Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/587 E. 2023/848 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2020
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
YAZIM TARİHİ : 26/05/2023

Dosyada bulunan bilirkişi kök ve ek raporlarına göre; 11/06/2018 günü davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı çekici ve ona bağlı dorse ile seyri sırasında olay mahalline geldiğinde sağa dönüş için manevra yaptığı sırada dorsenin sağ arka kısmıyla, davalının çıktığı sokağa doğru dönüş yapan ve ilerlemekte olan davacının kullandığı minibüse, dorsenin sol arka kısmıyla çarpması sonucu dava konusu trafik kazası meydana gelmiş; kazanın oluşumunda davalı … tam kusurlu; davacı sürücü ise kusursuz bulunmuş; davacıya ait araçta (KDV hariç) 4.130,00 TL hasar bedeli, gerçek piyasa koşularına göre 2.500,00 TL, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre ise 678,00 TL araç değer kaybı oluştuğu bildirilmiş; bu rapora yapılan itiraz sonucu temin edilen ek raporda; aracın 20.000,00 TL sovtaj bedeli ile satılabileceği, 25.000,00 TL piyasa rayiç değeri üzerinden sovtaj bedelinin düşümü ile 5.000,00 TL hasar bedeli oluşacağı, pert işlemi yapıldığı için değer kaybı oluşmayacağı bildirilmiştir.
Davacı vekili; davalı sürücünün asli kusuruyla meydana gelen kaza neticesinde müvekkilinin aracında oluşan hasarın sigorta şirketince karşılanmadığını ileri sürerek artırılmış haliyle 3.500,00 TL araç değer kaybı, 16.937,00 TL hasar bedeli olmak üzere toplam 20.437,00 TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; davacının değer kaybı talebine ilişkin olarak davalı şirkete başvuru yapmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti dahilinde sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu ileri sürerek özce davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı sürücünün tam kusurlu olduğu, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni şartlara göre araç değer kaybının 678,00 TL olduğu, 5.036,59 TL araç hasar bedeli oluştuğu kabul edilerek 5.714,59 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili; mahkemece, aracın yeni orijinal parçalarının piyasada bulunmadığı kanaatine yalnızca … Otomotiv ile yaptığı görüşme sonucu varıldığını, oysaki orijinal parçaların … Otomotiv’de bulunduğunu, buna ilişkin belgeyi de dilekçeye ekli olarak sunduklarını, aracın parçalarının onarımı yoluna gidilmesi gerektiğinin kabulü halinde ise, bilirkişinin belirlediği fiyatların kaynağının belirsiz olduğunu ve piyasa şartlarına uygun düşmediğini ileri sürerek kararın kaldırılması ile talepleri gibi hüküm kurulmasını istemişlerdir.
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle araç değer kaybı ve hasar bedeli istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu takdirine, bilirkişinin 02/12/2019 tarihli raporunda 2005 model Renault marka minibüsün kaza tarihindeki hasarsız değerinin 25.000TL olduğu belirtilerek, aracın orijinal parçalarının piyasada bulunmadığından bahisle 5.036,59TL hasar onarım bedelinin hesaplanması sonrası davacı vekilinin bu rapora orijinal yedek parçalarla toplam onarım maliyetinin 16.957,77TL olduğuna ilişkin … Otomotivin 19/12/2019 tarihli onarım teklif formunu sunarak itiraz etmesi üzerine sunulan 23/07/2020 tarihli ek raporda zaten bu miktarın kabul edilmesi halinde bu sefer aracın tamirinin ekonomik olmayacağı ve bu durumda da sovtaj bedelinin düşümüyle hasar bedelinin 5.000TL olacağı, değer kaybının da olmayacağının belirtilmesine, bu raporun dosya kapsamına uygun olmasına rağmen mahkemece davacı lehine olan kök raporun benimsenmesine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Davacının peşin yatırdığı 59,30 TL harcın mahsubuna, bakiye 120,6‬0 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Yapılan istinaf başvuru giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kullanılmayan avansın iadesi, kararın kesinleştirilmesi vs. gibi işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme ve müzakere sonucunda 25/05/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca oy birliği ile kesin olarak karar verildi.