Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/548 E. 2023/700 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2020
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 05/05/2023
YAZIM TARİHİ: 05/05/2023

29/09/2016 günü saat 10.30 sıralarında sürücü … , yönetimindeki … plaka sayılı kamyonet ile … yönünden … Kavşağı yönüne seyri sırasında, … Caddesi ile kesiştiği kavşağa yaklaştığında, sağ ilerisinde aynı yönde seyretmekte olan sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı motosikleti geçerek kavşaktan sağa dönüş yapmak isterken, motosiklete sol yan kısmından çarpması sonucu dava konusu kaza meydana gelmiş; ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından temin edilen ve hükme dayanak kılınan … tarihli kusur raporuna göre, sürücü … kavşağa gelmeden en az 30 m önce sağ şeride yerleşmesi ve dönüşünü dar bir kavisle gerçekleştirmesi gerekirken, ifadeler ve 29/09/2016 tarihinde, 16.30 ve 16.40 saatlerinde düzenlenen iki ayrı tutanakta, araçların hasarlı kısımları dikkate alındığında, bu kurala riayet etmediği gibi, söz konusu motosikleti kurallara aykırı bir şekilde kavşak mahallinde geçme eyleminde bulunurken, sol yan kısmından çarpması sonucu meydana gelen olaydaki dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla %100 oranında; sürücü … ın ise kazanın oluşumunda etken hatalı herhangi tutum ve davranışı ya da kural ihlali görülmediğinden atfı kabil kusuru bulunmadığı bildirilmiştir. Davacının uğradığı maluliyete ilişkin ATK 2. İhtisas Kurulundan temin edilen … ve … tarihli raporlarda Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ile 20/02/2019 tarih, 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik uyarınca yapılan değerlendirme neticesinde davacıda %6 oranında maluliyet oluştuğu, iyileşme süresinin 2 aya kadar uzayabileceği ve iyileşme süresinin 3 haftasında başkasının yardımına ihtiyaç duyabileceği belirtilmiştir.
Davacı vekili; olay tarihinde müteahhitlik yapan müvekkilinin kaza nedeniyle sol kolunu halen kullanamayacak şekilde yaralandığını, maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000,00 TL maddi tazminat ile, 6.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek reeskont faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş; 14/07/2020 tarihli dilekçesinde maddi tazminat talepleri yönünden davalı sigorta şirketi ile anlaştıklarını ve bu istemlerinin konusuz kaldığını beyan etmiş; 29/09/2020 tarihli duruşmada ise maddi tazminat davasından feragat ettiklerini belirtmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusurun ve zararın tespiti gerektiğini, yasal faiz talep edilebileceğini ileri sürerek özce davanın reddini savunmuştur.
Davalı … ; aracıyla seyrederken dönüş yapmak istediğinde davacının düştüğünü gördüğünü ve aracını durdurup davacıyla ilgilendiğini, davacının hiçbir şeyi olmadığını beyan ettiğini ve kaza tespit tutanağı tutulmadığını, olay anını gösterir kamera kaydı delili sunulmadığını, kendisinin aracıyla kurallara uygun şekilde manevra yaptığını ileri sürerek özce davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü ile 4.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı … dan tahsiline hükmolunmuştur.
Müddetinde verdikleri istinaf layihalarında,
Davacı vekili; davalı sürücünün tam kusurlu olduğu kaza nedeniyle müvekkilinin uğradığı maluliyete karşılık manevi tazminat taleplerinin tümden kabulü gerektiğini,
Davalı … vekili;
1-Kazaya ilişkin tanık beyanı ve kamera görüntüsü olmamasına rağmen ve tescilsiz motosiklet ile kasksız şekilde yolculuk yapan davacının kendi dengesini kaybetmesi sonucu mu yoksa davalının temasıyla mı düştüğünün açıklığa kavuşturulamadığını, tüm kusurun davalıya yükletilmesini kabul etmediklerini,
2-Muayene tutaklarındaki tarihlerin hatalı olduğunu, davacının muayeneye intikal etmemesi nedeniyle gelişigüzel tutulan muayene belgelerine istinaden iki kez rapor tanzim edildiğini ve rapor ücretlerinin de müvekkiline yüklendiğini,
3-Hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğunu,
4-Reddedilen manevi tazminat yönünden lehlerine vekalet ücreti takdir edilmediğini, maddi tazminatın feragat nedeniyle reddinde ise sadece davalı sigorta şirketi lehine vekalet ücretine hükmedildiğini,
ileri sürerek kararın kaldırılmalı ile talepleri veçhile hüküm kurulmasını istemişlerdir.
