Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/67 E. 2022/1438 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2020
DAVA: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 07/10/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davalılar … vekili ile … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin sürücüsü olduğu …. plaka sayılı araçla davalı …’in sürücüsü olduğu …. plaka sayılı araç aracında meydana gelen trafik kazası sonucu davacı müvekkilinin yaralandığı, trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğu, davalı …. Sigorta A.Ş.’nin davalıya ait aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğundan bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL maddi tazminatın her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ten 06/08/2008 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 25/06/2020 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat miktarını 68.840,10 TL’na çıkarmıştır.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının kaza sonrası yaşamış olduğu tüm sağlık sorunlarını kaza olayıyla ilişkilendirmeye çalıştığı, davacının kaza sonrası kalıcı sakatlığı bulunduğuna dair rapor olmadığı, tüm kusurun müvekkilinde bulunmadığı, davacı emekli olduğu için maddi bir zarara uğramadığı, talep edilen manevi tazminat miktarının fazla olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı …Ş. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; tazminat talebinin zamanaşımına uğradığı, müvekkili sigorta şirketi sorumluluğunun işletenin kusuru, poliçe limiti ve kapsamı ile sınırlı olduğu, müvekkilinden temerrüte düştüğü tarihten itibaren faiz talep edilebileceğini beyanla davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin …. esas, … karar sayılı dosya örneği, Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas, …. karar sayılı dosya örneği, trafik kazası tespit tutanağı, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi örneği, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 12/04/2019 gün ve … karar sayılı raporu, davacıya ait tedavi evrakları, tazminat bilirkişisi raporu, kusur raporu, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğu, davacının trafik kazası nedeniyle %20 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği, tazminat bilirkişi raporuna göre davacının geçici iş gücü kaybından kaynaklanan maddi zararının 2.013,03 TL, sürekli iş göremezlik kaybından kaynaklanan maddi zararının ise 66.827,07 TL olduğu gerekçesiyle 2.013,03TL geçici iş göremezlik ve 66.827,07 TL sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren, davalı …. Sigorta A.Ş. yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (sigorta şirketi sınırlı sorumlu tutularak) müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığı, kusur raporunun denetime elverişli olmadığı, bu rapora göre yapılan hesaplamanın da yerinde olmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kısmi dava olarak açılmasına rağmen bedel artırma dilekçesiyle talep artırımının mümkün olmadığı, davacı tarafın ıslah kurumuna başvurması gerektiği, artırılan tazminat bölümünün zamanaşımına uğradığı, kusur raporunun maddi olaya uygun olmadığı, davacının kaza sonucu maluliyete uğrayacak derecede yaralanmasının bulunmadığı, kusur ve maluliyet raporlarına göre yapılan tazminat hesabının da bu nedenle hatalı olduğu, davacının emekli olması nedeniyle maddi bir zararının bulunmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın kusur ve maluliyete yönelik yeni bir rapor alınma taleplerinin bulunmadığı, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açıldığı, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğunu beyanla istinaf taleplerinin reddini istemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazası haksız fiiline bağlı yaralanma nedeni ile maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41. (TBK. 49 md.) maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bedensel zarara uğrayanların aynı kanunun 46. (TBK. 54 md.) maddesi gereğince maddi tazminat ve aynı kanunun 47. (TBK. 56/1 md.) maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davacının sürücüsü olduğu araçla, davalı …’in sürücüsü olduğu araç arasında meydana gelen trafik kazası sonucu davacı yaralanmıştır. Davalı … karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır. Davacı bu yaralanmadan dolayı geçici ve sürekli iş göremezlik zararı ile manevi zararının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile 2.013,03TL geçici iş göremezlik ve 66.827,07 TL sürekli iş göremezlik tazminatının işleyecek yasal faizi ile birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00TL manevi tazminatın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı davalı … AŞ. vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
1-Davalı …Ş. vekilinin istinaf talebi bakımından:
Davalı …Ş. vekili Av. … Dairemize gönderdiği 23/08/2022 tarihli elektronik imzalı dilekçesiyle, “dava konusu kaza nedeniyle davacıların maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı vekili adına, asıl alacak ve fer’ileriyle birlikte 128.406,04 TL ödeme yapıldığı, iş bu ödemeyi almakla davacı vekili sözü geçen kazaya müteallik her türlü hak, dava ve alacaktan şirketlerinin zimmetini tamamen, kesin olarak ibra ettiği, dava konusu olay nedeni ile müvekkil şirket aleyhine açılan davadan ve fazlaya ilişkin haklarından feragat ettiği, yapılan bu ödeme neticesinde müvekkil şirketin başkaca sorumluluğu kalmadığı, yukarıda mahkeme ve karar bilgileri yazan davaya ilişkin taraflarınca gidilmiş olan istinaf kanun yolundan feragat etmekle icra dosyasına ilişkin takip yapılmayacağını, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bilvekale beyan etmiş” olup, ibraz edilen bu dilekçenin istinaf isteminden feragati de içerdiği görülmektedir. Davalı … vekilinin vekaletnamesi itibariyle kanun yollarından feragat yetkisi bulunmaktadır.
