Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/574 E. 2023/795 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/11/2020
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/05/2023
YAZIM TARİHİ: 17/05/2023

Dava konusu trafik kazası nedeniyle davalı … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan Antalya 15. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde görülmekte olan ceza yargılamasında ATK Trafik İhtisas Dairesinden temin edilen 18/03/2016 tarihli raporda; 09/10/2015 günü saat 06.50 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, sağ taraftan yola giriş yaparak karşı tarafa geçmekte olan davacı …a çarpması sonucu meydana gelen kazada, davalı sürücünün meskun mahaldeki hız sınırlarına riayet etmeksizin, yaya geçidi bulunan mahale yaklaşırken aracın hızını azaltıp müteyakkız seyretmediğinden, yaya geçidinin ilerisinde yolun karşısına geçmeye çalışan davacı yayaya çarpmamak için etkin tedbir alamadığı olayda tali derecede; davacının ise karşı tarafa geçmek için yakında bulunan yaya geçidini kullanmaksızın kendi can güvenliğini tehlikeye atarak geçit olmayan yerden geçiş yapmaya çalışmasından dolayı kazada asli kusurlu olduğu belirtilmiş; ceza mahkemesince bu oluş ve kusur durumu üzerinden, davacının kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı da gözetilerek, hüküm kurma yoluna gidilmiş ve nihayetinde davalı sanığın 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili; kazadan dolayı mahkemenin … esas sayılı dosyasında açılan ve gider avansı yatırılmadığı için usulden reddine karar verilen davada temin edilen kusur raporuna göre davalı sürücünün %50 kusurlu olduğunu, yine aynı dosyadaki maluliyet raporunda davacının %7,2 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığının ve 3 aya kadar iyileşme süresinin uzayacağının bildirildiğini, ağır yaralanan müvekkilinin uzun süreli ameliyat ve tedavi süreçleri geçirdiğini ileri sürerek şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 40.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı gerçek kişilerden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesini talep etmiş; 21/10/2020 tarihli duruşmada, maddi tazminat konusunda sulh olunduğunu ve bu istem yönünden davanın konusuz kaldığını belirtmiştir.
Davalılar … ve … vekili; zamanaşımı ve kesin hüküm itirazıyla, kazada kusurun tamamen davacıda olduğunu, önceki davada 20.000,00 TL talep edilmişken eldeki davada 40.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini, buna muvafakat etmediklerini ileri sürerek özce davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; davacının eksik belge ile arabuluculuk kurumuna başvurduğundan sürecin olumsuz sonuçlandığını, kusurun ve zararın tespiti gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüte düşmediğini ileri sürerek davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece, maddi tazminat talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 7.000,00 TL’nin 09/10/2015 kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı gerçek kişilerden tahsiline karar verilmiştir.
Müddetinde verdikleri istinaf dilekçelerinde özetle,
Davacı vekili;
1-Hüküm altına alınan manevi tazminatın zarar karşısında çok düşük kaldığını, mahkemenin haksız olarak, açılmamış sayılmasına karar verilen bir davada istenen miktarların üzerine çıkılamayacağına dair kabulünün yerinde olmadığını, o dosyada verilen karar ile tüm sonuçların ortadan kalktığını, ayrıca manevi tazminat takdir edilirken davacının müterafik kusurunun nazara alınamayacağını,
2-Manevi tazminat tutarı hakimin takdirine dayalı olduğundan, manevi tazminatın kısmen reddi nedeniyle müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini,
Davalı gerçek kişiler vekili;
1-Davanın zamanaşımına uğradığını,
2-Aynı olaya dayalı açılan tazminat istemli davada verilen kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini,
3-Müvekkillerinin kusuru bulunmadığını, aksi kabul edilse dahi davacının yoğun kusuru karşısında hüküm altına alınan manevi tazminatın yüksek olduğunu,
ileri sürerek kararın kaldırılması ile talepleri gibi hüküm kurulmasını istemişlerdir.
