Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1875 E. 2021/1750 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2021

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-b-1-son cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’ın sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın tek taraflı yaptığı trafik kazası sonucu araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacı müvekkilinin yaralandığı, sigorta şirketi tarafından bir miktar ödeme yapıldı ise de bu ödemenin zararı karşılamadığından bahisle bakıcı gideri, tedavi ve yol gideri, geçici ve sürekli işgörmezlik zararı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketinin temerrüte düştüğü tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasının Akseki’de gerçekleştiği, davacının yerleşim yerinin ise Giresun olduğu, davanın yetkili mahkemede açılmadığı, müvekkilinin ticari ikametgahı itibariyle davanın İstanbul mahkemelerinde görülmesi gerektiği, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 28/01/2021 tarihinde 143.840,60 TL ödendiği, bu ödeme ile müvekkili şirketin sorumluluğu kalmadığı, davacının olay tarihinde 18 yaşından küçük lise öğrenci olması nedeniyle geçici işgörmezlik zararı talep edemeyeceği, kaldı ki geçici işgörmezlik zararları ile tedavi ve bakıcı giderlerinin poliçe sorumluluk kapsamında olmadığı, seyir halinde iken emniyet kemeri takmayan davacının müterafık kusurunun bulunduğu, ticari faiz talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Davacıya ait tedavi evrakları, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen hasar dosyası, sigorta poliçesi, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1092 esas, 2018/463 sayılı kararı dikkate alındığında, somut olayda; davalının genel merkezinin İstanbul olduğu, davacının yerleşim yerinin Giresun olduğu, kazanın Akseki İlçesi’nde meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin bölge temsilciliğinin olmasının mahkemeyi yetkili hale getirmediği, davalı tarafından davaya cevap süresi içerisinde yetki ilk itirazında bulunulduğu, bu haliyle mahkemenin davaya bakma konusunda yetkili olmadığı, 6100 sayılı HMK.’nun 6. maddesi uyarınca İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay içtihatları uyarınca sigorta şirketlerinin bölge müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin de yetkili olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili olmayan Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerinde açıldığı, ilk derece mahkemesi kararının doğru olduğunu beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı yaralanmadan kaynaklanan haksız fiil nedeni ile maddi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bedensel zarara uğrayanların aynı kanunun 54. maddesi gereğince maddi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davacının yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı aracın tek taraflı karıştığı trafik kazası sonucu davacı yaralanmıştır. Davalı sigorta şirketi bu aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır. Davacı bu yaralanmadan dolayı davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmayan bakiye bakıcı gideri, tedavi ve yol gideri, geçici ve sürekli işgörmezlik zararının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine yetkisizlik kararı verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 16. maddesi uyarınca haksız fiilden doğan davalarda genel yetkili mahkemeler yanında haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği, yahut gelme ihtimalin bulunduğu yer ile zarar görenin yerleşim yeri mahkemeleri de yetkilidir. Motorlu aracın neden olduğu kazalardan doğan hukuki sorumluluğa ilişkin davaların, zarar görenin yerleşim yeri, davalının yerleşim yeri (HUMK 9, KTK 110/2), haksız fiilin vuku bulduğu yer (HUMK 21, KTK 110/2), sigortacının merkez veya şubesi veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer (KTK 110/2) mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiştir. Bir dava için birden fazla ( genel ve özel ) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemeler haricindeki yetkisiz mahkemede açar ise, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Ayrıca, sigorta şirketinin hasım olarak gösterildiği davalar KTK 110 ve Sigorta Poliçesi Genel Şartları C/7 maddesine göre sigortacının merkez veya şubesinin ya da sigorta sözleşmesinin yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinde açılabilir. Bundan ayrı olarak, acenteden daha üst mevkide bulunan ve onu denetleyen bölge müdürlüğünün (sigortayı yapan acentenin bağlı olduğu bölge müdürlüğü) bulunduğu yer mahkemesinde de dava ikame edilebilir. Nitekim Yargıtay HGK’nın14.03.2018 tarih ve 2017/17-1092 esas – 2018/463 karar ve Ankara BAM 22.HD’nin 2017/1759-2018/1148 sayılı içtihatları ile de aynı sonuca ulaşılmıştır.