6100 Sayılı HMK 349/1. fıkrası gereğince; taraflar, ilamın kendilerine tebliğinden önce, istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edemez. 2. fıkraya göre; başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmis, ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.
Somut olayda davalı … vekilinin istinaf başvurusu ile Dairemize gelen dosyanın istinaf incelemesi tamamlanmadan önce, davalı vekilince istinaf isteminden feragat edilmesi nedeniyle istinaf inceleme isteğinin reddine karar verilmesi gerekir.
2-Davalı … vekilinin istinaf talebi bakımından:
Davalı … kazaya karışan karşı aracın sürücüsü olup, ilk derece mahkemesince tam kusurlu olduğu kabul edilerek tazminat yükümlülüğüne karar verilmiştir.
Davacı eldeki davayı açmadan önce Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esasına sunduğu 04/07/2013 tarihli dava dilekçesiyle aynı trafik kazasından dolayı yaralanması nedeniyle maluliyeti oluştuğunu iddia ederek uğradığı maddi ve manevi zararın tahsili için davalı … aleyhine tazminat davası açmıştır. Açılan davada davalı davaya cevap vermiş, davacının tıbbi belgeleri ilgili sağlık kuruluşlarından temin edilmiş, kusurun tespiti için kaza mahallinde keşif yapılmış, kusura ilişkin bilirkişi raporu dava dosyasına sunulmuş, 04/03/2014 tarihli ön inceleme duruşmasından sonra 4 duruşma daha yapılmış, 23/09/2014 tarihli duruşmada davacı vekili hazır olduğu halde “6100 sayılı HMK’nın 120. maddesi hükmü uyarınca yürürlüğe giren Gider Avansı Tarifesi gereğince eksik olan 350,00 TL gider avansının davacı tarafından iki haftalık kesin süre içerisinde mahkeme veznesine yatırılmasına, gider avansının yatırılmaması halinde HMK 115. maddesi gereğince işlem yapılacağının ihtarına (ihtarat yapıldı), gider avansı yatırıldığında geçen celse ara kararı doğrultusunda (davacının … Adli Tıp Kurumuna sevkinin sağlanarak kesin raporunun aldırılmasına, kesin rapor geldiğinde duruşma günü beklenmeksizin taraflara tebliğine) rapor aldırılmasına, masrafın gider avansından karşılanmasına” dair ara karar oluşturulmuş, bir sonraki 17/10/2014 tarihli duruşmada gider avansının verilen kesin süreden sonra yatırıldığının tespit edilmesi üzerine 17/10/2014 gün ve …. esas, ….sayılı kararla HMK’nın 114-1-g ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 11/11/2015 gün ve …. esas, …. karar sayılı ilamı ile karar onanmıştır. Yargıtay ilamı taraflara tebliğe çıkarılmış ise de, gönderilen dosya örneğinde tebliğ işlemlerinin tamamlandığına dair bir kayıt ile kararın kesinleştiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır. Ancak Uyap sistemi kayıtlarında kararın 05/04/2016 tarihinde kesinleştiğine dair şerh mevcuttur.
6100 Sayılı HMK’nın 114/1-g maddesi, davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması halini dava şartları arasında saymıştır.
Aynı yasanın 120. maddesi ise;
“(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
(2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.
(3) Taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen delil avansına ilişkin 324 üncü madde hükümleri saklıdır.
şeklinde düzenleme getirmiştir. Bu maddenin gerekçesinde her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler gider avansı olarak gösterilmiştir.
