Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2843 E. 2023/55 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2021
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 20/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 20/01/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; müvekkilleri …. ve …. velayetinde bulunan … nın 05/07/2018 günü denizli Honaz ilçesi, …. mah. İstikametinden …. mahallesi istikametine doğru …. plakalı motosiklet ile seyir halinde iken karşı yönden gelen … plaka sayılı …. sevk ve idaresinde bulunan motosiklet ile çarpışması ile yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada … ın şerit ihlali yaparak müvekkilinin şeridine girdiğini ve motosikletlerin kafa kafaya çarpışmasına neden olduğunu, kaza sonucu müvekkilinin ve motosikletin arka kısmında oturan … ın yaralandığını, …. Devlet Hastanesinden aldırılan raporda müvekkilinin %58 oranında engel durumu çıktığını ileri sürerek arttırılmış haliyle 359.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Güvence Hesabı; davada İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, kaza tespit tutanağında .. ın kazada kusurunun olmadığının tespit edildiğini, müvekkili kurumun sorumluluğunun kazaya neden olan sürücünün kusuru oranında olduğunu, söz konusu davanın taraflarına yöneltilmesinin hatalı olduğunu beyanla öncelikli olarak usulu itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, davacılar …. ve …. velayetinde bulunan … nın 05/07/2018 günü Denizli ili, …. ilçesi, …. mah. istikametinden …. mahallesi yönüne doğru …. plakalı motosiklet ile seyir halinde iken karşı yönden gelen …. plaka sayılı …. sevk ve idaresinde bulunan motosiklet ile çarpışması ile yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, alınan kusur bilirkişisinin raporuna göre …. plakalı motosiklet sürücüsü … ın %100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, …. Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığının raporunda davacının %49 oranında malul kaldığının belirtildiği, aktüerya bilirkişisinin raporuna göre; geçici iş göremezlik zararının 9.688,34 TL, sürekli iş göremezlik zararının 773.770,60 TL olmak üzere toplam 783.458,94 TL olarak hesaplandığı, Başbakanlık tarafından yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS için kaza tarihinde geçerli Asgari Sigorta Teminatı 360.000,00 TL olmakla davalı Güvence Hesabının bu miktara kadar sorumluluğu bulunduğunun belirtildiği, aldırılan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle; davanın kabulü ile TBK 76. Maddesi gereğince 22/01/2021 tarihli celsenin 4 nolu ara kararı ile hükmolunan 20.000,00 TL geçici ödemenin davacı tarafından tahsil edilmesiyle toplam tazminat tutarından mahsubu ile 340.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibarin işleyecek yasal faizi ile birlikte, yine geçici ödeme tutarı olan 20.000,00 TL’ye dava tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faiz tutarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmetmiştir.
Davalı vekili istinafında; dava dışı … idaresindeki motor trafikten çekilmiş olup,bu araç için trafik sigortası poliçesi düzenlenemeyeceği için vekil edeni Güvence hesabının da sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmadığını, maluliyet raporunun kabulünün mümkün olmadığını, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, ayrıca hükme dayanak raporun Sağlık Bakanlığı tarafından yetkili kılınan sağlık kurum ve kuruluşlarından alınması gerektiğini, yine raporun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Yönetmeliğine göre alınması gerektiğini, bir heyetten kusur raporu alınmadan hesap yapılıp karar verilmesinin doğru olmadığını, kaldı ki kaza tutanağında sigortasız araç sürücüsüne hiç kusur verilmemiş iken, temin edilen raporda tam kusur verildiğini ve çelişki giderilmeden yetersiz rapora itibar ile karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine hesap usulünün hatalı olduğunu, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faize göre hesaplama yapılması gerektiğini, son olarak davacı motor sürücüsü ehliyetsiz ve koruyucu tertibat kullanmadığı için müterafik kusurlu olduğu nazara alınarak hesap edilen tazminattan katışık kusur tenzili yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, kazaya sebebiyet veren motor her ne kadar trafikten çekilmiş olsa da hızına ve motor gücüne göre 2918 Sayılı KTK hükümlerine tabi vasıta olduğunun anlaşılmasına göre sigortasızlığı sebebiyle Güvence Hesabına husumet yöneltilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, geçici iş göremezlik zararından 2918 Sayılı KTK ve Genel Şartları hükümleri uyarınca davalının sorumluluğunun bulunmasına, temin edilen maluliyet raporunun davacı kazazede muayene edilerek ve olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri uyarınca düzenlenmiş olmasına, her ne kadar kaza tutanağında sigortasız motor sürücüsüne kural ihlali verilmemiş ise de soruşturma, kovuşturma sırasında ve mahkemece temin edilen raporlarda şerit ihlali yapan davalı motor sürücüsünün tam kusurlu olduğunun belirtilmesine, davanın sigortasız vasıtanın sürücüsünün daha az kusuru bulunduğuna ilişkin somut savunma ve delil ileri sürememiş olmasına, kaza ile ilgili sigortasız araç sürücüsünün tam kusurlu görerek cezalandırılmasına ilişkin mahkeme kararının istinaf denetiminden geçerek düzeltilerek istinafın reddi ilamı ile kesinleşmiş olmasına göre kusur tayininde bir usulsüzlük bulunmamasına, hesaplama yönüyle; her ne kadar mahkemece TRH 2010 yaşam tablosu yerine PMF 1931 yaşam tablosunun esas alınması usulsüz ise de bu yaşam tablosunda hayat süresinin daha kısa olduğu dolayısıyla sonucu itibariyle davalının lehine olmakla bu istinaf itirazı yönüyle davalının hukuki yararının bulunmamasına, 2918 Sayılı KTK’nın 90 ve 92.maddelerinin kimi ibarelerinin AYM’nin 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı ilam ile iptal edilmesi üzerine Genel Şartlar ekinde düzenlenen maluliyet hesaplamasında “devre başı ödemelerde belirli süreli rant formülü” yerine usulüne uygun biçimde “prograsif rant yöntemi” kullanılmasında bir hukuka aykırılık bulunmamasına, davacı motor sürücüsünün ehliyetsiz seyretmesinin bir başına müterafik kusur oluşturmamasına, yine maluliyet raporuna göre davacının sağ ayak diz üstünden ampute olması sebebiyle kendisine kalıcı iş göremezlik verildiğinden kasksızlığın zararın doğması yada artmasında bir etkisi bulunmamasına göre somut olayda TBK’nın 52.maddesinin tatbik edilmemesinde bir isabetsizlik görülmemesine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 24.591,60 TL karar harcından peşin olarak yatırılan 6.147,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 18.443,7‬0 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, davalı tarafından yapılan başvuru giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine, İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/01/2023 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 361/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.