Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/426 E. 2023/710 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2020
DAVANIN KONUSU: Trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 05/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 05/05/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili ; 29.03.2016 tarihinde müvekkilinin yolculuk yaptığı … plaka sayılı araca,davalının sevk ve idaresindeki … plakalı vasıtanın asli kusuruyla çarpıp, davacının %10 vücut kaybına sebep olacak ve 1 yıl süre ile çalışamayacak şekilde yaralanmasına neden olduğunu beyan ile, bedensel zararlardan ötürü fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.500,00 TL maddi tazminatın sürücü/işleten yönüyle kaza tarihinden sigorta şirketi açısından ise limitle sınırlı biçimde temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte, 50.000,00 TL manevi tazminatın ise müteselsilen davalılardan tahsilini talep etmiş, 19.06.2020 günlü artırım dilekçesi ile geçici ve sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat isteğini 59.675,97 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta vekili; davacı vekilinin dava dilekçesinde işbu davayı Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla ikame etiğini işbu davada Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğunu, davacının dayandığı delillerin taraflarına tebliğe çıkarılması gerektiğini, müvekkili olduğu şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkili olduğu şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, taraf kusurlarının tespiti için Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınması gerektiğini, davayı kabul etmemekle birlikte poliçede sadece sürekli maluliyet halleri teminat altına alındığını, müvekkili olduğu şirketin sorumluluğundan bahsedilmesi için davacıların iddia ettiği sürekli sakatlık halinin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …; davacının iddialarını kabul etmediğini, kendisinin kusurlu olmadığını karşı tarafın trafik kurallarına riayet etmediğinden bu kazanın meydana geldiğini, geçimini sezonluk olarak asgari ücret ile çalıştığını, tek kusurlunun kendisinin gösterilmesinin haksız ve yersiz olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme;temin edilen raporlara göre davalı sürücünün asli %75 nispetinde kusurlu olduğu, oğlunun kullandığı araçta seyahat etmekte olan davacının bir kusurunun bulunmadığı, kaza sebebiyle davacıdan %8,3 daimi ve 4 ay geçici iş göremezlik meydana geldiği, aktüerya bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu düşüncesi ile davanın kısmen kabulü ile, 4.709,84 TL geçici ve 54.966,13 TL daimi iş göremezlik tazminatının davalı … Sigorta yönünden 17.11.2017 temerrüt tarihinden ve limit ile mahdut biçimde,davalı … açısından ise 29.03.2016 kaza gününden işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminatı talebinin ise kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL tazminatın 29.03.2016 kaza gününden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … ’den alınarak davacıya verilmesine hükmetmiştir.
Davalı … süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; kaza kusurlu olduğunu kabul etmediğini, hükme esas alınan kusur raporunda asli %75 nispetinde kusuru olduğu belirtilmiş ise de bunun kabul etmediğini,ATK trafik ihtisas Dairesi’nden rapor temin edilmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığını,yine maluliyet raporunun yetersiz olduğunu,ATK’dan rapor temini icap ettiğini, ayrıca hesap raporunun %25 kusur indirimi yapılmaması, AYM iptal kararı uyarınca sigorta genel şartları ekindeki formülün nazara alınması sebebiyle usulsüz olduğunu ,sigorta şirketi açısından maddi tazminata yazılı şekilde değil de kaza gününden faiz işletilmesi gerektiğini, çünkü kendisinin de haber vermesi ile sigortanın olay gününden itibaren kazadan haberdar olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, kaza tutanağında, ceza dosyasından temin edilen raporda ve mahkemece trafikçi bilirkişiden aldırılan mütalaada davalı sürücüye sola dönüş manevralarına aykırı davranmaktan asli ,davacının yolculuk yaptığı vasıta sürücüsüne ise kavşağa tedbirsiz ve hızlı girmekten ötürü tali kusur verildiği, mahkemece benimsenen ve taktir edilen kusur nispetinin usule uygun olmasına, davalının kusur nispetlerini lehine çevirebilecek somut savunma ve delilinin bulunmamasına, hesap raporuna davalının bidayet yargılaması sırasında bir itirazının bulunmamasına, yine davacı araçta yolcu olup kusurunun olmaması, salt davalı sürücünün kusuruna göre, 6098 sayılı 61 ve 163 maddeleri uyarınca müteselsil sorumluluktan vazgeçer biçimde bir isteği olmamasına göre hesap bilirkişisinin ulaştığı tazminattan kusur tenzili yapmamasının usule uygun olmasına, faizin yazılı şekilde sigorta yönüyle temerrüt tarihi 17.11.2017 gününde başlatılmasında bir isabetsizlik olmamasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davalı … istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı … ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.418,02 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 1.158,91 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.259,11 TL istinaf karar harcının istinaf eden davalı … dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, dair 05/05/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.