Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2576 E. 2021/1693 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 17/06/2021
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat

Dairemizin yukarıda esas numarasında kayıtlı bulunan davanın Türk Milleti adına yapılıp bitirilen istinaf incelemesi sonunda;

G E R E K Ç E

Davacı tarafından trafik kazasına bağlı yaralanma nedeni ile davalı araç sürücüsü ile aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısına karşı açılan maddi ve manevi tazminat davası sırasında, davacı vekilinin 02/04/2021 tarihli talebi üzerine ilk derece mahkemesince 17/06/2021 tarihli ara kararla, TBK.’nun 76. maddesi gereğince 10.000,00 TL geçici ödemenin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesine karar verilmiş, bu karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun 341/1. fıkrasına göre ilk derece mahkemesinden verilen istinaf kanun yoluna başvurulabilecek olan kararlar; nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlar olarak gösterilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun geçici ödemeler başlıklı 76. maddesi;
“Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir.
Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.” şeklindedir.
Anılan düzenlemenin 1. fıkrasının gerekçesi “zarar görenin iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunması ve ekonomik durumunun da gerektirmesi koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, hakime istem üzerine tazminat yükümlüsünün zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verme yetkisi tanınmıştır. Ancak fıkrada yapılan düzenleme ile “geçici ödeme kararı ile kesin hüküm sonucunun eda amaçlı bir ihtiyati tedbir aracılığıyla elde edilmesi amaçlanmamaktadır.” şeklindedir.
6100 Sayılı HMK’nun 10. kısım 1. bölüm başlığı, “ihtiyati tedbir”, 2. bölüm başlığı ise “delil tespiti ve diğer geçici hukuki korumalar” şeklinde düzenlenmiştir. Delil tespitine ilişkin hükümlerden sonra “diğer geçici hukuki korumalar” başlıklı 406. maddesinin 2. fıkrasına göre; ihtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel düzenlemeler saklıdır.
406. maddesinin gerekçesinde “bu maddede diğer geçici hukuki korumalar tek tek belirtilmek yerine ihtiyati tedbir ve delil tespiti dışında da geçici hukuki korumalar olabileceğine işaret edilmiştir.” 2. fıkranın gerekçesinde “diğer geçici hukuki korumaların bu kısımda düzenlenen geçici hukuki korumalar karşısındaki durumu açıklanmıştır… Bu bölümde düzenlenen ihtiyati tedbir ve delil tespiti dışında, diğer geçici hukuki korumalar kendi özel hükümlerine tabidir. Bu sebeple bu bölüm hükümlerinin doğrudan diğer geçici hukuki korumalara uygulanması mümkün değildir; ayrıca bu şekilde bir uygulama birçok sakıncayı içinde barındırmaktadır.” denilmek suretiyle açıkça 6100 Sayılı HMK’nun ihtiyati tedbir hükümlerinin diğer geçici hukuki korumalara uygulanmasının mümkün olmayacağı vurgulanmıştır.
Öte yandan geçici ödeme talebinde bulunulabilmesi için herhangi bir zaman kısıtlaması bulunmadığına göre yargılamanın her aşamasında talepte bulunulabileceği gibi reddedilmesi halinde yeniden istenebilir. Ortaya çıkan yeni delillerle zaten hükmedilen bir geçici ödemeye ek olarak yeniden bir geçici ödeme talebinde bulunulabilir.
Tüm bu nedenlerle; 6098 Sayılı TBK’nun 76. maddesinde düzenlenen geçici ödeme kararı gerek koşulları ve gerek teminat bakımından ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Söz konusu düzenleme 6100 Sayılı HMK’nun 406. maddesi gereğince ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz dışında kendi özel kanununda düzenlenen geçici bir hukuki koruma tedbiri olup, gerek madde metninde, gerekse 6100 Sayılı HMK’nun 341. maddesinde uyuşmazlığa konu karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği açıkça gösterilmediğinden davalı … vekili ve davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurularının usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının USULDEN REDDİNE,
2-Davalı …tarafından peşin yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 171,00 TL istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
3-Davalı …’ın istinaf harcı yatırmadığı anlaşıldığından istinaf harçları konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Yapılan istinaf giderlerinin sarf edenler üzerinde bırakılmasına,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 25/10/2021 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 362. maddesi (1-f) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.

….