Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/637 E. 2022/170 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2019
DAVA: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 08/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 08/02/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; 28/05/2018 tarihinde, davacıya ait, dava dışı … idaresindeki … plaka sayılı, 2017 model ve henüz 2413 km’deki vasıta ile, davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç arasında kaza meydana geldiğini, müvekkili aracın sürücüsünün kural ihlali olmayıp nizami biçimde kendi şeridinde seyrettiğini, kazada kırmızı ışıkta geçen davalı sürücünün kusurlu olduğunu, davacı aracında ciddi manada hasar oluştuğunu, değer kaybı için davalı sigorta şirketinin bir miktar ödeme yaptığını ancak yetersiz olduğunu açıklayarak, şimdilik belirsiz alacak biçiminde bakiye araç değer kaybı için 200,00 TL, araç mahrumiyet için 100,00 TL maddi tazminatın, davalı sürücü-işleten yönüyle kaza ,sigorta şirketi açısından temerrüt gününden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, 12.06,2019 tarihli dilekçe ile, değer kaybı istemini 7.835,00 TL’ye, araç mahrumiyet talibini ise 15.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı Sigorta şirketi vekili; 27/09/2018 tarihli dilekçesinde davacının zararına ilişkin miktar olan 4.870,00 TL’nin 16/08/2018 tarihinde davacıya ödendiğini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesinin önem taşımadığını, davacının başvurusunun reddine, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir,
Davalı … vekili; davacı sigorta şirketinden 4.870,00 TL değer kaybına ilişkin ödeme aldığını, değer kaybı konusunda tekrar dava yolu ile bedel istenmesinin haksız ve hukuksuz olduğunu, davacı aracın ticari amaçla kullanmadığı için davacının istediği iş ve güç kaybı olmadığını ve bu nedenle araç mahrumiyet bedeli de istenemeyeceğini, davacının davasının reddi ile birlikte yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, karşı tarafın tam kusurlu olduğunu kabul edip, makine mühendisi bilirkişi tarafından sunulan rapor benimsenmek suretiyle, davanın ıslah doğrultusunda kabulü, faiziyle 7.835,00 TL araç değer kaybının bütün davalılardan 1.500,00 TL mahrumiyet tutarının ise davalı … tahsiline karar vermiştir.
Süresinde verdikleri istinaf dilekçeleri ile;
Davalı … vekili; kusur raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, kaza tutanağında her iki sürücü de yeşil ışıkta geçtiklerini beyan etmelerine karşılık, mahkeme mahallinde keşif ile, ışıkların yanma süreleri-sıraları ölçülüp irdelenmeksizin, müvekkilinin ışık ihlali yaptığı yolunda kesin delil bulunmadan tarafları eşit kusurlu gösteren rapora itibar edilmemesinin usulsüz olduğunu, mahallinde keşif icrası ile, farklı bilirkişiden kusur raporu temin edilmesi gerektiğini, değer kaybına ilişkin; davalılardan sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmakla, yeniden bu bedele hükmedilmesinin doğru olmadığını, kaldı ki araçtaki hasarların çok ufak, önemsiz ve tampon bölgelerinden olmakla değer kaybı oluşmayacağının göz ardı edildiğini, bu husustaki raporunda isabetsiz olduğunu, araç mahrumiyet yönüyle; araç ticari olmadığından mahrumiyet zararı oluşmayacağını, bir an için tersi düşünülse dahi bu zarar kaleminden sigorta şirketinin sorumluluğu bulunduğunu, aksi düşünüldüğünde sigortanın bir anlamı kalmayacağını, davacının davasının reddi, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili; müvekkili şirkete sigortalı aracın sürücüsünün tam kusurlu kabul edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığını, eksper raporu ile bilirkişi raporu arasında çelişki izale edilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, tehiri icra kararı verilmesini, gerekli görülmesi halinde yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını, 26/12/2019 tarihli kararın kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, dosya kapsamı ve UYAP sisteminden incelenen Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının … numaralı soruşturma dosyasında davalı sürücünün “ışık değişimine yetişemedim…” şeklindeki beyanı ile bu dosyaya sunulan kusur raporuna göre mahkemece davalının ışık ihlali yaptığından dolayı tam kusurlu olduğuna ilişkin kabulde usulsüzlük bulunmamasına değer kaybı ve araç mahrumiyeti tutarlarının usulünce hesap edilmesine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davalıların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
Davalıların istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, alınması gereken 637,67 TL’lik harçtan yatırılan 318,83 TL’nin düşülmesi ile bakiye 318,84 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, istinaf başvuru giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansların ilgililerine iadesine, avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 08/02/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.