Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2384 E. 2021/1859 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2021
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-b-1-son maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın sürücüsü, davalı …’nin işleteni ve davalı …’nin işleten olduğu … plaka sayılı aracın …’nun kullandığı motosiklete çarparak ölümüne sebep verdiği, ölen …’nun davacı …’nun eşi ve davacılar … ile …’nun babaları olduğundan bahisle belirsiz alacak şeklinde açtıkları davada arttırılmış hali ile davacı … için 608.403,55 TL maddi ve 75.000,00 TL manevi, davacı … için 69.260,71 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi, davacı … için 132.209,10 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın 08/02/2017 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalılar …, … davaya cevap vermemişler, davalı … vekili 06/11/2017 tarihli dilekçesi ile müvekkili şirkete ait aracın sürücüsünün hız kurallarına uygun şekilde araç kullandığı, trafik kazasının meydana gelmesinde davacıların yakını olan sürücünün kusurlu olduğu, kendisini sollayan aracın geçişini kolaylaştırmadığı, istenilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Davalı sigorta şirketi tarafından tutulan hasar dosyası, Edremit 2. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosya örneği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 29/11/2018 tarihli kusur raporu, İTÜ öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kurulunun … tarihli kusur raporu, Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden oluşan bilirkişi kurulunun 07/07/2020 tarihli kusur raporu, tazminat bilirkişisinin kök ve ek raporu, sosyal ve ekonomik durum araştırma yazıları, tanık beyanı, uzman raporu, nüfus kayıtları, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; ölümle sonuçlanan trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğu, tazminat bilirkişisi raporuyla davacıların destek zararlarının hesaplandığı gerekçesiyle; davacı … için 608.473,55 TL, davacı … için 69.560,71 TL, davacı … için 132.209,10 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden 14/03/2017, diğer davalılar yönünden 08/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketi sorumluluğunun 330.000,00 TL poliçe teminat limiti ile sınırlı tutulmasına, davacı … için 75.000,00 TL, davacı … için 50.000,00 TL davacı … için 50.000,00 TL manevi 08/02/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığı, müvekkili şirketine ait araç sürücüsünün hız kurallarına uyduğu, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda ölen motosiklet sürücüsünün tali kusurlu olduğu kabul edilerek %40 oranında kusur verildiği, dosyaya sundukları uzman raporunda da müvekkili şirketin şoförünün kusursuz olduğunun belirtildiği, hükme esas alınan kusur raporunun uzman olmayan makine mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu heyeti tarafından oluşturulduğu, raporlar arası çelişkinin giderilemediği, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar … ve … karara karşı istinaf yasa yoluna başvurmamışlardır.
İSTİNAFA CEVAP :
Davacılar vekili istinafa cevap vermemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı ölümden kaynaklanan haksız fiil nedeni ile maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalanların aynı kanunun 53/3 maddesi gereğince maddi ve aynı kanunun 56/2 maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
… plaka sayılı motosikletle, davalı …’ın sürücüsü olduğu … plaka sayılı araç arasında meydana gelen trafik kazası sonucu motosiklet sürücüsü … yaşamını yitirmiştir. Davacı … ölenin eşi diğer davacılar ise çocuklarıdır. Davalı … … plaka sayılı aracın işleteni, davalı sigorta şirketi aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır. Davacılar bu ölümünden dolayı destekten yoksun kalma zararları ile manevi zararlarının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Edremit 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/02/2020 gün ve … esas, … sayılı kararı ile davalı …’ın …’nun taksirle ölümüne sebebiyet vermesi suçundan TCK.’nun 85/1, 62, 50 ve 52. maddeleri gereğince 18.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, bu karar Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 25/10/2021 gün ve … esas … sayılı kararı ile istinaf isteminin reddine karar verilmesi üzerine 25/10/2021 tarihinde kesinleşmiştir.
Kural olarak Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince ceza mahkemesince verilen kararlar hukuk hakimi bakımından bağlayıcı değildir. Ancak, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir, ceza mahkemesince fiilin hukuka aykırılığına yönelik kesinleşen maddi olgular hukuk hakimi bakımından da bağlayıcı olup, taraflar yönünden de kesin delil niteliği taşımaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 17/09/2008 Tarih, 2008/4/564 esas, 2008/536 karar).
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1-6100 sayılı HMK’nun 19/2 maddesine göre yetki itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir. Aynı yasanın 127. maddesi gereğince cevap dilekçesini verme süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren iki haftadır. … davaya süresinde cevap vermediği gibi süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde de yetki itirazında bulunmamıştır. 6100 sayılı HMK’nun 357/1 maddesinde yazılı, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez hükmü dikkate alındığında davalı şirket vekilinin ilk derece mahkemesinin yetkisine yönelik istinaf itirazı Dairemizce değerlendirilmemiştir.
2-Davalı …’ın sürücüsü olduğu ve arkasında dorse takılı … plaka sayılı çekici, bölünmüş ve iki şeritli yolda sağ şeritte seyir halindeyken önündeki motosiklet ile onun önünde seyir halinde bulunan otomobili sollamak için sol şeride manevra yaptığı, bu sollama işlemi sırasında önünde seyir halinde bulunan motosiklete çarptığı ve kazanın da bu şekilde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Motosiklet sürücüsü … kendi şeridinde seyir halinde bulunmakta olup, kazanın gerçekleştiği anda da şerit ihlali yapmamıştır. Trafik kazası sağ şeritte meydana gelmiştir. Dosya kapsamı itibari ile çekicinin sollama yapmadan önce kendi önünde seyreden motosiklet sürücüsünü sesle veya ışıkla uyardığına dair bir delil bulunmamaktadır. Yine motosiklet sürücüsünün arka istikametinde gelen çekicinin kendisini sollamak istediğini farkettiği ve çekici sürücüsüne güvenli bir şekilde sollama yapmasını temin için motosikletini sağa manevra yaptırmadığı yolunda da bir delil yoktur. Motosiklet sürücüsü arkasından gelen çekicinin kendisini solladığını farketmediği için trafik kazasını önleyebilecek herhangi bir hareketi ve fırsatı bulunmamaktadır. Davalı sürücü ise kullandığı aracın uzunluğunu dikkate alarak geniş açı ile şerit değiştirmesi gerekirken önündeki seyreden araçlarla arasındaki mesafeyi dikkate almaksızın dar açı ile şerit değiştirmiş ve bu sırada motosiklete çarparak ölümle sonuçlanan trafik kazasına kendi tam kusuruyla sebebiyet vermiştir. Bu nedenle davalı … vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
3-Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Olay tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalı sürücünün tam kusurlu olması, manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme ve fakirleşme aracı olmaması ve yukarıda açıklanan ilkeler dikkate alındığında davacı eş … yararına hükmedilen 75.000,00 TL ile davacı çocuklar … ve … yararlarına hükmedilen 50.000,00 ‘er TL manevi tazminata hükmedilmesi hak ve nesafete uygun düşmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … tarafından peşin yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 16.824,29 (13.835,73 + 2.988,56) TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 50.472,90 TL istinaf karar harcının bu davalıdan alınarak Hazineye verilmesine,
3-Yapılan istinaf giderlerinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
4-Artan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 12/11/2021 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

….