Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1302 E. 2023/1142 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2021
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 17/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/07/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davalı vekili tarafından istinaf etmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; 27 ağustos 2016 gününde davacı,… plakalı aracın sürücüsü davacının aralarında olduğu 5 araçlı yaralanmalı ve maddi hasarlı kaza meydana geldiği, kaza neticesinde davacının vücudunda kemik kırığı oluşacak biçimde yaralandığı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000 TL maddi tazminatın davalardan temmerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etiği daha sonra 1.000 TL’lik geçici iş göremezlik tazminat talebini 12.486,75 TL ‘ye, 2.000 TL’lik sürekli iş göremezlik tazminat taleplerini 20.391,58TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davanın başvuru yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının zararları ile kazaya neden olan fiiller arasında nedensellik bağının tespitinin gerektiğini, müvekkili olduğu şirketin sorumluluğu poliçe limitleri ile sınırlı olduğu, söz konusu sorumluluğa kazaya karışan tarafların kusur dağılımlarına göre hükmedilebileceği, öncelikle kusur oranlarının tespitinin gerektiğini, davacının varlığını iddia ettiği maluliyet halinin geçici ya da sürekli olup olmadığının tespiti ve söz konusu maluliyet oranının Adli Tıp kurumunca tespit edilmesi gerektiğini savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece;kusur oranını belirmenin teknik bir konu olmayıp hakimlikçe belirlenmesi gerektiği, hal ve şartlara kaza tutanağına göre davalıya sigortalı sürücünün asli %90 oranında kusurlu olduğu kanaatiyle , Çalışma gücü ….Yönetmeliğine göre hazırlanan raporda, davacının %2,3 daimi ve 9 ay geçici iş göremezliği bulunduğu, temin ettiği ve alternatifli hazırlanmış oyan 16 ocak 2019 günlü aktüer raporuna değer vererek, davanın kısmen kabulü ile, (hesap raporunda bulunan miktarlardan %10 davacı kusuru tenzil edilerek ) 11.238,08 TL geçici ,19.993,37 TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 31.231,45 TL maddi tazminatın sigorta teminat limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla 19.01.2017 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine hükmetmiştir.
Davalı vekilinin süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Kaza tespit tutanaklarının bilirkişi raporu vasfında olmadıkları,hakimin de kusur nispetlerini resen tayin edemeyeceği, Kusur oranı için özel ve teknik çözümleme gerektiren bilirkişi kurumuna başvurulması gerektiğini, ehil bilirkişi marifetiyle kusur raporu temin edilmeden karar verilmesinin usulsüz olduğunu, Geçici iş göremezlik tazminatının Trafik sigortası Genel Şartları A.5.B maddesi uyarınca sağlık gideri teminatı kapsamında olduğu, bununda SGK’nın sorumluluğunda olduğu göz ardı edilerek anılan talep kalemine hükmedilmesinin doğru olmadığı, Mahkemece temin edilen PÜ Tıp fakültesi Adli Tıp abd nin 20.12.2020 günlü raporunda davacının kalıcı sakatlığı bulunmadığının belirlendiği, dolaysıyla vekil edeni şirketin tazminat sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, oysa ki mahkemenin dava öncesi yanlış yönetmeliğe göre temin edilen iş göremezlik raporuna değer vermesinin doğru olmadığını, PMF 1931 yaşam tablosu esas tutularak hesaplama yapılmasının gerçek zararı tespit etmede yetersiz olduğu için TRH 2010 hayat tablosu esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, Islah edilen kısma ancak ıslah tarihinden itibaren faiz işletilebileceği hususunun ihlal edildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesinin karırının kaldırılarak talepleri doğrultusuda karar verilmesini istemiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353’üncü maddesi uyarınca dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, dosyadaki delillere ve kaza tutanağına göre mahkemece kusur tayini usule uygun olarak yapılmış olmasına, Yargıtay özel dairesinin ve Dairemizin süre gelen içtihatları gereğince kaza 01/06/2015 gününden sonra meydana gelse dahi geçici iş göremezlik tazminatının teminat dahilinde olmasına, her ne kadar hesaplamada yerleşik yargı uygulamaları gereği TRH 2010 yaşam tablosu kullanılması gerekir ise de anılan tazminat tabloda hayat sürelerinin PMF 1935 yaşam tablosuna göre daha uzun olması sebebiyle bu açıdan hükmü istinaf etmesinde davalı sigorta şirketinin hukuki yararının bulunmamasına, hesap ve takdir edilen tazminatların 6098 sayılı TBK’nın 117. Maddesi uyarınca temerüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Süre gelen yargı uygulamaları maluliyeti kaza günündeki meri yönetmelik hükümleri uyarınca tayin edilmesi gerekir. Bu sebeple mahkemece çalışma gücü… Yönetmeliğine göre hazırlanan rapora itibar ile yazılı şekilde kalıcı iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Dosyadaki tedavi evrakları uyarınca kazanın da 27/08/2016 gününde meydana gelmesine göre Pamukkale Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalından Özürlülük Ölçütü… Yönetmeliğine göre hazırlanan rapora itiraz edilmesi gerekir. Anılan raporda ayrıntılı biçimde davaya konu kaza sebebiyle davacıda kalıcı iş göremezlik oluşmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda kalıcı sakatlık tazminatının reddi gerekirken kabulü hatalı olmuştur. Bu yönden davalı sigorta şirketinin istinaf başvurusunun kabulü gerekir.
3-HMK 353/1-b/2 madde ve bendi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanununun olaya uygulanmasında ve delillerin taktirinde hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilebilir.
4-Açıklanan tüm bu sebeplerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile davacının daimi sakatlık tazminatı isteminin reddine, 11.238,08 TL geçici iş göremezlik tazminatının sigorta limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla 19/01/2017 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE, kararının KALDIRILMASINA,
II-1- Davanın kısmen kabulü ile; davacının daimi sakatlık tazminatı isteminin reddine, 11.238,08 TL geçici iş göremezlik tazminatının sigorta limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla 19/01/2017 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili davacıya VERİLMESİNE,
2- Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 767,67 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harç ve 541,38 TL ıslah harcın mahsubu ile 194,89 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 985,35 TL (bilirkişi, müzekkere, tebligat vs.) yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 349,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Yargılama giderinden ayrı olarak davacı tarafından karşılanan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı ve 541,38 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 608,78 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekilince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın HMK 333.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep halinde iadesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul olunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince ret edilen kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TLvekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı vekilince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın HMK 333.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep halinde iadesine,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a)İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından peşin olarak yatırılan harcın istek halinde davalıya İADESİNE,
b)İstinaf başvurusunda bulunan davacı/davalı tarafından yapılan 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 48,05 TL istinaf posta gideri olmak üzere toplam 210,15 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c)6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
d-Kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 19/07/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.