Dava, yaralanmalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu takdirine, dava tarihi itibariyle yasada öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmamış olmasına, hükme esas alınan 11/02/2020 tarihli kusur heyet raporunun olayın meydana gelme şekli ve trafik mevzuatına uygun olarak tanzim edilmesine, Antalya 4. ATM’nin… Esas-… Karar sayılı dosyasında eksik gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmekle bu kararın işbu dava yönüyle kesin hüküm niteliğinde olmamasına, mahkemenin önceki davada aynı olay için talep edilen manevi tazminattan fazlasının bu davada talep edilemeyecek olduğu yönündeki kabulünün isabetli olmasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre müstenif davalılar vekilinin tüm istinaf itirazlarının, davacı vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-TBK’nın 56/1 madde ve bendine göre bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. TMK’nun 4’üncü maddesine göre ise kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim hukuka ve hakkaniyete göre karar verir. Bu düzenlemelere göre manevi tazminat tayin ve taktir edilirken manevi tazminatın 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı İBK’da belirlenen acı ve üzüntüyü gidermek, bir huzur ve tatmin duygusu yaratma amacı ile gelişen hukukta benimsenen zararları tamamlama ve denkleştirme ve aynı zamanda caydırıcılık işlevlerinin göz önünde bulundurulması gerekir. Tazminatı doğuran olayın işleniş biçimi, sonuçları, meydana getirdiği etkiler, kusur ve sorumluluk oranları, tarafların sosyal konumları, aile ilişkileri, yaptıkları meslekler, gelir durumları gibi olgular da manevi tazminatın takdirinde etkili olan etmenlerdir. Somut olayda, kazanın oluşumunda %50 kusuru bulunan davacının kazada kemik kırığı oluşacak şekilde ve %7,1 oranında malul kalacak derecede yaralanmasına, iyileşme süresi, olay tarihi, davacının yaşı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, yüksek enflasyon karşısında paranın satın alma gücünün azalması, olay üzerinden uzunca süre geçmiş olması ve yukarıda açıklanan ilkeler nazara alındığında mahkemece hükmolunan manevi tazminat miktarı az kalmaktadır. Daha yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilebilmesi için davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekir.
3-HMK’nın 353/1-b,2 madde ve bendine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.
4-Açıklanan sebeplerle, davalılar … ile … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf müracaatının kabulüne, hükmün kaldırılmasına, hükmün yeniden tesisi kapsamında maddi tazminat davası konusuz kaldığından bu istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına; manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 20.000TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı gerçek kişilerden tahsiline karar verilmesi için hükmün yeniden tesisi icap eder.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
I-Davalılar … ile … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf müracaatının kabulüne, kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK’nın 353/1-b,2 madde ve bendi uyarınca aşağıda gösterilen şekilde yeniden oluşturulmasına,
II-1-Maddi tazminat davası konusuz kaldığından bu istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL’nin 09/10/2015 olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gereken 1.366,20 TL harçtan davacının peşin yatırdığı 153,70 TL’nin mahsubuna, bakiye 1.212,5‬0 TL’nin davalılar … ve … dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacının peşin yatırdığı 153,70 TL karar harcı ile 44,40 TL başvuru harcı toplamı 198,10 TL’nin davalılar … ve … dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı 1.458,40 TL yargılama giderinin kabul ret (kabul %44,44) oranına göre hesaplanan 648,11 TL’sinin davalılar … ve … dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı uhdesinde bırakılmasına,
6-Yürürlükteki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükteki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … a verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davalı sigorta şirketinden alınarak hazineye gelir kaydına,
III-İstinaf yargılama harç ve giderleri yönünden;
1-Davacının peşin ödediği 54,40 TL istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
2-Davalılar … ve … ın peşin yatırdığı 82,00 TL istinaf ilam harcının mahsubuna, bakiye 396,00 TL’nin zikrolunan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının yaptığı 165,1‬0 TL istinaf giderinin davalılar … ve …dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalıların yaptığı istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Varsa kullanılmayan avansların ilgililerine iadesine,
6-Avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
17/05/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca miktar itibariyle kesin olarak karar verildi.