Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/187 E. 2023/482 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2020
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 10/04/2023
YAZIM TARİHİ : 10/04/2023

05/02/2018 günü saat 16:50 sıralarında, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile …. Caddesini takiben …. Caddesi istikametine doğru ters yönde seyir halinde iken …. Sokak kesişimi kavşağına geldiğinde aracının sol ön tekeriyle, istikametine göre sol tarafından kavşak başını kullanarak kaplamaya giren davacı yaya …’in ayağının üzerinden geçmesi sonucu davaya konu trafik kazası meydana gelmiştir.
Davacı vekili; davalı sürücünün tam kusurlu olduğu kaza nedeniyle müvekkilinin ayağında kemik kırığı oluştuğunu ve %1 engelli hale geldiğini, sigorta şirketine yaptıkları başvurudan sonuç alınamadığını ileri sürerek artırılmış haliyle 4.352,73 TL geçici, 26.554,09 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 30.906,82 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 60.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı gerçek kişilerden işleyecek yasal faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; davacı tarafından müvekkili şirkete eksik belge ile başvuru yapıldığından işlem yapılamadığını, kusurun ve zararın tespiti gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, kusura ilişkin ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan ve davalı sürücüye tam ve asli kusur yükleyen rapor ile davacının %4 maluliyete uğradığına ve iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceğine dair düzenlenen ….. Üniversitesi raporu hükme esas alınarak; maddi tazminat isteminin tam kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 20.000 TL manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsiline hükmolunmuştur.
Müddetinde verdikleri istinaf dilekçelerinde,
Davalı sigorta şirketi vekili;
a-Davacının davadan önce müvekkili şirkete tüm gerekli evraklarla beraber usulüne uygun başvuru yapmadığını,
b-Müvekkilinin geçici iş göremezlik zararı ile tedavi giderinden sorumlu tutulamayacağını,
c-Davacının SGK’dan ödeme alıp almadığı hususunun araştırılmadığını,
d-Davadan önce temerrüte düşmemelerine rağmen, kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu,
Davalı … ve … vekili;
a-Olayda davacının da kusuru bulunduğunu, temin edilen raporların hukuka aykırı olduğunu,
b-Hüküm altına alınan manevi tazminatın yüksek olduğunu,
ileri sürerek kararın kaldırılması ile talepleri gibi hüküm kurulmasını istemişlerdir.
Dava, yaralanmalı trafik kazası nedenli maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı tarafından davalı sigorta şirketine davadan önce usulünce başvuruda bulunulmasına, davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmasına, davalı sigorta şirketi davadan önce temerrüde düşmesine rağmen lehine olacak şekilde dava tarihinden itibaren aleyhine faize hükmedilmesine, ….. Başkanlığının 21/22/2018 tarihli yazısında davacıya rücuya tabi ödeme yapılmadığının bildirilmesine, 07/11/2019 tarihli kazanın meydana geliş şekli ve mevzuata uygun hazırlanan kusur raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, davalının asli kusuru ve davacının yaralanmasının boyutu karşısında hüküm altına alınan manevi tazminat tutarının hak ve nesafet kurallarına uygun bulunmasına göre, usul ve yasaya uyun mahkeme hükmüne yapılan tüm itirazların esastan reddine karar vermek gerekir.
2-6100 Sayılı HMK’nın 329. maddesinde “Kötüniyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekâlet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. Vekâlet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya mahkemece miktarının fahiş bulunması hâlinde, bu miktar doğrudan mahkemece takdir olunur.
Kötüniyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, bundan başka beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkûm edilebilir. Bu hâllere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır.”
351. maddesinde ise; “İstinaf başvurusunun kötüniyetle yapıldığı anlaşılırsa, Bölge Adliye Mahkemesince, 329 uncu madde hükümleri uygulanır.”
hükümlerine yer verilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin istinaf itirazına bakıldığında; davacı tarafça davalı sigorta şirketine ceza mahkemesi dosyası sureti, ….. Devlet Hastanesinden alınan engelli sağlık kurulu gibi gerekli belgelerle başvuru yapıldığı; başvurunun kayıt tarihinin 10/09/2018 olduğu, yine davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik zararından da sorumlu olduğu, ama özellikle de davacının SGK’dan ödeme alıp almadığına dair mahkemece kuruma yazı yazıldığı ve kurumca verilen cevapta davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığının belirtildiği, yine davalı sigorta şirketi davadan önce temerrüte düştüğü halde onun lehine olacak şekilde dava tarihinden itibaren faize hükmedildiği açıkça anlaşılmasına rağmen bu hususların istinaf konusu yapılması karşısında, Dairemizce istinaf başvurusunun kötüniyetle yapıldığı kanaatine ulaşılmıştır.
3-Yukarıda izah edilen nedenler ışığında davalı … ve … vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, davalı sigorta şirketi hakkında HMK’nın 351. maddesi atfıyla 329. maddesi uyarınca 5.000,00 TL disiplin cezası uygulanmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … ve … vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf istemlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı sigorta şirketi hakkında 6100 Sayılı HMK’nın 351. maddesi atfıyla 329. maddesi uyarınca 5.000,00 TL disiplin cezası uygulanmasına,
3-Alınması gereken 3.477,44 TL istinaf karar harcından, davalı sigorta şirketinin yatırdığı 528,00 TL ile diğer davalıların yatırdığı 862,00 TL’nin mahsubuna, bakiye 2.087,44 TL’nin, 1.583,24 TL’sinin tüm davalılardan, kalan 504,20 TL’sinin ise davalı … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalıların yaptıkları istinaf başvurularının üzerlerinde bırakılmasına,
5-İşbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
10/04/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.