Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/239 E. 2022/1696 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2020
TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/11/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu :.. plaka sayılı aracın, park halindeki davacı müvekkiline ait … plaka sayılı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiği, bu hasar nedeniyle aracın değer kaybına uğradığından bahisle belirsiz alacak davası şeklinde açılan davada 7.673,50 TL değer kaybı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; görev ve yetki itirazında bulunmuş, müvekkili sigorta şirketine davadan önce 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde yazılı olduğu şekilde usulüne uygun başvuru yapılmadığı, müvekkilinin sorumluluğunun işletenin kusuru, poliçe limiti ve kapsamı ile sınırlı olduğu, değer kaybı tazminatının sigorta poliçesi teminat kapsamında olmadığı, talep edilecek faiz türünün yasal faiz olması gerektiğini beyanla davanın reddi istemiştir.
DELİLLER :
Trafik kazası tespit tutanağı, hasar dosyası, kusur ve hasar bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu bilirkişi raporu doğrultusunda davacının aracında 7.673,50 TL değer kaybı oluştuğu gerekçesiyle bu miktar maddi tazminatın 01/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; görevli mahkemelerin asliye hukuk mahkemesi, yetkili mahkemenin ise İstanbul mahkemeleri olduğu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca davadan önce müvekkiline yazılı başvuru dava koşulunun sağlanmadığı, sigortalı araç sürücünün kusurunun ispat edilemediği, bilirkişi raporundaki çelişkinin giderilmediği, bilirkişinin yaptığı yanlış hesabı göre karar verildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğunu beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazası nedeni ile maddi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davalı tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanan araç, davacıya ait park halindeki araca çarpmak suretiyle hasarlanmasına sebebiyet vermiştir. Davacı hasar nedeniyle aracında oluşan değer kaybının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1-Davalının sigortaladığı araç sürücünün park halindeki araçlara çarpması suretiyle sebebiyet verdiği trafik kazasında tam kusurlu olduğu, davalının sorumluluğunun sigorta hukukundan kaynaklanması nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi dikkate alındığında görevli mahkemelerin asliye ticaret mahkemeleri olduğu, yine haksız fiilin Denizli İl merkezinde gerçeklemesi ve davacının yerleşim yerinin Denizli olması nedeniyle HMK’nın 16. maddesi uyarınca Denizli mahkemelerinin de yetkili olduğu, davalı sigorta şirketinin sunduğu belgelere göre davadan önce sigorta şirketine yazılı başvuru yapılmak suretiyle 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesi anlamında dava şartı koşulunun oluştuğu gözetildiğinde davalı vekilinin bu hususlara yönelen istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
2-Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde … esas, … karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair ve sigorta tazminatı dışında kalan hallerin poliçe şartları ile düzenleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde … esas, … karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Yargıtay uygulamalarına göre gerçek zarar ilkesine göre araçtaki değer kaybı, aracın kazadan önceki ikinci el değeri ile hasar sonrası tamiri yapıldıktan sonraki ikinci el değeri arasındaki farktır.
Bilirkişi kök ve ek raporunda; sigorta genel şartları değer kaybı hesaplama formülüne göre değer kaybının 7.673,50 TL, piyasa şartlarına göre değer kaybının 7.000,00 TL olduğu mütalaa etmiştir.
Davacı vekili 13/11/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini genel şartlar ekindeki formüle göre hesaplanarak bulunan 7.673,50 TL üzerinde artırmıştır. Bilirkişi raporunda aracın kilometresinin 15.001,00 ve üzerinde ise araçtaki değer kaybının 6.942,00 TL olduğu da bildirilmiştir. Bilirkişi raporu düzenlenmeden önce davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya sunulan 01/04/2019 havale tarihli yazı ekindeki ekspertiz raporuna göre aracın kilometresi 29.299,00’dur. Davalı vekili bedel artırım dilekçesinin kendisine tebliğ edilmesi üzerine verdiği 18/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde aracın kilometresinden haberdar olmasına rağmen bedel artırımına dayanak olarak gösterilen bilirkişi raporunda değer kaybının gerçekte kilometresine göre 6.942,00 TL olması gerektiğine yönelen herhangi bir itirazı olmamıştır.
Yukarıda da açıklandığı üzere, olay ve karar tarihi itibariyle değer kaybının belirlenmesindeki kıstas; aracın kazadan önceki ikinci el değeri ile hasar sonrası tamiri yapıldıktan sonraki ikinci el değeri arasındaki fark olduğundan, ilk derece mahkemesince rayiç değer kaybı olan 7.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi gerekirken, genel şartlar ekindeki formüle göre hesaplanan 7.673,50 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiştir.
Hal böyle olunca açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davalı vekilinin mahkemenin görevine, yetkisine, sigorta şirketine davadan önce başvurulmadığı için dava şartı gerçekleşmediğine ve sigortalının kusuruna yönelen ve yerinde görülmeyen istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca esastan reddine, davalı vekilinin değer kaybı tazminatı miktarına yönelen istinaf isteminin kabulüyle 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle; davacının açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabulüyle 7.000,00 TL araç değer kaybının 01/02/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin mahkemenin görevine, yetkisine, sigorta şirketine davadan önce başvurulmadığı için dava şartı gerçekleşmediğine ve sigortalının kusuruna yönelen ve yerinde görülmeyen istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin değer kaybı tazminatı miktarına yönelen istinaf isteminin KABULÜNE,
3-İlk derece mahkemesi olan Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı 15/10/2020 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (b-2) bendi gereğince KALDIRILMASINA,
4-Düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
a)Davacının açtığı maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 7.000,00 TL araç değer kaybının 01/02/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limitiyle sınırlı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b)Davacının yatırdığı 46,11 TL peşin harç ile 84,93 TL tamamlama harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 347,13 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye verilmesine, davacının yatırdığı 44,40 TL başvurma harcı, 46,11 TL peşin harç ve 84,93 TL tamamlama harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Davacının sarf ettiği 995,00 TL yargılama giderinden davanın %91,22 kabul oranına göre hesaplanan 907,64 TL kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
ç)Davacı kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden, kabul edilen miktara göre karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2 maddesi gereğince belirlenen 7.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d)Davalı kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden, ret edilen miktara göre karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2 maddesi gereğince belirlenen 673,50 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e)Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgililerine iadesine,
5-Davalı tarafından peşin yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
6-Davacının yatırdığı gider avansından karşılanan 59,50 TL istinaf yargılama giderinden, kabul ret oranına göre hesaplanan 54,27 TL kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
8-Artan istinaf gider avanslarının yatıranlara iadesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 10/11/2022 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 362. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.

….