Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/418 E. 2023/682 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2020
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle)
KARAR TARİHİ: 02/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 02/05/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacı vekili, davalı …. vekili ve davalı …… vekilinin istinaf etmeleri üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; 21.03.2016 gününde müvekkili bisiklet ile giderken,davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı öteki davalı ….in yönetimindeki …. plaka sayılı aracın çarpması ile davacının ağır yaralandığından bahisle 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza gününden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ….. vekili ; davanın yetkili mahkemede açılmadığını belirterek yetki itirazında bulunmuş mahkeme aksi kanaatte ise davacının müvekkil şirkete usulüne uygun olarak müracaat etmediğini, dosyada inceleme yapılabilmesi için talep edilen eksik evrakları tamamlanmadığını, davacının manevi tazminata ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararını dosyaya sunmadan ödeme yapılmasını talep ettiğini, müvekkil şirketin gerekli araştırmayı yapmasının kasten engellendiğini belirterek HMK 114 vd uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın tüm kusuru müvekkile atfettiğini, davacı tarafın manevi tazminat talebinin zenginleşme aracı olarak kullandığını ve fahiş bir miktar talep ettiğini, davacının halen mesleğini yapabildiğini, dosyanın ilgili ATK gönderilmesini, usule aykırı başvuru nedeniyle müvekkil şirket temerrüde düşmediğinden müvekkili olduğu şirket aleyhine faize hükmedilmemesi gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. vekili; müvekkilinin kaza ile ilgili kusurunun bulunmadığını, meydana gelen kazanın davacının kendi kusurundan kaynaklandığını, davacının maddi tazminat talebini zenginleşme aracı olarak kullanmış olduğu ve fahiş bir miktar talep ettiğini, kazanın 21.03.2016 tarihinde meydana geldiğini ve kaza üzerinden yaklaşık 3,5 sene geçtiğini ve davacı ….ün halen mesleğini icra ettiğini, davacının mesleğini kaybetme tehlikesinin mesnetsiz ve anlamsız olduğunu savunarak mahkemece verilen ihtiyati haciz kabul kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme; ATK 2.İhtisas Kurulu’nun …. günlü raporuna göre kaza sebebiyle davacının tük vücut özürlülük oranın %5, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 18(onsekiz) aya kadar uzayabileceğinin mütaala edildiği,yine ATK Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin …. günlü raporunda davalı sürücünün tam kusurlu olduğunun tespit edildiği kanaatiyle davanın kısmen kabulü ile; 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketi açısından poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere dava tarihinden, davalı gerecek kişi açısından ise kaza gününden işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermiştir.
Süresinde sunulan istinaf dilekçelerinde;
Davacı vekili ; maluliyet raporunun usule aykırı olduğunu, şöyle ki müvekkilinin sağ kolunu artık kullanamadığını, sağ kolunun dirsek ve omzunda kısıtlılık oluştuğunu, yine raporun 2008 tarihinde çıkarılan Çalışma Gücü…..Yönetmeliği hükümlerine göre tespiti gerektiğini, yine dosyaya ibraz edilen … … Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen …. günlü raporda davacının engel oranı %31 olarak tespit edilmiş iken ,hükme esas alınan raporda çok düşük tespit edildiğini, arada ciddi fark olup çelişki giderilmeden,ATK 2.Üst Kurulundan rapor temin edilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, hal ve şartlara, dosya kapsamına , uzun ve meşakkatli tedavi süreci geçirilmesine, polis olan davacının sağ kolunu kullanamayıp,silah atamacağından ötürü belki mesleğinden atılabileceği endişesi taşımasına, göre belirlenen manevi tazminat miktarının az olduğunu,talebin tam kabul edilmesi gerektiğini, tazminat avans faizi yerine yasal faiz işletilmesinin ve sigorta yönüyle faizin kaza tarihi yerine dava gününden başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davalı …… şirketi vekili ; 2918 sayılı KTK’nın değişik 97.maddesi uyarınca gerekli evraklarla usulünce vekil edeni şirkete başvurulmamasına rağmen işin esasının incelenmesinin doğru olmadığını, hal ve şartlara dosyadaki delillere göre manevi tazminatın fazla taktir edildiğini, gerekçeli kararda müvekkili şirketin sorumlu olduğu poliçe limitinin açık biçimde belirtilmemesinin hatalı olduğunu, kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu,
Davalı … vekili ; dosyadaki delillere, kazanın oluş şekline, davacının hiçbir şekilde sürekli sakatlığı bulunmamasına göre taktir edilen tutarın fazla olduğu, davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını,
İleri sürdükleri ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemişlerdir.
