Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/39 E. 2023/353 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/09/2020
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/03/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Belediyesi tarafından 5393 sayılı yasanın 70. maddesi gereğince edinildiği, davalıların sorumlusu oldukları …. isimli derginin Şubat/2017 sayısında dergi kapağı ile bir kısım sayfalarda yapılan açıklamaların müvekkilinin kişilik haklarını zedeler nitelikte olduğu bu yazıda müvekkili şirketin Fetöcüler tarafından kurulup …ne hibe edildiğinin ifade edildiği, dergi kapağındaki görselde terör örgütünün ismiyle müvekkili şirketin isminin ilk harfi ortak kullanılarak müvekkili şirketin bu terör örgütüyle organik bir ilişki içerisinde olduğunun görsel yolla ima edildiği, Fetö şüphelilerinden …ın sadece müvekkili şirkete değil oldukça fazla belediyeye danışmanlık yaptığı, öte yandan gerek bu kişi ve gerek şirket kurucularından ….ın şirket ve belediye ile ilişkisinin daha önce sonlandırıldığı, haberde verilen müvekkilin ticari faaliyeti ve ihale usulüne ilişkin bilgilerin hukuki dayanaktan yoksun yorumlarla sunulduğu, müvekkili şirketin ihaleye fesat karıştırdığı ve usulsüz rant sağladığı iddia edildiği, müvekkili şirketin Sayıştay denetimine tabi olduğunu beyanla 50.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalılar davaya süresinde cevap vermemiş, davalılar … ve …. yargılama aşamasında davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosya örneği, tanık beyanı, … isimli derginin Şubat/2017 tarihli nüshası, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davacı şirketin Fetö ile iltisaklı kişiler tarafından kurulup belediyeye hibe edildiği iddiası ve yapılan bazı ihalelerin dava konusu habere konu edildiği, yine haber başlığında Fetö ve Falez ibarelerinin baş harfi olan “F” harfinin ortak kullanıldığı sabit ise de; davacı şirketin Fetö ile iltisaklı kişiler tarafından kurulup belediyeye hibe edildiği iddiası yönünde, Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile haber içeriğine ilişkin yapılan yargılamada davalı …ın beraatine karar verildiği, davacı şirketin haberde ismi geçen dava dışı … tarafından kurulduğu, dolayısıyla da haber tarihleri itibarıyla güncel ve kamu yararı bulunan konularda basın ve ifade özgürlüğü kapsamında kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyen açıklamalara yer verildiğinin kabulü gerektiği, haber başlığında Fetö ve Falez ibarelerinin baş harfi olan “F” harfinin ortak kullanıldığı iddiası yönünde, gazetecilik tekniğinin gereği olarak bir olayın haber haline getirilip okuyucunun ilgisini çekecek nitelikte verilmesi için başlığın çarpıcı kullanılabileceği hususu da dikkate alınması gerektiğinden, yapılan bazı ihalelerin dava konusu habere konu edilmesi yönünde, hem yönetimindeki kişilerin toplumsal konumu ve tanınırlığı, hem de özel hukuk tüzel kişisi olması nedeniyle makul eleştiri sınırları daha geniş kabul edilmesi gerektiğinin anlaşıldığı ve dolayısıyla da dava konusu haberlerin bütünü itibarıyla görünür gerçekliğe uygun, basının haber verme, toplumun haber alma hakkı kapsamında kalıp davacının kişilik hakkına bir saldırı bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …ne bağlı olduğu ve bağ nedeniyle ticari şeffaflığa önem verdiği, dava konusu dergide verilen haber ve fotoğrafların eleştiri sınırının ötesinde iftira niteliği taşıdığı, müvekkili şirketi ile Fetö arasında bir bağ olduğu algısı yaratılmaya çalışıldığı, şirketin usulsüz ve yolsuz ihaleler yaptığı iddiasıyla küçük düşürüldüğü, davalılar lehine fazla vekalet ücreti hesaplandığı ve karşı taraf vekillerinden ne miktarda ödeneceği açıkça belirtilmediğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalılar … Turizm Ticaret Ltd. Şti. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından haber konusu edilen olguların benzer haber kanallarının internet sitelerinde halen yayınlandığı, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı …. vekili istinafa cevap vermemiştir.

G E R E K Ç E

Uyuşmazlık, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 58. maddesi gereğince kişilik hakları zedelenenler manevi tazminat isteyebilirler.
Davacı vekili, …. isimli derginin Şubat/2017 nüshasında müvekkili şirket hakkında kaleme alınan yazı ile dergi kapağında yer alan yazı görselinin müvekkilinin kişilik haklarının zedelendiğini ileri sürerek uğradığı manevi zararın tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Basın özgürlüğü, Anayasa’nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası’nın 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa’nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu’nun 24. ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Her ne kadar davacı şirketin kurucu ortaklarının şirketle ilişiği kesilmiş, yine bir kısım ortağın davacı şirketin bağlı olduğu … Belediyesi ile danışmanlık ilişkisi sona ermişse de, davacı şirketin önceki yetkilerinin … ile irtibatlı ve iltisaklı olduklarından dolayı haklarında ceza soruşturmaları bulunduğu, bu şirketin … Belediyesi’ne devredildiği, davacı şirketin bir kamu kurumu olan belediye ile yakın ilişkisinden dolayı kamu oyunun ilgisini çektiği, yine şirketin belediye ile yakınlığından dolayı gerek belediyeden aldığı ihaleler ve gerekse kendi yaptığı ihaleler nedeniyle kamu oyuna yansıyan usulsüzlük iddialarının basın tarafından dikkate alınıp haber yapılacağı, bahsi geçen haberde de dava dışı belediyeye ait olan bir yerin ihale ilanının davacı şirket tarafından ihaleye çıkarılmasının eleştirildiği, davacı şirketin belediyeye bağlı olmasından dolayı bu tür ağır eleştiriye açık olması gerektiği, dergi kapağındaki yazı görselinin gazetecilik tekniği açısından okuyucusunun ilgisini çekmek amacıyla sunulduğu, haberin yapılış tarihi itibariyle ülke gündemi açısından güncel olduğu ve kamuoyunu ilgilendirdiği, yazıda öz ve biçim arasındaki dengenin korunduğu dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/3 maddesi gereğince manevi tazminat davalarının tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmedilir. İlk derece mahkemesince manevi tazminat davası esastan reddedildiği halde tarifenin bu hükmü gözetilerek kendini vekille temsil ettiren davalılar yararına 3.400,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 7.300,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davacı vekilinin davanın esasına yönelen ve yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelen istinaf isteminin kabulüyle 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle; davacının açtığı manevi tazminat davasının reddine, davalılar kendilerini vekil aracılığıyla temsil ettirdiklerinden ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/3 maddesi gereğince belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit olarak verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin davanın esasına yönelen ve yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelen istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (b-2) bendi gereğince KABULÜNE,
3-İlk derece mahkemesi olan Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas – … Karar sayılı ve 02/09/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
4-Düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
a)Davacının açtığı manevi tazminat davasının REDDİNE,
b)Davacıdan ilk derece mahkemesi kararı tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 853,88 TL harçtan mahsubu ile Hazineye gelir kaydına, fazla alınan 799,48 TL harcın talebi halinde iadesine,
c)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
ç)Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/3 maddesi gereğince belirlenen 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit olarak verilmesine,
d)Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgililerine iadesine,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
6-Davacının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Artan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
8-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 21/03/2023 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 362. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.

….