı …. Müdürlüğü vekiline 23/01/2018 tarihinde duruşmada elden tebliğ mahiyetinde verilmiş ve hazır olmayan davalı …. ve davalı sigorta şirketine tebliğ edilmesine karar verilmiştir. Davalı …. Müdürlüğü vekili 26/01/2018 tarihli dilekçesiyle bu rapora itiraz etmiştir. Bahsi geçen raporun diğer davalılar vekillerine tebliğ edildiğine dair dava dosyası içerisinde açık şerh içeren bir tebligat parçası bulunmamaktadır. Diğer davalılara aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan 26/02/2018 tarihli ek tazminat raporu tebliğ edilmiştir. Bununla birlikte davalı …. vekili 22/01/2018 tarihli dilekçesiyle UYAP’tan gördüğü raporu kabul etmediklerini beyan etmiş ve ayrıca 20/03/2018 tarihli dilekçesiyle de Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan rapora açıkça itiraz etmiştir. Bu itirazlar üzerine Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınan …. gün ve …. karar sayılı raporda davacı … nun sürekli bakıma muhtaç olmadığı ve iyileşme süresi içinde 2 ay boyunca başka birinin yardımına ihtiyaç duyabileceği mütalaa edilmiştir. Bu raporda davacı tarafın iddia ettiği gibi Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Pamukkale Üniversitesi Hastanesinden alınan tetkik ve raporlara ilişkin herhangi bir açıklama bulunmasa da davacının ….tarihinde kurul tarafından bizzat muayenesinin yapıldığı, davacılar vekilinin 15/11/2019 tarihli dilekçesinde Pamukkale Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi tarafından yapılan tetkik ve raporların değerlendirilmediği konusunda bir itirazlarının bulunmadığı dikkate alındığında davacı …. vekilinin bakıcı süresine ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
4-Davacı … nun talep ettiği maddi tazminat davasının kabul edilen bölümü için davacı yararına 26.030,84 TL, reddedilen maddi tazminat yönüyle davalılar yararına aynı miktarda nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Davacının talep ettiği bedensel zararlar arasında yer alan kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından doğan kayıplar ve bakıcı giderinin (tedavi giderleri) yasal dayanağı TBK’nın 54. maddesidir. Bu madde gereğince maddi zararlar ayrı ayrı belirlense de toplamı üzerinden tahsil kararı verilmesi ve dava harçları ile vekalet ücretlerinin yine bu toplam dava değeri üzerinden hesaplanması gerekir. Davacı … vekili ıslah dilekçesiyle 8.904,00 TL geçici iş görmezlik zararı, 240.480,00 TL sürekli iş görmezlik zararı ve 391.317,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam tazminat miktarını 640.701,00 TL’sına çıkarmıştır. İlk derece mahkemesince 8.904,00 TL geçici iş görmezlik zararı, 240.480,00 TL sürekli iş görmezlik zararı ve 1.773,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 251.154,89 TL tazminata hükmedilmiş, 389.546,11 TL tazminat istemi ise reddedilmiştir. Bu durumda karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/3 maddesi gereğince davalılar yararına hükmedilen nispi vekalet ücreti, davacı …. yararına hükmedilen nispi vekalet ücretini geçmediğinden davacı … nun vekalet ücretine yönelen istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
5-Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalı tarafın tam kusuru, davacı … nun yaralanma derecesi, yukarıda açıklanan ilkeler ve özellikle olay tarihi dikkate alındığında davacı … yararına hükmedilen 25.000,00 TL, davacı … yararına hükmedilen 10.000,00 TL ve davacılar … ve … yararına hükmedilen 5.000,00’er TL manevi tazminat miktarı elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusuna yeter miktarda olduğu, az ya da çok olmadığından, taraf vekillerinin manevi tazminat miktarına yönelen istinaf talepleri de reddedilmiştir.
6-İlk derece mahkemesince ayrıca hüküm tarihindeki asgari ücret itibariyle davacı … nun sürekli iş görmezlik zararı hesaplattırılmış, ancak davacı taraf davasını ıslah etmemiştir. İlk derece mahkemesince geçici iş gücü kaybı tazminatı talebi tam olarak, sürekli iş gücü kaybı tazminatı ise yeni bir ıslah dilekçesi verilmediği için arttırılma dilekçesinde talep edilen miktar kadar, bakıcı tazminatı ise kısmen kabul edilmiş, bakıcı giderinde fazlaya ilişkin istem reddedilmiştir. İlk derece mahkemesince gerekçeli kararında sürekli iş gücü tazminat talebiyle bağlı kalınarak karar verildiği açıklanmıştır. Hüküm fıkrasına davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasının yazılması zorunlu olmadığı ve davacının sürekli iş görmezlik zararının fazlaya ilişkin istemi açıkça reddedilmediği dikkate alındığında davacının sürekli iş görmezlik zararında fazlaya ilişkin hakları saklı tutulması gerektiğine yönelik istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
7-Davalı … vekili Av. …. 10/08/2020 tarihli dilekçesiyle vekillikten çekilmiştir. Karar tarihi itibariyle bu davalı kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirmemiştir. Bu nedenle reddedilen maddi ve manevi tazminatlar için bu davalı yararına vekalet ücreti taktir edilmemesi gerekirken, vekalet ücreti taktir edilmesi doğru değil ise de, gerek maddi ve gerek manevi tazminat davalarında diğer davalıların kendilerini vekil aracılığıyla temsil ettirdikleri, bu nedenle davacıların reddedilen tazminat bölümleri için yine de ilk derece mahkemesince hükmedilen miktar kadar karşı tarafa vekalet ücreti ödemek zorunda oldukları, davalı …. lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin diğer davalıların aleyhine olduğu, buna karşılık davacıların mali durumlarını etkileyen bir durumun ise söz konusu olmadığı, diğer davalıların aleyhlerine olan bu hatalı vekalet ücretine karşı istinaf yasa yoluna başvurmadıkları, hatalı kararın davacıların hukuki durumunu etkilemediği için istinaf yasa yoluna başvurmakta da hukuki yararları olmadığından davalı …. lehine vekalet ücreti hükmedilmemesi gerektiğine yönelen istinaf talebi reddedilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacılar vekili, davalı …. Müdürlüğü vekili ve …. vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekili, davalı …. Müdürlüğü vekili ve davalı …. vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar tarafından ayrı ayrı peşin yatırılan 267,80 TL’er temyiz yoluna başvurma harcından alınması gereken 148,60’ar TL istinaf yoluna başvuru harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına, fazla alınan 119,20’er TL başvuru harçlarının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine, davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 54,40’ar TL temyiz karar harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye alınması gereken 125,50’şer TL istinaf karar harcının her bir davacıdan ayrı alınarak Hazineye verilmesine,
3-Davalı ….tarafından peşin yatırılan 267,80 TL temyiz yoluna başvurma harcından alınması gereken 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına, fazla alınan 119,20 TL başvuru harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine, davalı tarafından yatırılan 5.057,58 TL temyiz karar harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 15.172,76 TL istinaf karar harcının bu davalıdan alınarak Hazineye verilmesine,
4-Davalı …. Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan istinaf harçları konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Yapılan istinaf giderlerinin yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Artan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 10/07/2023 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.