Dava, yaralanmalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Taraf vekillerinin manevi tazminat miktarına yönelen istinaf itirazları ile müstenif davalı vekilinin reddedilen manevi tazminat yönünden lehlerine ret vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine yönelen istinaf itirazlarının incelenmesinde;
a-TBK’nın 56/1 madde ve bendine göre bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. TMK’nun 4 üncü maddesine göre ise kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim hukuka ve hakkaniyete göre karar verir. Bu düzenlemelere göre manevi tazminat tayin ve taktir edilirken manevi tazminatın 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı İBK’da belirlenen acı ve üzüntüyü gidermek, bir huzur ve tatmin duygusu yaratma amacı ile gelişen hukukta benimsenen zararları tamamlama ve denkleştirme ve aynı zamanda caydırıcılık işlevlerinin göz önünde bulundurulması gerekir. Tazminatı doğuran olayın işleniş biçimi, sonuçları, meydana getirdiği etkiler, kusur ve sorumluluk oranları, tarafların sosyal konumları, aile ilişkileri, yaptıkları meslekler, gelir durumları gibi olgular da manevi tazminatın takdirinde etkili olan etmenlerdir. Somut olayda, kazanın oluşumunda kusuru bulunmayan davacının kazada kemik kırığı oluşacak şekilde ve %6 oranında malul kalacak derecede yaralanmasına, iyileşme süresi, olay tarihi, davacının yaşı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, yüksek enflasyon karşısında paranın satın alma gücünün azalması, olay üzerinden uzunca süre geçmiş olması ve yukarıda açıklanan ilkeler nazara alındığında davacı tarafça talep edilen manevi tazminat makul seviyede olduğundan tümden kabulü gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Hal böyle olunca davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının kabulü, dolayısıyla müstenif davalı vekilinin manevi tazminat miktarına ve reddedilen manevi tazminat yönüyle vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine yönelen istinaf itirazının esastan reddi gerekir.
b-Davalı … vekilinin yukarıda reddedilen istinaf itirazları dışında kalan istinaf itirazlarının incelenmesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu takdirine, olayın meydana gelişi ve trafik mevzuatına uygun hazırlanan kusur raporu ile kaza tarihinde geçerli olan yönetmeliğe uygun olarak usulünce tanzim edilen maluliyet raporuna itibar edilerek hüküm verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre müstenif davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacı taraf, davalı sürücünün haksız fiil faili sıfatıyla ve kazaya karışan aracın trafik sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin ise ZMSS poliçesi gereği zarardan sorumlu olduğu iddiasıyla davalılardan 4.000,00TL maddi tazminat isteminde bulunulmuş, yine uğranılan cismani zarar sebebiyle davalı sürücüden 6.000,00TL manevi tazminat talep edilmiştir. Mahkemece, maddi tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü ile davacı yararına 4.000,00TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacının maddi tazminat isteminden feragat etmesinin sebebi yargılama sırasında sigorta şirketi ile anlaşmasıdır. Hakkından özünden feragat söz konusu değildir. Dolayısıyla davanın ikame edildiği tarih itibariyle davacı davasında haklıdır. Bu durumda mahkemece, maddi tazminatın reddi sebebiyle davalı sigorta şirketi yararına vekalet ücreti takdir edilmesi hatalı ise de, davacının bu yöne ilişen istinaf itirazı bulunmadığından, feragat nedeniyle reddedilen maddi tazminat davasında hüküm altına alınan vekalet ücretinin her iki davalıya da verilmesine karar vermek için müstenif davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekir.
3-HMK’nın 353/1-b,2 maddesi ve bendine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.
4-Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile müstenif davalı vekilinin istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve hükmün yeniden tesisi kapsamında maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin ise kabulü ile 6.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … dan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen maddi tazminat sebebiyle davalı sigorta şirketi lehine hükmedilen vekalet ücretinin tüm davalıları kapsayacak şekilde düzeltilmesine karar verilmesi için hükmün yeniden oluşturulması icap eder.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
I-Davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının kabulüne, kabul edilen istinaf itirazları sebebiyle kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK’nın 353/1-b,2 madde ve bendi uyarınca aşağıda gösterilen şekilde yeniden oluşturulmasına,
II-1-Maddi tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine,
2-Manevi tazminat isteminin kabulü ile 6.000,00 TL’nin 07/06/2017 dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … dan alınarak davacıya verilmesine,
3-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 54,40 TL karar harcından, davacının peşin yatırdığı 34,16 TL’nin mahsubuna, bakiye 20,24 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 409,86 TL karar harcının davalı … dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 2.663,60 TL yargılama giderinin kabul ret (%60 kabul) oranına göre 1.598,16 TL’sinin davalı … dan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı uhdesinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat talebi yönünden ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalı … dan alınarak davacıya verilmesine,
III-İstinaf harç ve yargılama giderleri yönünden;
1-Davacı ile davalı … ın peşin yatırdıkları istinaf ilam harçlarının talepleri halinde iadesine,
2-Davacının yaptığı 233,80 TL istinaf yargılama giderinin davalı … dan alınarak davacıya verilmesine,
3-Müstenif davalının yaptığı istinaf yargılama giderinin takdiren üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan avansların ilgililerine iadesine,
5-Avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
05/05/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.