Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/685 E. 2023/990 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/06/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/05/2017 günü davacı müvekkilinin maliki ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı otomobile, davalı …’ın sürücüsü, davalı …’ın kayıtlı maliki ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin trafik sigortacısı olduğu … plaka sayılı kamyonetin ışık ihlali yapmak suretiyle çarparak sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu davacı müvekkilinin yaralandığı ve aracının hasar gördüğünden bahisle ıslahla artırılmış haliyle 1.777,50 TL bakıcı gideri, 4.212,18 TL geçici iş görmezlik tazminatı, 19.280,99 TL sürekli iş görmezlik tazminatı, 4.000,00 TL adaç değer kaybı tazminatı ve 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek banka avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun işletenin kusuru, poliçe limiti ve kapsamı ile sınırlı olduğu, iddia edilen maluliyetin ve zararın usulünce tespiti gerektiği, geçici iş görmezlik zararı ile tedavi giderlerinin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığı beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalılar … ve … davaya cevap vermemişler, davalı … vekili yargılama aşamasında davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Trafik kazası tespit tutanağı, davacının tedavisine esas tıbbi belgeler, kusur raporu, maluliyet raporu, aktüer rapor, araç değer kaybı raporu, SGK kayıtları, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğu, davacının trafik kazasına bağlı olarak %4 maluliyete uğrayacak, iyileşme süresi 3 aya kadar uzayabilecek ve 1 ay bakıcıya ihtiyaç duyacak derecede yaralandığı, alınan bilirkişi raporlarına göre davacının maddi zararlarının belirlenip davacı tarafın talebini buna göre artırdığı gerekçesiyle; 4.212,18 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 19.280,99 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 1.777,50 TL. bakıcı gideri tazminatının davalılar … ve …’dan 28/05/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere 19.280,99 TL sürekli iş gücü kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte) müteselsilen tahsiline, 4.000,00 TL değer kaybı tazminatının davalılar … ve …’dan 28/05/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte) müteselsilen tahsiline, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan 28/05/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kaza sonucunda kolunu kullanamadığı ve hayatı boyunca fizik tedaviye muhtaç hale geldiği, davalı tarafın tam kusuruna göre hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğu, ayrıca gerekçeli kararda gereksiz olarak yazılan ve dosya kapsamıyla ilgili olmayan hususlara yer verildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak gerekçenin düzeltilmesi ve manevi tazminat taleplerinin tam olarak kabulünü istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının yaralanmasının ciddi bir bedensel zarara sebebiyet vermediği, maluliyet halinin oluşmadığı, kaza sonrası olağan hayatına devam ettiği, geçici ve sürekli iş görmezlik zararı bulunmadığı, davacıya ait hasarlanan aracın 2005 model olup, 100.000 km üzeri yol yaptığı, araçta değer kaybı oluşamayacağı, müvekkilinin asgari ücretle çalıştığı, hükmedilen manevi tazminat miktarının müvekkili açısından acze sebep olacağını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; değer kaybının fahiş hesaplandığı, davacının maluliyetinin yürürlükten kaldırılan eski yönetmeliğe göre belirlendiği, davacının yaralanmasıyla maluliyeti arasında nedensellik bağı bulunmadığı, dava tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre rapor alınması gerektiği, kabul edilen kusur durumunun da yerinde olmadığı, geçici iş görmezlik, bakıcı gideri ve tedavi giderinin sigorta poliçe teminatı kapsamında bulunmadığı, yasal faiz yerine avans faizinin hükmedilmesinin doğru olmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … istinaf yasa yoluna başvurmamıştır.

G E R E K Ç E

Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bedensel zarara uğrayanların aynı kanunun 54. maddesi gereğince maddi tazminat ve aynı kanunun 56/1 maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davacının maliki ve sürücüsü olduğu otomobille, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu kamyonet arasında meydana gelen trafik kazası sonucu davacı yaralanmış ve aracı hasar görmüştür. Davacı bu trafik kazasından dolayı gerek yaralanması ve gerek aracının hasar görmesi nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararlarının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29/04/2009 gün ve 2009/19-109 esas ve 2009/123 karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10/04/1992 tarih, 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli karar uyum içinde olmalıdır. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK.’nun 294 ve 297. maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 6100 sayılı HMK.’nun 297/son maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu belirtilmiş, yine anılan kanunun 298/2 maddesi gereğince de; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Gerek Bölge Adliye Mahkemeleri’nin ve gerek Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda, ilk derece mahkemesinin kararı gerekçe bölümünde bir başka davaya ait bilirkişi raporlarına yer verilmekle birlikte, gerekçe bölümünün son paragrafında takdir edilen 4.000,00 TL manevi tazminatın dava dosyasının tarafı olmayan …’ten tahsiline karar verilip, hüküm bölümünde kısa kararda olduğu üzere 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan tahsiline karar verilmesi suretiyle gerekçe ile hüküm fıkrası ve kısa karar arasında çelişki yaratılmıştır.
Bu şekilde gerekçe ile hüküm arasında uyumsuzluk oluştuğu ve bu hususun hükmü çelişkili hale getirdiği, hükmün bu haliyle infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu açıktır.
Bu durumda 6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince taraflara yükletilen ödevlerin ve bahsedilen hakların hiçbir kuşku ve tereddüt gerektirmeyecek şekilde çok açık ve icra (infaz) edilebilir nitelikte hüküm kurulmak üzere davacı vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin istinaf talepleri kabul edilerek, aynı yasanın 353/1. fıkra (a-6) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacı vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin istinaf talepleri kabul edilerek, Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı, 09/11/2020 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-6) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik YER OLMADIĞINA,
4-Davacının peşin yatırdığı 54,40 TL istinaf karar harcının isteği halinde iadesine, 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
5-Davalı … Sigorta A.Ş.’nin peşin yatırdığı 500,00 TL istinaf karar harcının isteği halinde iadesine, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
6-Davalı …’ın peşin yatırdığı (59,30 TL + 697,00 TL) 756,30 TL istinaf karar harcının isteği halinde iadesine, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
7-İİK.’nın 36/5 maddesi gereğince davalı … Sigorta A.Ş. tarafından Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas takip sayılı dosyasına icranın geri bırakılması kararı için yatırılan teminatın iadesine,
8-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 13/06/2023 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.