Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2847 E. 2021/1904 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2021
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Sigortası Kaynaklı)

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerine dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; davalı …’in sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken kavşakta kendisine kırmızı ışık yandığında duramayıp ışıkta bekleyen araca arkadan çarpması sonucu, müvekkiline ait aracın arka kısımlarından zarar gördüğünü, parça değişikliği ve onarım yapıldığını ileri sürerek kaza nedeniyle aracın uğradığı değer kaybı için şimdilik 100TL ve çekici ücreti 944TLnin tam kusurlu olan davalı sürücü, işleten ve aracın trafik sigortasından tahsilini talep ve dava etmiştir.
Antalya 12.Asliye Hukuk Mahkemesince; araç işleteni, sürücüsü ve sigorta şirketine karşı açılan davada ihtilafın özel mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemesince çözüme kavuşturulması gerekmekle dava şartı yokluğundan mahkemenin görevsizliğine, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş ,02/03/2021’de kesinleşen görevsizlik kararı üzerine dosyanın Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sırasına kaydedildiği ve 02/04/2021 tarihli tensip tutanağı ile davalı sigorta hakkındaki davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına karar verildiği ve … esas numarasını aldığı anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince; davacının trafik kazası sonucunda oluşan araç hasarından dolayı açtığı tazminat istemli davanın ticari dava niteliğinde olduğu, Türk Ticaret Kanununun 5/A. maddesi gereğince 4. maddede ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak davaları hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması gerektiği, tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği, davacının arabulucuya başvurmadan doğrudan dava açtığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İstinaf eden davacı; karşı araç sürücüsü işleteni ve trafik sigortacısına karşı açılan davada Asliye Ticaret Mahkemesi yönüyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine 06/11/2020 tarihinde Antalya arabuluculuk bürosuna başvuruda bulunulduğunu, ancak karşı tarafla uzlaşma sağlanamadığını, başvurunun 17/11/2020 tarihinde sonuçlandığını, görevli mahkemeye gönderme kararı üzerine dosyanın 16/03/2021 tarihinde görevli Asliye Ticaret Mahkemesinde tevziye girdiğini, bu aşamada arabuluculuk başvuru şartının yerine getirildiği, eksikliğin giderilmesine rağmen, Asliye Ticaret Mahkemesince Asliye Hukuk Mahkemesinde ilk dava açılış tarihi itibariyle değerlendirme yapılarak davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, mevzuatın aradığı amacın yerine getirilmiş olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı maddi hasardan kaynaklanan haksız fiil nedeni ile maddi tazminat isteğine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
07/06/2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile bazı hukuki uyuşmazlıklar yönünden, bir yandan tarafların iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edilebilmeleri, öte yandan da mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yine mahkemeler aracı kılınarak bazı tür hukuk uyuşmazlıklarında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak “Arabuluculuk” müessesesi benimsenmiştir.
Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da 06/12/2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.
Somut olayda; davacı vekili tarafından 10/09/2019 tarihinde dava açılmış, 23/10/2020 tarihinde mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, dava dosyası henüz Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmeden önce davacı tarafça 06/11/2020 günü arabulucuya başvurulduğu, tarafların uzlaşamadığına dair tutanağın ise 17/11/2020 tarihinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Antalya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı 02/03/2021 tarihinde kesinleşmiş ve dosya görevli Asliye Ticaret Mahkemesine 16/03/2021 tarihinde tevzi edildiği mahkemece 02/04/2021 tarihinde tensip tutanağı düzenlendiği görülmüştür. Eldeki dosyada görevsizlik kararı kesinleşmeden önceki aşamada bu eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan Asliye Ticaret mahkemesinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince esasa girilerek karar verilmesi gerekirken, elinde arabulucuk son tutanağı bulunan davacıdan aynı davayı bir kez daha açarak arabuluculuk yasası gereklerini “anlaşmazlık tutanağının getirilmesi” istemek Yasanın uygulanmasındaki amacına da uygun düşmeyeceği gibi, somut olayda 6100 Sayılı HMK.’nun 115/3 maddesi de gözönüne alındığında dava şartı yokluğundan red kararı verilmesi doğru görülmemiştir (benzer Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 04/02/2021 gün ve 2020/3187 esas, 2021/762 karar sayılı ilamı).
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İşin esasına göre taraf delilleri toplanarak esastan bir karar verilmesi için kararın kaldırılmasına, dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1 inci fıkrasının (a-4,6) bendi gereğince gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – …Karar sayılı 08/04/2021 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-4,6) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacının peşin yatırdığı 59,30 TL istinaf karar harcının isteği halinde iadesine, 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcının mahsubu ile Hazineye gelir kaydına,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 17/11/2021 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.

….