Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/54 E. 2023/623 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2020
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 19/04/2023
YAZIM TARİHİ : 19/04/2023

06/10/2014 günü saat 10.00 sıralarında davalı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı kamyonet ile seyri sırasında olay mahalli kontrolsüz dörtlü kavşağa geldiğinde, seyrine göre sağ tarafta kalan sokaktan gelerek kavşak müşterek alanına giriş yapan sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile çarpışması sonucunda dava konusu kaza meydana gelmiştir. Kusura ilişkin ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinden temin edilen 24/12/2015 tarihli raporda, davalı sürücünün %85, dava dışı sürücünün ise %15 oranında kusurlu olduğu bildirilmiş, davacı … ‘e ise herhangi bir kusur atfedilmemiştir. Kaza nedeniyle ağır yaralanan ve felç olan davacı … , otopsi raporuna göre kazaya bağlı yaralanmaları nedeniyle 28/10/2014 tarihinde vefat etmiştir.
Davacı vekili; davalı …’ın maliki ve sürücüsü, davalı sigorta şirketinin ise sigortacısı olduğu … plakalı araç ile müvekkilinin yolcu konumunda bulunduğu aracın çarpışması neticesi meydana gelen kazada ağır yaralanan müvekkili lehine şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 25.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’dan işleyecek yasal faizleriyle tahsilini istemiş; 30/10/2014 tarihli dilekçesinde müvekkilinin vefatı sebebiyle davada taraf sıfatının değişmesi, dava konusu olan tazminat miktarları ve tazminat türünün değişiklik göstermesi bakımından yeni bir dava açma ihtimalinin de ortaya çıkması nedeniyle açmış oldukları işbu davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek işlemden kaldırılmasını talep etmiş; bu dilekçesi hakkında henüz bir karar verilmemişken 24/12/2014 tarihli dilekçesinde, müteveffa …’in yasal mirasçılarının davaya devam etmek istediklerini belirtmiş ve aynı tarihli dilekçesi ile 25.000,00 TL olan manevi tazminat talebini, her bir davacı mirasçılar için 12.500,00’er TL olacak şekilde 50.000,00 TL’ye ıslah etmiştir.
Davalı … vekili; davacı … vefat ettiğinden taraf ehliyetini kaybettiğini ve vekilin vekillik görevinin sona erdiğini, bedensel bütünlüğün bozulmasından kaynaklı talep edilen manevi zararın kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğunu ve sadece bedensel zarara uğrayan kişi tarafından talep edilebileceğini, karşı araç sürücüsünün de ağır kusuru bulunduğunu ileri sürerek davanın öncelikle usulden, olmadığı takdirde esastan reddini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, davacı tarafça müvekkiline herhangi bir başvuru yapılmadığını ve temerrüte düşmediklerini ileri sürerek özce davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı sürücünün kazanın oluşumunda %85 oranında kusurlu olduğu benimsenerek, olaydan 22 gün sonra vefat eden davacılar murisinin bu süre zarfında 706,86 TL geçici iş göremezlik zararı oluştuğu; davacı vekilince manevi tazminat ıslah edilmek istenilmiş ise de, manevi tazminatın ıslahla artırılamayacağı, ayrıca destekten yoksun kalma taleplerinin ayrı bir dava konusu olduğundan bahisle davanın kısmen kabulüne, 706,86 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 15.000,00 TL manevi tazminata hükmolunmuştur.
Davalı … vekili;
1-Manevi tazminatın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını,
2-Davacı tarafın 30/10/2014 tarihli beyanı uyarınca davanın feragat nedeniyle reddine, yahut açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini,
3-Islah yoluyla davanın taraflarının değiştirilemeyeceğini, dava dilekçesinin tümden ıslahı halinde ise 1 hafta içerisinde yeni dava dilekçesi sunulmadığından davacıların yaptığı ıslahın geçersiz olduğunu,
4-Müteveffanın bağırsak tıkanması nedeniyle vefat etmesinin kazayla illiyet bağı bulunup bulunmadığının araştırılmadığını,
ileri sürerek kararın kaldırılması ile davanın reddini istemiştir.
Dava, yaralanmalı trafik kazası nedenli maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Öncelikle maddi tazminat yönünden yapılan incelemede; bilindiği üzere HMK 352. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir. Hangi kararların istinafa elverişli bulunmadığı, HMK 341. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm tarihi (2020 yılı) itibariyle ilk derece mahkemelerinden verilen ve miktar ve değeri 5.390 TL’sını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu açıklamalara göre, mahkemece hüküm altına alınan 706,86 TL 2020 yılı kesinlik sınırı olan 5.390,00 TL’nin altında olduğundan mahkemenin maddi tazminata yönelik kararı davalılar yönünden kesin niteliktedir. Müstenif davalı vekilinin bu yöne ilişen itirazlarının usulden reddi gerekir.
2-Manevi tazminat yönünden yapılan incelemede; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu takdirine, otopsi raporuna göre davacının kaza nedeniyle vefat etmesine, davacı tarafından açılan davaya ölümü sonrası yasal mirasçıları tarafından devam edilmesine, 30/10/2014 tarihli beyanın feragat beyanı niteliğinde bulunmamasına, akabinde 24/12/2014 tarihli dilekçe ile mirasçılardan alınan vekaletname ile davaya devam olunmasına, davacı tarafça manevi tazminatın ıslah yoluyla artırılması ve doğrudan mirasçılar adına istenmesi talebinin zaten mahkemece kabul görmeyip (ölü) davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davalı … vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun usulden, manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun ise esastan reddine,
2-Davalı …’nun peşin yatırdığı 268,23 TL harcın mahsubuna, bakiye 804,70 TL istinaf karar harcının anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Yapılan istinaf başvuru giderlerinin müstenif davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kullanılmayan avansın iadesi, kararın kesinleştirilmesi vs. gibi işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme ve müzakere sonucunda 19/04/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca oy birliği ile kesin olarak karar verildi.