Somut olayda … tarihinde meydana gelen trafik kazasında olay yeri Antalya İli Akseki İlçesidir. Sigorta poliçesi ise Giresun ilinde düzenlenmiş olup, davacının yerleşim yeri Giresun İli … İlçesi, davalı şirketin genel merkez adresi ise İstanbul’dur. Davacı vekili, davayı mezkur yerlerde değil de Akdeniz Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yer olan Antalya’da açmıştır. Süresinde yetki itirazında bulunan davalı vekili de yetkili mahkeme olarak İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerini göstermiştir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 59,30 TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 01/11/2021 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülmekte olan tazminat davasında davalı vekilinin süresinde verdiği cevap dilekçesinde ilk derece mahkemesinin yetkisine itiraz edilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince yetkili mahkemelerin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
6100 sayılı HMK.’nun genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”
Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.
Keza Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları C.7 maddesinde, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinde, kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği düzenlenmiştir.
Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in 10. maddesinde, şirketlerin bölge müdürlükleri ve şube açmak suretiyle yurt içinde teşkilatlanmasının, yurt dışında şube veya temsilcilik açması ilgili diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla serbest olduğu, ancak bu şekilde faaliyete başlanmasını ve faaliyetin sona erdirilmesini müteakip bir ay içinde şirketçe Müsteşarlığa bildirimde bulunulması gerektiği düzenlenmiştir. Mevcut bu düzenleme dikkate alındığında Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca bölge müdürlüğü yapılanmasına izin verilmiş, genel müdürlük ile şube ve acenteler arasında bölge müdürlüğü adında bir yapılanmanın kurulabileceği kabul edilmiştir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda trafik kazası Antalya İli Akseki İlçesi’nde gerçekleşmiştir. Davacının yerleşim yeri Giresun İli Piraziz İlçesi’dir. Davalı sigorta şirketinin genel merkezi ise İstanbul İli Beyoğlu İlçesi’ndedir. Sigorta poliçesi Giresun İli’nde faaliyet gösteren bir acente tarafından düzenlenmiştir.
Yerleşik Yargıtay içtihatları zorunlu mali sorumluluk sigortasına dayanılarak açılan davalarda; merkez veya şubenin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerini yetkili kabul eden Kanun’un, acente ve şubeyi denetleyen, üst mercisi olan, genel merkezin emir ve talimatı doğrultusunda çalışan ve yetkisi şubeye göre daha fazla olan bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunu kabul etmekte ve sigorta şirketi tarafından yetki itirazının ileri sürülmesini hakkın kötüye kullanılması olarak da görmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11/02/2020 gün ve 2017/17-1087 esas, 2020/125 karar sayılı ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/04/2014 gün ve 2013/17-2098 esas, 2014/541 karar sayılı ilamı, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 10/03/2016 gün ve 2016/2214 esas, 2016/3064 karar sayılı ilamı)
Mevcut bu durum karşısında davalı sigorta şirketinin Antalya’da bölge müdürlüğünün bulunduğu bilinmekle, ilk derece mahkemesince davalının yetki itirazın reddi ile yargılama devam edilmesi gerekirken, yerinde olmayan ve hakkı kötüye kullanılması niteliğinde olan yetki itirazına değer verilerek yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiştir.
Sayın çoğunluk, sigorta şirketlerinin Bölge Müdürlükleri ya da şubesinin bulunduğu yerde dava açılabilmesi için sigorta poliçesini düzenleyen acentanın o bölge veya şube müdürlüğüne bağlı olması gerektiği görüşündedir. Ancak 2918 Sayılı Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde şubenin (bu arada Bölge Müdürlüğü) yetkili olması kuralı, 6100 Sayılı HMK.’nun 14/1 maddesinde yazılı olduğu gibi o şubenin işlemlerinden doğması şartına bağlanmamıştır. Poliçeyi düzenleyen acentanın davanın açıldığı bölge müdürlüğü veya şubeye bağlı olması gerektiği kuralının yasal bir zemini yoktur. Trafik kazalarından kaynaklanan haksız fiillerde yetkili mahkeme seçeneğinin fazla olması, zarar görenin yararına olup, ona getirilen bir kolaylıktır.
Öte yandan ilk derece mahkemesinin gerekçesine dayanak olarak gösterdiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14/03/2018 gün ve 2017/17-1092 esas, 2018/463 karar sayılı ilamında; davacılar davasını aracın zorunlu trafik sigortasını düzenleyen şirkete değil de, zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigortasını ve kasko sigorta poliçesini düzenleyen şirkete yönelttiğinden 2918 sayılı yasanın eldeki davada uygulanma olanağı bulunmamaktadır denilmektedir. Oysa eldeki davada davalı kaza yapan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğundan, bahsi geçen ilamın somut olaya uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1 inci fıkrasının (a-3) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaati ile sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyorum.

….