Dava trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-a) Kaza esnasında yaralanan kimse için maddi yada manevi tazminat takdirinde iş göremezlik raporlarının doğru biçimde temini büyük önem arz etmektedir. Yine davacının ibraz ettiği rapor ile mahkemece temin edilen rapor arasında çelişki bulunması, ciddi oranda fark olması durumunda bu çelişkinin de giderilmesi gerekir. Buna göre davacı tarafın sunduğu …. Eğitim Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen …. günlü “engelli sağlık kurulu raporu”nda davacının %31 nispetinde sürekli özürü olduğu tespit edilmesine karşılık yargılama sırasında aldırılan raporda ise %5 daimi iş göremezlik bulunduğu ve iyileşmesinin kazadan itibaren 18 ayı bulabileceğini tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda mahkemece dosya kapsamı ve davacının tüm tedavi evrakları eklenmek suretiyle raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ile mahkeme ve istinaf denetimine elverişli biçimde Adli Tıp Kurumu 2. Üstü Kurulundan rapor temin edilerek oluşacak sonuca göre istenen manevi tazminatın takdiri gerekir.
b) 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 97. maddesinde “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Kaza sonucu aracı hasarlanan yada bedensel zarara uğrayan kimseler dava açmadan önce gerekli belgelerle birlikte ilgili sigorta şirketine başvurmaları gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinde, davacının sigorta şirketine müracaat etmediği, sadece zorunlu dava şartı arabuluculuğa başvurduğu ve sonuç alamadığı görülmektedir. Arabulucuya başvurmak sigorta şirketine müracaat yerine geçmez. Bu yönüyle davalı … şirketinin istinaf başvurusunun kabulü gerekir. Yapılması gereken bu dava şartının 6100 sayılı HMK’nın 115/2 madde vb. uyarınca tamamlanabilir dava şartı olduğu gözününde tutularak davacı taraftan başvuru için makul süre verilmesi ve sonucuna göre yargılamanın sürdürülmesi gerekir.
c) Davacı bisikleti ile seyri sırasında davalıların sorumluluğundaki ticari taksinin arkadan çarpması sonucunda yaralanmıştır. Manevi tazminat talep etmektedir. Bu durumda zarar veren vasıta ticari olduğu için talep de gözetilerek takdir edilen tazminata avans faizi işletilmesi yerine yazılı biçimde yasal faiz işletilmesi doğru olmamıştır.
d) Yine 6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca hükümde taraflara yüklenen borçların ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında, net biçimde ve hiçbir kuşkuya mahal olmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Bu durumda tazminata hükmederken sigorta şirketinin limitinin de hükümde açık bir şekilde gösterilmesi gerekir.
2-HMK 353/1-a,6 maddesine göre, Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması durumunda, bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir. (Değişik 28.07.2020T.7251 Sy.Kanun-35.madde)
3-Davacılar ile davalıların istinaf başvurularının kabulüne, kararın kaldırılarak izah edilen biçimde tahkikat yapılması ile oluşacak sonuca göre gereken kararın verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacılar ile davalıların istinaf başvurularının ESASTAN KABULÜNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KARARININ KALDIRILMASINA, gereken kararın verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, talepleri halinde tarafların yatırdıkları istinaf karar harçlarının kendilerine iadesine, yapmış oldukları başvuru giderlerinin nihai kararda gözetilmesine, icranın geri bırakılması için Ankara 13. İcra Dairesinin … sayılı dosyasına yatırdığı teminatın, İİK’nın 36.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ve kaldırma gerekçesine göre, taktiren müstenif davalı …. Sigorta şirketine İADESİNE, dair, 02/05/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 353/1-a madde ve bendi uyarınca kesin olarak karar verildi.

…..