Yine aynı yasanın delil ikamesi için avans başlıklı 324. maddesi gereğince; taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır…Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dava dosyasının açıldığı ve karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve 03/04/2012 gün ve …. sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin Tensip Tutanağı başlıklı 40 ıncı maddesinin 1 inci fıkrasının d bendi gereğince tensip tutanağında “Tarafların, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 121 inci maddesi ve 129 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince delil olarak gösterdikleri belgeleri dilekçelerine ekleyerek vermeleri ile başka yerden getirilecek belgelere ilişkin gerekli bilgileri vermeleri, davacının delilleri için gider avansının kullanılacağı, davalının gerekiyorsa tespit edilecek delil avansını da yatırması, tarafların bu hususları yerine getirmedikleri takdirde, basit yargılama usulüne ilişkin hükümler saklı olmak üzere Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 140 ıncı maddesinin beşinci fıkrası gereğince ancak ön inceleme aşamasında bu eksiklikleri tamamlayabilecekleri, aksi halde bu delillerinden vazgeçmiş sayılacakları” hususuna yer verilebilir.
Aynı Yönetmeliğin Ön İnceleme başlıklı 41 inci maddesinin 1 inci fıkrasının f bendine göre “Tarafların sunmadıkları belgelerin neler olduğu, dilekçelerinde belirttikleri tüm belgeleri sunup sunmadıkları, ayrıca başka yerden getirilecek delillere ilişkin bilgi vermedikleri bir hususun bulunup bulunmadığı ve bu konuda ne şekilde işlem yapıldığı, bu aşamada karar verilmişse gerekli delil avansını yatırmaları” hususu ön inceleme tutanağına yazılmalıdır.
Aynı Yönetmeliğin Harç, Gider Avansı ve Delil Avansının Ödenmesi başlıklı 45 inci maddesinin 1 inci fıkrası “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder.” hükmünü (burada tanım sınırlı tutulmamış, gibi giderler denilmek suretiyle aslında gider avansı kapsamının daha geniş olduğu vurgulanmıştır), 3 üncü fıkrası ise “Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir.” hükmünü, 4 üncü fıkrası “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır.” hükmünü ve 5 inci fıkrası “Delil avansının ödenmesine, hâkim tarafından dilekçelerin verilmesi, ön inceleme aşaması veya tahkikatın başında karar verilir.” hükmünü ihtiva etmektedir.
6100 Sayılı HMK’nın Dördüncü Kısım’ın İspat ve Deliller Başlıklı Beşinci Bölümde delillerin neler olduğu gösterilmiştir. Buna göre deliller; belge ve senet (199 ila 224 md), yemin (225 ila 239 md), tanık (240 ila 265 md), bilirkişi incelemesi (266 ila 287 md), keşif (288 ila 292 md) ve uzman görüşüdür (293 md). HMK’nın 266. maddesi gereğince mahkeme, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebilir.
HMK’nın 120. maddesindeki gider avansı ile ilgili düzenlemenin 324. maddedeki delil ikamesi için avans kuralı ile birlikte değerlendirilmesi ve dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması gerekir. Dolayısı ile delil ikamesi için alınacak avans ile dava şartı olan gider avansının birbirinden ayrılması, delillerin ikamesi için alınacak avansın gider avansı içinde yer almaması zorunludur. HMK’nın 324. maddesi düzenlemesi karşısında, tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilmesi olanağı yoktur. Ayrıca delil ikamesi avansının da ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi gerekir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 22/02/2021 gün ve …. esas, ….karar sayılı ilamı).
Dava dilekçesinde bilirkişi incelemesi deliller arasında gösterilmiş ve yargılama sırasında da davacı taraf … Üniversitesi Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyete yönelik rapor alınmasını talep etmiştir.
Bilirkişinin görüşüne başvurulması bir ispat vasıtası ve delil niteliğinde olduğundan bilirkişiye verilecek ücret HMK’nın 324. maddesinde gösterildiği üzere delil ikamesi avansı olarak değerlendirilmelidir. Aksi halde HMK’nın 120. maddesinin gerekçesi ile mülga Yönetmeliğin 45/1 maddesi gereğince her türlü tebligat ve posta ücretleri dışında, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderlerin de gider avansı olduğu kabul edildiği takdirde, HMK’nın 324. maddesinde tanımlanan delil ikamesi avansının uygulanma olanağı ve yeri kalmayacaktır. …. Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanması istenilen rapor, bilirkişi raporu (delil) niteliğinde olmasından dolayı bu rapor için alınacak ücret gider avansı değil, delil ikamesi avansıdır.
