Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2027 E. 2021/1486 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2021
DAVA : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerine dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; müvekkili şirket nezdinde trafik sigortalı … plaka sayılı traktörün sürücü …’nın kusuru ile (istihap haddinin aşılması) sürücü … idaresindeki … plaka sayılı araca çarptığı, çift taraflı ölümlü ve yaramalı trafik kazası sonucu karşı araç sürücüsü miraçları ve vefat edenler … ve …) mirasçılarının davacı şirketten tazminat talebinde bulunduklarını ve eksper raporu doğrultusunda poliçe uyarınca 298.531,29 TL sigortalı adına ödemede bulunduğunu, sigorta poliçesinin … aracın önceki maliki … ile yapıldığını, ancak poliçe süresi içinde aracın davalı …’a resmi yoldan devrinin yapıldığı ve sigorta şirketine ihbarda bulunmadığını, kaza tarihinde aracın davalı … üzerine kayıtlı olduğunu, poliçenin aynı şartlarda mevzuat gereği devam edeceğini ileri sürerek sigortalı araç sürücüsünün istihap haddini aşmış olması nedeniyle poliçe şartlarına aykırı davranışından kaynaklı olarak sigortalı yerine geçen davalıya yöneleceğinden bahisle rücuen tazmin amacıyla başlatılan icra takibine vaki İtirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap vermemiş, ön inceleme duruşmasına da katılmamıştır.
Mahkemece, ön inceleme duruşması ile; davacı … şirketinin ancak kendi akidi olan sigorta poliçesinin tarafı …t’a karşı rücu davası açabileceği, poliçenin tarafı olmayan davalıya husumet yöneltemeyeceği gerekçeleri ile davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İstinaf eden davacı vekili; poliçe geçerlilik süresi içinde resmi yoldan satışla devredilen aracın şatışının sigorta şirketine bildirilmemiş olması nedeniyle sigorta sözleşmesinin devam edeceği ve kaza anında araç işleteni olması nedeniyle davalının poliçenin akidi yerine geçeceğinden bahisle kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Dava; sigorta sözleşmesine dayalı olarak sigortacının sigortalıya rücu isteminden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Davacı … şirketi sigorta sözleşmesine aykırı davranıldığı, sigorta sözleşmesine konu araç ile mevzuata aykırı olarak yük ve yolcu taşındığı, yükün istihap haddini aştığı, sigorta poliçe sözleşmesine aykırı davranıldığı gerekçesi ile kaza tarihinde yürürlükte olan ZMMS genel şartları B-4,e bendi “… Sigorta ettirene rücu edebilir” maddesi uyarınca dava dışı zarar görene ödediği bedelin tahsili amacıyla sigortalı olan kazaya karışan araç malikine aracın işleteni olduğundan bahisle eldeki davayı yöneltmiş ise de, dosya içinde bulunan ve davaya dayanak sigorta poliçesi içeriğine göre mahkemece varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmekle davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde olmadığından reddi gerekir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf nedeni yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 59,30 TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına, alınan harç yeterli olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansı var ise yatıran tarafa iadesine,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 22/09/2021 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 362. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.

….