Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/388 E. 2023/705 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/09/2019
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/08/2012
BİRLEŞEN DAVA (Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin )
DAVANIN KONUSU: Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 05/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 05/05/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın asıl dosyada davacılar vekili, davalı sürücü … vekili, davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Asıl dosyada davacılar vekili; 02 temmuz 2012 gününde, davacılardan … in sevk ve idaresinde, içinde öteki davacının yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı araç ile davalı şirkete kasko sigortalı,davalılardan … adına kayıtlı ve öteki davalı … in kullandığı … plaka sayılı vasıtanın kaza yaptığını, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, kaza neticesinde müvekkillerinin çok ağır yaralandıklarını, vücutlarının çeşitli noktalarında kırıklar oluştuğunu, davacı …in burnunun kırılmasından ötürü yüzünde sabit iz kaldığını açıklayarak,şimdilik 5.000,00 er TL maddi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen, her bir davacı yararına ise 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalı gerçek kişilerden müteselsilen tahsilini talep etmiş, 29 Eylül 2019 günlü açıklama dilekçesinde; davacı … yönüyle maddi tazminat isteklerinin; geçici ve sürekli iş göremezlik, çalışma gücünün azalması ve ekonomik geleceğin sarsılmasından ötürü 4.000,00 TL ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve bağlantılı gider 1.000,00 TL olduğunu, davacı … yönüyle maddi tazminat isteklerinin; geçici ve sürekli iş göremezlik, çalışma gücünün azalması ve ekonomik geleceğin sarsılmasından ötürü 3.000,00 TL ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve bağlantılı gider 1.500,00 TL ve hasar bedeli ve araç değer kaybı için 500,00 TL olduğunu beyan etmiştir.
Birleşen Antalya 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davacılar vekili ; aynı kazadan ötürü birleşen dosya davalısı … plakalı vasıtanın ZMSS’si … sigorta aleyhine şimdilik 5.000,00 er TL maddi tazminatın tahsilini talep etmiş, 29 Eylül 2019 günlü açıklama dilekçesinde; davacı … yönüyle maddi tazminat isteklerinin; geçici ve sürekli iş göremezlik,çalışma gücünün azalması ve ekonomik geleceğin sarsılmasından ötürü 4.000,00 TL ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve bağlantılı gider 1.000,00 TL olduğunu, davacı … yönüyle maddi tazminat isteklerinin; geçici ve sürekli iş göremezlik, çalışma gücünün azalması ve ekonomik geleceğin sarsılmasından ötürü 3.000,00 TL ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve bağlantılı gider 1.500,00 TL ve hasar bedeli ve araç değer kaybı için 500,00 TL olduğunu beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili; … plakalı aracın müvekkili olduğu şirket nezdinde 10/02/2012-2013 vadeli … nolu kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun zorunlu trafik sigortası hadlerinin üzerinde kalan zararları bakımından şahıs başına 25.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacının talep ettiği tazminat miktarının Zorunlu Trafik Poliçesi kapsamında kaldığını, dava konusu kaza nedeni ile davacılar tarafından gerekli tüm belgeler ile müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili; dava konusu olan meydana gelen trafik kazasında, davacılar ve müvekkili ile birlikte İsviçre vatandaşı … nın yaralandığını, müvekkilinin kaburgalarında kırık ve ezilme meydana geldiğini, meydana gelen kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacıların uğradıkları maddi zararın tazmini amacı ile müteselsil sorumlulardan diğer davalı sigorta şirketine müracaatta bulunduklarını, ancak sigorta şirketi tarafından işlemler tamamlanmadan davacıların iş bu davayı açtıklarını, sigortacının işletene rücu şartlarının da bulunmadığını, bu nedenle davacıların iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, tüm sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılandığını, bu sebeple davacıların tedavi giderleri ile ilgili olarak müteselsil sorumlulardan talep hakkı bulunmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili; müvekkilinin … plakalı aracın maliki olduğunu, bu nedenle davacıların istemlerinden sorumlu olmadığını, Yargıtay’ın araç malikinin sorumlu tutulabilmesi için işleten sıfatının bulunması gerektiği yönünde kararlarının olduğunu, müvekkilinin aracı şahsi kullanım için satın aldığını, müvekkilinin yurt dışında bulunduğu sırada diğer davalının geçici bir süreyle yemeğe gitmek için aracı müvekkilinin babasından aldığını, dolayısıyla müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını, davacıların tedavi masraflarının SGK tarafından karşılandığını, müvekkilinin işleten sıfatının ve kusurunun bulunmaması nedeniyle manevi tazminattan sorumlu olmadığını, ayrıca istenilen manevi tazminat miktarının Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre fahiş olduğunu savunarak,davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen dava davalı … Sigorta AŞ vekili; … plakalı aracın müvekkiline 20/06/2012-2013 tarihleri arasında … numaralı Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere, yaralanma ve sürekli sakatlık halinde kişi başı azami 225.000,00 TL, maddi zararları için ise araç başı azami 22.500,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin davacı … e ait araç için 21/09/2012 tarihinde 6.890,00 TL ödeme yaptığını, yapılan bu ödeme ile müvekkili olduğu sigorta şirketinin üzerine düşen tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, bu yüzden açılan bu davanın müvekkili açısından reddi gerektiğini, poliçe limitini bildirmelerinin davayı ve iddiaları kabul anlamında olmadığını, kaza sonucu üçüncü kişinin yaralanması ve veya malul kalması söz konusu olduğu takdirde sigortacının sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve sigortalının kusuru oranında yaralanan malul kalanlara veya vekiline tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkil şirkete sigortalı araçların kusurlu bulunması durumunda sorumluluğunun açıkladıkları çerçevede ve azami limit ile sınırlı olacağını savunmuştur.
