Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1184 E. 2022/1744 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 17/11/2022

Davacı vekili; 06/03/2017 tarihinde davalı …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, yolun karşısına geçiş yapmakta olan müvekkili …’ya yaya geçidi üzerinde çarpması sonucunda maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kalıcı maluliyetine ve bakıma muhtaç seviyede sakatlığına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin tüm tedevilere rağmen eski sağlığına kavuşamadığını, davalı … tarafından hasar dosyasının oluşturulduğunu, 176.638,00 TL kalıcı maluliyet, 153.362,00 TL bakıcı gideri ödemesi yapıldığını, müvekkilinin gerçek zararının karşılanmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin kalıcı maluliyetinden ileri gelen 100,00 TL ve bakıcı giderinden kaynaklı 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili; kaza tarihi 06/03/2017 olduğundan 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası yeni genel şartlarının davada uygulanması gerektiğini, davacı tarafından 06/03/2017 tarihinde gerçekleşen kazada yaralanan …’ın maluliyet tazminatı talebine ilişkin olarak dava öncesinde müvekkili kuruma başvuru yapıldığını ve müvekkili tarafından davacının tüm zararlarının karşılandığını, müvekkili kurumun davacıya ödemede bulunarak üzerinde düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; davacının sürekli iş göremezliğe ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, bakıcı giderine ilişkin tazminat talebinin kabulüne karar verilerek, 153.256,31 TL’nin davalı … bakımından 12/03/2018 tarihinden, davalı … bakımından dava tarihi olan 25/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (davalı … bakımından 176.638,00 TL ile ile sınırlı olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06/03/2017’den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … ’dan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Davalı … vekili süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özce;
1-Davacı tarafa dava öncesinde yapılan başvuru sonrası ödeme yapılarak tüm zararı karşılanmış olup, davacı tarafın gerekli belgelerle birlikte ek tazminat ödemesi için tekrar müvekkiline başvurmadığından, dava şartının yerine getirilmemiş olduğunu,
2-Yeni genel şartlar gereğince sağlık giderlerinden sayılan geçici bakıcı giderleri … ’nın sorumluluğunda olup, artık bakıcı gideri ve maluliyetin tek teminat limiti kapsamında olduğunu,
3-Kabul anlamına gelmemek kaydıyla dosyada bakıcı tutulduğuna dair bir belge olmadığından, hesaplamanın brüt asgari ücret üzerinden yapılmasının da hatalı olduğunu,
4-Davacı küçük kaza tarihinde 10 yaşında olup, üçüncü kişi konumundaki anne ve babanın ağır müterafik kusuru nedeniyle tazminat isteminin reddedilmesi, en azından %40’ın altında olmayacak şekilde indirim yapılması gerektiğini,
5-Davacının maluliyet raporunun Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak hazırlanması gerektiğini,
6-Davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını,
7-Kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak lehlerine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, davacı tarafça davalıya daha önce başvuruda bulunulmuş olup davalı tarafça yetersiz ödeme yapılmasına, buna göre başvuru şartı gerçekleşmiş olup, temerrüdün de ödeme tarihinde gerçekleşmesine, davacının sürekli bakım ihtiyacı içerisinde olmasından kaynaklı bakıcı gideri zararı, 2918 Sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olduğu tedavi giderlerinden olmayıp, davalının tedavi gideri teminatı kapsamında bu zarar kaleminden yeni genel şartlar döneminde de sorumluluğunun devam ettiği hususunun Yargıtay tarafından da kabul görmesine, davalının kusur nispetinde sorumlu tutulmuş olmasına, dava küçük … adına açılmış olup anne ve babasının (davacının kusurundan ayrı varsa) kusurunun kendisine yansıtılamayacak olmasına, davacıya rücuya tabi ödeme yapılmamasına, alınan maluliyet raporunun usulünce hazırlanmasına, %100 oranında engeliyle sürekli bakıma muhtaç kalan davacı yararına ömür boyunca brüt asgari ücretten bakıcı gideri hesaplanmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Müstenif davalı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Müstenif Davalı vekilinin İstinaf başvurusunun esastan reddine; Müstenif davalıdan alınması gereken 10.468,94TL istinaf ilam harcından başvuru sırasında peşin ödenen 2.616,95 TL harcın mahsubuna, bakiye 7.851,99 TL’nin müstenif davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, başvuru giderlerinin sarf eden taraf üzerinde bırakılmasına; kullanılmayan avansların ilgililerine iadesine; avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 17/11/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.