Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 14/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 14/11/2022
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’in sürücüsü olduğu … plaka sayılı araçla, dava dışı …’nın sürücü olduğu … plaka sayılı araç arasında meydana gelen trafik kazası sonucu … plaka sayılı araç içeresinde yolcu olarak bulunan davacı müvekkilinin yaralandığı, … plaka sayılı araç sürücünün kırmızı ışık ihlali yapmasından dolayı kusurlu olduğu, davalıya yapılan yazılı başvurudan da sonuç alınamadığından bahisle belirsiz alacak şeklinde açılan davada artırılmış haliyle 330.000,00 TL sürekli iş görmezlik zararının temerrüt tarihinden itibarin işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline usulüne uygun bir başvuru yapılmadığı, geçerli sağlık raporu sunulmadığı, kusur ve maluliyet oranının usulünce tespiti gerektiği, müvekkilinin sorumluluğunun işletenin kusuru, poliçe limiti ve kapsamı ile sınırlı olduğu, geçici iş görmezlik zararının sorumluluk kapmasında olmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan ödemelerin belirlenen tazminattan mahsubunun gerektiği, müvekkilinden dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini beyanla davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Trafik Kazası Tespit Tutağı, Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosya örneği, kusur raporu, maluliyet raporları, tazminat bilirkişisi raporu, hasar dosyası, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; trafik kazasının meydana gelmesinde dava dışı karşı araç sürücüsü …’nın asli kusurlu olduğu, araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacıya atfı kabil kusur ve müterafik kusurun bulunmadığı, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacıda %40,2 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğu ve geçici iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, tazminat bilirkişisi tarafından Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı iptal kararı göz önüne alınarak PMF 1931 yaşam tablosuna göre davacının toplam iş göremezlik zararının 348.226,92 TL olduğunun hesaplandığı, sigorta teminat limiti 330.000,00 TL olduğundan, davacının da bu miktar ıslah dilekçesi verdiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 330.000,00 TL iş göremezlik tazminatının 31/05/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili … davadan önce usulüne uygun bir başvuru yapılmadığı, sunulan raporun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği uygun olarak Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilen hastaneden alınması gerektiği, yine yargılama sırasında aynı yönetmeliğe uygun olarak Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan rapor alınmadan ve dosyaya sunulan raporla arasındaki çelişkiler giderilmeden eksik inceleme ile hüküm verildiği, müvekkilinin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olmadığı, maluliyet tazminatı hesabında TRH-2010 Tablosunun kullanılması ve 1,8 tekniz faiz oranının dikkate alınması gerektiği, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden önceki bir tarihe göre faiz uygulanmasının doğru olmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan ödemelerin tazminattan mahsubu gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dava öncesi davalı tarafa usulüne uygun olarak yazılı başvuru yapıldığı, ilk derece mahkemesince yapılan tazminat hesabının yasal mevzuata ve yargısal uygulamalara uygun olduğunu beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı yaralanmadan nedeni ile maddi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bedensel zarara uğrayanların aynı kanunun 54. maddesi gereğince maddi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. … , kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmaması veya aracın tespit edilememesi halinde maddi zarardan 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince sorumludur.
Davacı içerisinde yolcu olarak bulunduğu araca, dava dışı …’nın sürücü olduğu aracın çarpması suretiyle yaralanmıştır. Dava dışı …’nın sürücü olduğu aracın trafik sigortası bulunmadığından husumet … yöneltilmiştir. Davacı yaralanmasından dolayı geçici ve sürekli iş göremezlik zararının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile 330.000,00 TL iş göremezlik zararının faiziyle birlikte davalı … tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Hükme esas alınan 19/01/2021 tarihli tazminat bilirkişi raporunda tazminat hesabı PMF 1931 Yaşa Tablosundan faydalanılarak, progresif rant hesabı yöntemine göre belirlenmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin son kararları itibariyle (Yargıtay 4. HD. 23/06/2021 gün ve 2020/2895 esas, 2021/3586 karar); tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun kullanılması gerektiğine işaret edilmiştir. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda tazminat hesabı yapılırken PMF 1931 Yaşam Tablosu’ndan faydalanılmıştır. Bu tablodaki yaşam süreleri TRH-2010 tablosuyla belirlenen sürelerden daha kısa olduğu için davalı lehine olup, karara karşı davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulduğu gözetildiğinde davalı sigorta şirketi vekilinin TRH-2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılması gerektiğine yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair ve sigorta tazminatı dışında kalan hallerin poliçe şartları ile düzenleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Bu nedenle; maluliyet tazminatı hesabında, %1,8 teknik faiz uygulanmadan bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması suretiyle tazminat hesabı yapılmasında usule aykırı bir yön bulunmamaktadır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97 maddesi kapsamında, davadan önce tazminat ödemesi için davalı … başvuru yapılmış, trafik kazası tespit tutanağı, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 24/09/2019 tarihli maluliyet raporu sunulmuştur. Davacı kendisinden beklenilen koşulları gerçekleştirdiğinden, davadan önce sigortacıya yazılı başvuru koşulu oluşmuş, dava şartı sağlanmıştır.
Davacının, davalıya sunduğu raporda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının maluliyet oranı %40,2’dir. İlk derece mahkemesince yargılama sırasında Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 20/08/2020 tarihli raporda ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının maluliyet oranı %28 olarak tespit edilmiştir. Bu rapor 12/09/2020 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Tazminat bilirkişisi 19/01/2021 tarihli raporunda davacının %40,2 maluliyet oranına göre ve asgari ücretin 1,14979 katı üzerindeki gelir durumuna göre tazminat hesabı yapmış ve geçici iş görmezlik zararını 16.357,63 TL, sürekli iş görmezlik zararını ise 331.69,29 TL olarak hesaplamıştır. Bu rapor 25/01/2021 tarihinde davalı vekiline tebliğ edilmesine rağmen, davalı vekili HMK.’nın 281. maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde rapor içeriğine, %28 maluliyet oranı yerine %40,2 maluliyet oranına göre tazminat hesabı yapılmasına ve davacının gelirine itiraz etmemiş, itiraz dilekçesi sunmamıştır. Davalı vekili yargılama aşamasında kendisine tebliğ edilen tazminat bilirkişi raporuna itiraz etmemiş ve rapor kendisi hakkında kesinleşmişken, bu rapordaki hatalar ve fazla hesaplama yapıldığı iddiaları HMK’nın 357/1 maddesi de dikkate alındığında istinaf yoluyla ileri sürülemez ve bölge adliye mahkemesince de istinaf incelemesi yapılamaz.
Biraz yukarıda da açıklandığı üzere davalı … kendisine yapılan yazılı başvuru sonrasında ödeme yapmayarak 31/05/2019 tarihinde temerrüde düştüğünden hükmedilen tazminata temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi usul ve yasaya uygundur.
Hal böyle olunca açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf istemlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı tarafından peşin yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 5.635,60 TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 16.906,70 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak Hazineye verilmesine,
3-Yapılan istinaf giderlerinin gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Artan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 14/11/2022 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
…