Mahkeme;ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden temin edilen 23.05.2015 günlü raporda davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu, davacı sürücü … ‘in bir kusur bulunmadığı, ATK .İhtisas Kurulu’ndan aldırılan 21 Şubat 2018 günlü raporda ise davacılardan …’ in %3,1 kalıcı sakatlığı oluştuğu, iyileşme süresinin kazadan itibaren 1 (bir) ayı bulabileceği, öteki davacı …’ün ise %14 kalıcı sakatlığı meydana geldiği,iyileşme müddetinin kazadan itibaren 09 (dokuz) ayı bulabileceğinin tespit edildiği,birleşen dosyada yargılama sırasında davacıların sigortadan ödeme alıp maddi tazminat davasından feragat ettikleri gerekçesi ile, Asıl dosyada; maddi tazminat talebine ilişkin dava konusuz kalmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı … lehine 15.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın 02.07.2/12 kaza gününden işleyecek yasal faiziyle birlikte mütesilsilen davalı gerçek kişilerden tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine, birleşen dava yönünden ; maddi tazminat talebine ilişkin dava konusuz kalmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmiştir.
Süresinde sunulan istinaf dilekçelerinde;
Asıl dosyada davacılar vekili ; hal ve şartlara, dosyadaki delillere göre manevi tazminat isteklerinin tam kabul edilmesi yerine yazılı biçimde kısmen kabul edilmesinin doğru olmadığını,
Davalı sürücü … vekili; hal ve şartlara, dosyadaki delillere göre manevi tazminatların çok olup sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını,2012 yılında asgari ücretin 701 TL olduğu göz önüne alındığından taktir edilen tutarların çok olduğunu, kusurun hatalı tayin edildiğini, şöyle ki bir bölümünde çalışma olması sebebiyle diğer kısmından karşılıklı gidiş-geliş olarak yol verilen mahalde işaret ve ikaz tabelası olmadığından yolun bakımından sorumlu olan idareye kusur atfedilmesi gerektiğini, ayrı müvekkilinin yabancı uyruklu olması sebebiyle yolun bu durumunu tahmin edemeyeceği cihetle kusurun da buna göre belirlenmesi icap ettiğini ,yine davacıların yaralanma bölgelerine göre kemer takmadıkları anlaşılmakla taktir edilen tazminatlardan bu sebeple indirim yapılmamasının doğru olmadığını ,çünkü müterafik kusur olduğunu, Yine asıl dosyada manevi tazminat açısından, davalılar sürücü ve işletenin ayrı ayrı avukatla temsil olunmalarına rağmen tek ret vekalet ücreti taktirinin doğru olmadığını,
Davalı malik … vekili; Kusurun hatalı tayin edildiği,19.12.2019 günlü kusur raporuna itirazlarının nazara alınmadığını, … plakalı araç vekil eden adına kayıtlı olsa da işleten olmadığını,araç üzedrinde fiili hakimiyeti bulunmadığını,şöyle ki 09.06.2012 iye 02.10.2012 tarihleri arasında A.B.D’de olduğunu, Hal ve şartlara, dosyadaki delillere göre manevi tazminatların çok olup sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını, tazminat taktiri hususundaki Yargıtay içtihatlarına uyulmadığını,
ileri sürdükleri ve ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemişlerdir.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminatı istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, kaza tarihi ve davacılardaki maluliyetin derecesine göre manevi tazminatların hakkaniyete uygun olmasına, kusura ilişkin olarak ceza dosyasında,ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda ve daha sonra trafikçi bilirkişiden temin edilen 27.12.2019 havayle tarihli raporda, virajı aldığı sırada şerit tecavüzü yaparak karşı yönden gelen vasıtaların seyir şeridine giren davalının tam kusurlu olarak kabul edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, müterafik varlığının dosya kapsamında anlaşılamamasına ve davalının da bu hususu ispat edememesine, karar gününde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/II. madde ve bendi uyarınca manevi tazminat ret sebebi ortak olduğu için kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine tek avukatlık ücreti taktirinin isabetli olmasına, davalı kaza esnasında A.B.D’de olsa da aracın ülkemizde kendilerinin hakimiyet alanında bulunduğu, dolayısıyla KTK’nın 3.maddesi uyarınca işletenliğin değiştiği ispat edilememesine göre davalı kayıt malikinin tazminatlardan mesul tutulmasında bir isabetsizlik görülmemesine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davacılar vekili, davalı sürücü … vekili, davalı … vekillinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacılar vekili, davalı … vekili, davalı … vekillinin istinaf başvurularının ESASTAN REDDİNE,492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının istinaf eden davacılardan tahsili ile haziniye gelir kaydına, 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.366,20 TL istinaf karar harcının müstenif davalılar tarafından yatırılan (341,55 TL + 341,55 TL) olmak üzere toplam 683,10 TL’den mahsubu ile bakiye 683,10 TL istinaf karar harcının müstenif davalılardan tahsili ile haziniye gelir kaydına, davacılar ve müstenif davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, dair 05/05/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.