Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1155 E. 2022/950 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2020
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 17/06/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacılar vekili; davacının 08/12/2015 tarihinde … plaka sayılı motosikleti ile seyir halindeyken davalı …’un … plaka sayılı aracı ile U dönüşü yapmaya kalkışması nedeniyle yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı sürücünün geçiş hakkına riayet etmemesi neticesinde, davacının motosikletinin ön kısımlarıyla, karşı taraf aracının sol yan ön kısmına çarpmak zorunda kaldığını, çarpışmanın etkisi ile davacı sürücünün yola fırladığını ve ağır yaralandığını, kazanın oluşumunda davalı sürücünün %100 kusurlu bulunduğunu, bu durumun trafik kaza tespit tutanağında da belli olduğunu, maddi zararların tazmini bakımından davalı sigorta şirketinin poliçe bedeli ile sınırlı olarak kusursuz sorumluluk gereği müteselsilen sorumlu olduğunu, davacının kaza tarihinde öğrenci olduğunu beyanla davacılardan … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL geçici , 100,00 TL sürekli işgücü kaybı, 100,00 TL refakatçi ücreti, 100,00 TL hastane masrafları, 100,00 TL motosiklette oluşan hasar ve değer kaybına ilişkin maddi tazminatın sigorta şirketi ile (poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) işleten sürücü davalıdan müteselsilen tahsili ile davacı … için 100.000,00 TL, … için 20.000,00 TL. ve … için 10.000,00 TL manevi tazminatın işleten sürücüden tahsilini talep etmiş, 27/07/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; maddi tazminatı, davacılardan kazazede … yönünden geçici iş göremezlik nedeniyle 23.726,81TL, sürekli iş göremezlik nedeniyle, 481.394,53TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve sair giderler nedeni ile 1.000,00TL, refakat ve bakım ücreti karşılığı olmak üzere 9.595,65TL’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirket vekili; yetki itirazlarının olduğunu, davacının geçici iş göremezlik ve bakıcı gierleri taleplerinin teminat dışı olduğunu, Trafik Sigortası Yeni Genel Şartları uyarınca davacının bakıcı gideri tazminatı talep edebilmesi için öncelikle dava konusu kaza nedeniyle sürekli olarak malul kalıp kalmadığının ve maluliyet oranının ispatlanması gerektiğini, davacı tarafa ait aracın tam hasara uğrayıp uğramadığının araştırılması gerektiğini, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili; dava konusu kaza sebebiyle Antalya 18.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalının taksirle yaralamaya sebebiyet iddiası ile yargılandığını, ceza davasının sonucunun iş bu tazminat davası yönünden bekletici mesele yapılmasının zorunlu olduğunu, dava konusu kazada davalının asli kusurlu olmadığını, kusura ilişkin trafik kazası tespit tutanağının tek başına hüküm kurmaya yeterlilikte olmadığını, davacının kaza anında kask takmadığını ve zararın artmasına neden olduğunu beyanla davanın tümden reddini talep etmiştir.
Mahkeme, temin ettiği kusur, maluliyet ve hesap raporuna değer vererek, davanın kısmen kabulü ile; 23.726,81TL geçici iş göremezlik, 481.394,53 TL daimi iş göremezlik, 9.595,65 TL bakıcı gideri ve 1.000,00 TL tazminatının davalı … ’dan ve davacı … yönünden 40.000,00 TL, davacı … yönünden 10.000,00 TL ve davacı … yönünden 5.000,00 TL manevi kaza tarihi olan 08/12/2015 tarihinden itibaren davalı … ’dan tahsili ile davacılara verilmesine hükmetmiştir.
Davalı … vekili istinafında; kusurun hatalı belirlendiğini, teknik veriler ışığında vasıtaların-bu arada motorun-hızının tespit edilebileceği,olayda,yolda ışıklandırmanın olmadığı,davacı sürücünün farlarının yanmadığı tanık beyanlarından anlaşıldığına göre far yakmadan, far ile gerekli ikazı yapmayan, müsait boş şeride kaçmayan davacının da kusuru olduğunu, yine kazanın oluşumu ve yaralanmaya göre davacının kask takmadığı anlaşılmakla müterafik kusur indirimi yapılmamasının da doğru olmadığını, hükme dayanak kılınan maluliyet raporunu, nekahat dönemi bitmeden, eski dönemde filmlere göre belirlendiği, özürlülük ölçütü yönetmeliği ekindeki formüllerin ve oranların hatalı alındığı, yine geçici fonksiyon kaybına neden olan ruhsal rahatsızlar için 1 yıl sonra kontrol muayene yapılması gerektiği halde buna riayet edilmediği bu sebeple raporun usulsüz olduğu, yine baş bölgesinden yaralanma da olduğu için kasksızlığın zararın doğması/artmasına muhakkak etken olduğu dikkate alındığında bu sebeple müterafik kusur (TBT’nın 52.maddesi) indimi yapılmadan karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, usulsüz ve hatalı kusur ve maluliyet raporlarına yaslanan aktüerya raporunun da usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan kusur ve maluliyet raporlarının hatalı olduğu belli ve müvekkilinin mali durumu ortada iken bu tutarlardaki manevi tazminatların fahiş olduğunu ileri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemiştir.
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, kusura ilişkin kaza tespit tutanağı ve istinaf incelemesi ile kesinleşen ceza ilamına göre geriye dönüş manevralarını hatalı yapan davalı sürücünün tam kusurlu kabul edilmesinin dosyadaki deliller ile kazanın oluşumunu ve trafik mevzuatına uygun olmasına, davacı motorsiklet sürücüsünün gerekli tetkikleri yapılarak muayanede edilmek suretiyle en son Adli Tıp 2.İhtisas Kurulu’nun ….. tarihli raporuna göre kaza tarihi itibariyle Özürlük Ölçütü ve Özürlülere verilecek Sağlık Raporları Hakkındaki Yönetmelik Hükümlerine göre alt ekstremite ve zihinsel bozukluk sebebiyle balhazard formülüne göre %39 kalıcı iş göremez olacağına ilişkin verilen raporun dosya kapsamına uygun olmasına, yeniden muayene kaydını taşımamasına, TBK 52.maddesi uyarınca müterafik kusur yönüyle; davacıdaki kimi rahatsızlıklar baş bölgesinden kaynaklı olsa da, kendisi ve tanıklardan birisinin beyanına göre kaskının takılı olduğu, kaza tespit tutanağında bu hususta bir belirleme olmadığı, davalı tarafça davacının müterafik kusuru olduğunun ispat edilememesi ve yine mahkemece temin edilen ATK raporuna göre baş bölgesindeki arızanın kask takılı olsa da olmasa da oluşabileceği şeklinde görüşü dikkate alındığında mahkemece yazılı gerekçe ile davacının müterafik kusuru bulunmadığına ilişkin kanaatin usule uygun olmasına, hükme dayanak kılınan ve usule uygun maluliyet raporlarında gösterilen maluliyetin kapsamına, kaza tarihi ve paranın satınalma gücüne göre takdir edilen manevi tazminatların fazla olmamasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davalı …’un istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı … vekilinin başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 38.985,73‬ TL karar harcından peşin olarak yatırılan 9.746,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 29.239,73‬ TL’nin müstenif davalıdan tahsili ile haziniye gelir kaydına, davalı tarafından başvuru giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, ilişkin 17/06/2022 gününde HMK 361. madde uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay’ın ilgili hukuk dairesi nezdinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.