Gerek gider avansı olsun, gerek delil ikamesi avansı olsun, bu giderler yargılamanın devamına sağlamaya ve yargılamayı sürüncemede bırakmamaya yönelik giderlerdir ve yatırılmaması halinde yaptırımı yasa ile düzenlenmiştir. Bu giderler işlem yapılmadan önce tahsil edilmelidir.
Daha önce taraflar arasında görülen Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esasında açılan davada, ön inceleme aşaması bitirilip, delillerin toplanması ve değerlendirilmesi için tahkikat aşamasına geçilmiştir. Davacı taraf tahkikat aşamasında maluliyetinin tespiti amacıyla kendi talebi üzerine hazırlanmasına karar verilen bilirkişi rapor ücretini yatırmamıştır. Bu pasif hareketinden dolayı trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle uğradığını iddia ettiği maluliyet derecesi ve geçici iş görmezlik süresi tespit edilememiştir. Yargılamanın uzamaması, yargılamanın taraflarca sürüncemede bırakılmaması ve en az masrafla yargılamanın sonuçlandırılması hakimin görevleri arasındadır. Davacı tarafın masraf yatırmaması sonucu yargılama uzamış ve sürüncemede bırakılmıştır. Haliyle mahkemece karşılanması istenilen para gider avansı ya da delil ikame avansı olarak değerlendirilsin ve tanımlansın, sonuç olarak bilirkişi masrafı karşılanmadığından davacı taraf yaralanma derecesini ispat edememiştir. Mahkemece açılan dava, dava şartı yokluğundan usulden reddedilmiş olsa da, usulden ret kararı verilmesine yol açan etken aslında yargılama yapılmasına engel bir durum değil, davacı tarafın davanın ispatı için gerekli masrafı yatırmaması ve iddia ettiği hususu ispat edememesidir. Bu nedenle önceki davada işin esasına girilip, esasa ilişkin bir eksiklik nedeniyle dava reddedildiğinden bahsi geçen bu dava, eldeki tazminat davasına kesin hüküm yönünden etki edecektir.
Maddi anlamda kesin hüküm ve sonuçları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 303. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre bir davada maddi anlamda kesin hükümden söz edilebilmesinin ilk şartı o hükmün şekli anlamda kesinleşmiş olmasıdır. Şekli anlamda kesinlik maddi anlamda kesinliğin ön ve temel şartını oluşturur. Bundan başka her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Kesin hüküm kamu düzenindendir ve dava şartı olarak kabul edilmiştir (HMK, m.114/1-i).
Davacı, eldeki davadan önce Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esasına eldeki davanın davalıları arasında yer alan … hakkında maddi ve manevi tazminat davası açmış ve bu dava yukarıda açıklandığı gibi esasa ilişkin nedenlerden dolayı retle sonuçlanmış, verilen karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
Bu haliyle eldeki dava ile Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esasında görülüp sonuçlandırılan davanın taraflarının, dava sebeplerinin, ilk davada kurulması istenilen hüküm fıkrası ile ikinci davacın talep sonucunun aynı olduğu gözetildiğinde, Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/10/2014 gün ve …. esas, …. sayılı kararı eldeki dava için kesin hüküm oluşturur. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davalı … hakkında açılan tazminat davasının 6100 Sayılı HMK.’nun 114/1-i ve 115/2 maddesi gereğince kesin hüküm dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla esastan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı düşmüştür.
Hal böyle olunca; açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun istinaftan feragat beyanı nedeniyle HMK’nın 349/2 maddesi gereğince reddine, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kesin hükme ilişkin dava şartının kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 355. ve 353/1. fıkra (a-4) bendinde yer alan “diğer dava şartlarına aykırılık bulunması” şeklindeki düzenleme gereğince ilk derece mahkemesinin kararının davalı … yararına esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun istinaftan feragat beyanı nedeniyle HMK’nın 349/2 maddesi gereğince REDDİNE,
2-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kesin hükme ilişkin dava şartının kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle KABULÜNE,
3-Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas – ….Karar sayılı, 17/09/2020 tarihli kararının davalı … yararına 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-4) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
4-Davanın davalı … yönünden yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
5-Davalı …’nin peşin yatırdığı 1.175,61 TL istinaf karar harcının isteği halinde iadesine, 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
6-Davalı …’in peşin yatırdığı 1.346,38 TL istinaf karar harcının isteği halinde iadesine, 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 07/10/2022 tarihinde, davalı …Ş. yönünden kurulan hükümler için 6100 sayılı HMK’nun 362. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak, davalı … yönünden kurulan hükümler için 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.