Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1971 E. 2021/1600 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2021
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2021

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerine dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; 12/02/2017 tarihinde müvekkili ve oğlu … içinde bulunduğu şoför … idaresindeki … plakalı otobüsün tek taraflı ölüm, yaralamalı maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, müvekkilinin ağır yaralandığını ve oğlu … olay yerinde hayatını kaybettiğini, trafik kazası tespit tutanağında şoför … asli kusurlu olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı için 24.360,00 TL kısmi ödeme yapıldığını belirterek davacının kendi yaralanması için 2.500,00 TL maddi tazminat, oğlunun ölümünden dolayı 2.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 70.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili; müvekkilinin kazada hiçbir kusurunun olmadığını ve tüm trafik kurallarına uymasına rağmen fren ve debriyaj sisteminin boşa çıkması nedeniyle en az zararla olayın atlatılmasına vesile olduğunu, kazada vefat eden … emniyet kemerini takmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … A.Ş vekili; … plakalı sayılı aracın müvekkili şirkete 06/10/2016-2017 tarih ve … numaralı … poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 330.000,00 TL olduğunu, alınan tazminat raporu doğrultusunda 29/03/2017 tarihinde davacı Anneye 24.360,00 TL destek tazminatı ödemesi yaptığını, şirketin üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, geçici iş göremezlik tazminatını poliçe kapsamında olmadığını beyan etmekle; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili; müvekkilinin 20 yılı aşkın süredir basiretli bir tacir olduğunu, aracın fenni muayene ve trafiğe çıkmasının temelini oluşturan tüm aksamlarını kontrol ettirdiğini, seyre çıkmadan bütün önemleri aldığını, kazanın fren ve debriyajın aniden boşa çıkması sebebiyle gerçekleştiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı … kendi yaralanmasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talepleri ile oğlunun ölümünden kaynaklı maddi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine, davacının oğlunun ölümünden dolayı 35.000TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Davalı … Şti. Vekili kararı; müvekkilinin aracın tüm bakımlarını yaptırdığını, basiretli bir tacir gibi tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, buna rağmen dava konusu olayın meydana geldiğini, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kazada oğlu vefat eden davacıya karşı müvekkilinin tüm insani vazifelerini yerine getirdiğini, müteveffanın emniyet kemeri takmamakla asli kusurlu olduğunu, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf etmiştir.
Dava, tek taraflı otobüs kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nun 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dava, yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ticaret mahkemesince işin esasına girilerek karar verilmiştir.
Ancak, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanunun 73/1 maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmış, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. Buna göre, mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmesi doğru değildir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Şti. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı, 13/01/2021 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-3) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3-Davanın “Tüketici Mahkemesi” ne görevsizlik kararı verilmesi için kararı veren Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı … Şti’nin peşin yatırdığı 598,00 TL istinaf karar harcının isteği halinde iadesine, 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 12/10/2021 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.