Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/663 E. 2022/1095 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/09/2019
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 20/07/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davalı …, olay günü sabah saat 04:00 sularında …. kavşağında önünde seyretmekte olan davacılar desteği …’nun yolcusu olduğu motorsiklete arkadan çarparak davacıların desteğinin kafa travmasına bağlı olarak ölümüne sebep olunmuştur.
Davacılar vekili; yukarıada izah edilen kaza sonrasında davacıların desteği olan …’nun vefat ettiğini, davalı …’in meydana gelen kazada asli kusurlu olduğunu, desteğin geçimini kaynak ustası olarak temin ettiği, davalı … şirketine müracaat ettiklerini, müracaatların tebliğ edilmesine rağmen 15 gün içerisinde ödeme yapmayan sigorta şirketinin 05/09/2019 tarihinde temerrüre düştüğünü belirterek, müvekkillerinden …. için 176.136,43 TL …. için 54.231,03-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sürücü ve işletenden kaza tarihinden, sigorta şirketinden temerrüdün gerçekleştiği 05/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsilini, ayrıca her bir müvekkili için olmak üzere 100’er binden 200.000,00 TL manevi tazminatın, sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı …; iddia olunan kusur durumunun gerçeği yansıtmadığını, zenginleşme amacı taşıyan manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini, davacılarının desteğinin kazadan önce aylık 1.500.00 TL geliri olduğunu iddiasının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etitği görülmüştür.
Davalı …; davacının kaza öncesi eşi ve çocuğuyla müteveffanın babasının evinde kaldığı, kaza sonrasında da kalmaya devam ettiğini, manevi tazminat talebinin zenginleşme amacı taşıdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Mahkemece; davacı …. yönünden maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 02/07/2017 tarihinde meydana gelen ölüm olayı sebebi ile davacı …’nun uygulanan %20 kask indiriminden sonraki 161.383,87.-TL destekten yoksun kalma tazminatının 135.309,14.-TL sinden sigorta şirketi sorumlu olmak üzere, sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 12/09/2017, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınıp adı geçen davacıya verilmesine, …. yönünden maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 02/07/2019 tarihinde meydana gelen ölüm olayı sebebi ile uygulanan %20 kask indiriminden sonraki 49.013,03.-TL destekten yoksun kalma tazminatının 40.984,82.-TL sinden davalı … sorumlu olmak üzere, sigorta şirketinden temerrüt tarihi 12/09/2017, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile müştereken ve müteselsilen alınıp adı geçen davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
Davalı … vekili müddeti içinde vermiş olduğu istinaf dilekçesinde özetle;
1-Bu olayın her iki tarafının da mağdur olduğunu, davacılar desteğinin vefat etiğini,, müvekkilinin ise hapse girdiğini, diğer davalı …’in mecburen 2 küçük çocuğuyla ailesinin yanına sığındığını, müvekkilinin %27,2 oranında malul olduğunu, bunun dosyadaki raporlarla sabit olduğunu, bunun da müvekkilinin iş bulma olasılığını düşürdüğünü, müvekkilinin hükmedilen tazminatları ödeme imkanı bulunmadığını,
2-Olayda her iki tarafında da kusurlu olduğunu, mütevaffanın da kasksız ve alkollü olduğunu, kafa travmasından ölen desteğin, eğer kasksız ve alkollü olmasa muhtemelen kazayı ufak sıyrıklarla atlatacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın itirazları doğrultusunda kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı …’in de hükmü istinaf ettiği, eksik harç ve masrafları yatırması için verilen kesin süre içesinde yatırmaması nedeniyle ilk derece mahkemesince 30/12/2019 tarihli ek kararla istinafın yapılmamış sayılmasına karar verildiği ve davalının bu kararı istinaf etmediği görülmüştür.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Davalı …, olay günü sabah saat 04:00 sularında, …. kavşağında önünde seyretmekte olan davacılar desteği …’nun yolcusu olduğu motorsiklete arkadan çarpmış, olay yerinde durmayarak kaçmış, olaydan 20 gün sonra yakalanabilmiş, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi 20/11/2017 tarih, … -…EK ayılı ilamıyla davalıyı/sanığı tam kusurlu bularak teşdit uygulamak suretiyle mahkumiyet kararı vermiş, hastaneye yakın bir noktada yaralılara yardım yolunu tercih etmediği gerekçesiyle takdiri indirim yapmamış, karar Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11.CD’nin …. -…. EK sayılı ilamıyla kesinleşmiştir. Mahkemece aldırılan 17/08/2018 tarihli raporda da davalıya tam kusur verilmiş olup, alınan rapor olayın oluş şekline ve trafik mevzuatına uygundur. Ayrıca mahkemece desteğin kasksız olması ve ölümüyle bu durum arasında illiyet bağı bulunması nedeniyle müterafik kusur indirimi de yapılmış olup, davalının kusur ve müterafik kusura yönelik tüm itirazlarının reddi gerekir.
Davalı yalnızca tazminatları ödeme gücü bulunmadığını ileri sürmüş, alınan hesap raporuna açık bir itirazda bulunmamıştır. Esasen hükme esas alınan 17/03/2019 tarihli hesap raporunda, progresif rant yöntemi yerine devre başı ödemeli belirli süreli rant formülünün uygulanması, yine davacı eşin evlenme ihtimalinin rapor tarihi yerine kaza tarihindeki yaşına göre belirlenmesi doğru olmamış ise de; yapılan hatalar davalı lehine olacak şekilde tazminat miktarını azalttığından, bu husus kararımızda yalnızca eleştirilmekle yetinilmiştir.
Bu itibarla Dairemizce yapılan değerlendirmede, istinaf konusu edilen hususlarda mahkeme kararında bir usulsüzlük bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Yukarıda izah edilen nedenler ışığında davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 22.245,16 TL istinaf ilam harcından davalı …’in peşin yatırdığı 5.561,29 TL’nin (1.378,70TL + 4.182,59 TL) mahsubuna, bakiye 16.683,87 TL istinaf ilam harcının bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin yapanlar üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansı var ise yatıranlara iadesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı … hakkında kurulan hükümler yönüyle HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca KESİN, davacı … … hakkında kurulan hükümler yönüyle ise davalı … yönünden 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili dairesinde temyiz yolu açık, diğer davalılar yönüyle kesin olmak üzere 07/07/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.