Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 07/02/2022
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-b-2-son maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’in sürücüsü, davalı … Şti’nin işleteni olduğu … plaka sayılı aracın davacı müvekkiline ait … plaka sayılı araca tam kusurla çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiği, davacıya ait aracın hasarlanma nedeni ile değer kaybına uğradığı ve tamiri süresince ikame araç kiralandığından bahisle artırılmış hali ile 10.000,00 TL değer kaybı ile 2.478,00 TL ikame araç bedelinin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
DELİLLER :
Trafik kazası tespit tutanağı, trafik kayıtları, bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğu, davalı sürücünün haksız fiil faili, davalı şirketin ise araç işleteni olarak zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacının hasarlı aracını 6 gün süre ile kullanamadığı ve bu süre içerisinde 2.478,00 TL araç mahrumiyet zararı oluştuğu, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan sigorta genel şartları ekindeki kriterlere göre dava konusu araçta değer kaybı oluşmadığı gerekçesiyle değer kaybına yönelik tazminat talebinin reddine, 2.748,00 TL ikame araç bedelinin 16/03/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda sigorta genel şartlarına göre 165.000 km’den fazla yol kateden araçlarda değer kaybının oluşmadığı, aracın kullanılmış süresine göre 300.000 km yol katettiği gözetildiğinde değer kaybının oluşmadığı mütalaa edildiği, oysa aracın kaç km’de olduğunun tespit edilmediği, öte yandan Genel Şartlar ekindeki değer kaybı hesaplanmasında Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tam olarak kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalılar istinafa cevap vermemişlerdir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı araç değer kaybı ile ikame araç bedeli tahsili isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni de doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davacı meydana gelen trafik kazası sonucu aracının hasarlandığını ileri sürerek aracında oluşan değer kaybı ve ikame araç bedelinin, zarara sebebiyet veren karşı araç sürücüsü ve araç işleteni olan davalılardan tahsilini istemiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ikame araç bedeli tahsili isteğinin kabulüne, araç değer kaybı isteğinin ise reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından değer kaybı tazminatına yönelik olarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Tazminat bilirkişisi 08/01/2019 tarihli raporunda; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren sigorta genel şartları ekinde yer alan formüle göre 165.000 km.’den fazla yol kateden araçlar için değer kaybı oluşmadığı, serbest piyasa şartlarına göre meydana gelen değer kaybının ise 10.000,00 TL olduğunu bildirmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde … esas, … karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair ve sigorta tazminatı dışında kalan hallerin poliçe şartları ile düzenleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde … esas, … karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Yargıtay uygulamalarına göre gerçek zarar ilkesine göre araçtaki değer kaybı, aracın kazadan önceki ikinci el değeri ile hasar sonrası tamiri yapıldıktan sonraki ikinci el değeri arasındaki farktır.
Bu nedenle ilk derece mahkemesince sigorta genel şartlarına göre davacının hasarlanan aracında değer kaybı oluşmadığına yönelik kararı yerinde değildir. Davalılar tarafından itiraz edilmeyen bilirkişi raporuna göre davacıya ait araçta, hasar nedeniyle piyasa koşullarına göre 10.000,00 TL değer kaybı oluştuğu anlaşılmakla bu miktar değer kaybının da devalılardan tahsiline karar verilmelidir.
Hal böyle olunca açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davacı vekilinin araç değer kaybına yönelen istinaf isteminin kabulüyle 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle; davacının açtığı maddi tazminat davasının kabulü ile 2.478,00 TL ikame araç bedelinin 16/04/2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, 10.000,00 TL araç değer kaybının 16/03/2018 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin araç değer kaybına yönelen istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (b-2) bendi gereğince KABULÜNE,
2-İlk derece mahkemesi olan Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı 12/12/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
a)Davacının açtığı maddi tazminat davasının KABULÜ ile 2.478,00 TL ikame araç bedelinin 16/04/2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, 10.000,00 TL araç değer kaybının 16/03/2018 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b)Davacının peşin yatırdığı toplam 50,86 TL harcın Hazineye gelir kaydına, bakiye 801,51 TL karar ve ilam harcının davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye verilmesine,
c)Davacı tarafça yapılan 850,86 TL harç ve yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
ç)Davacı kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’nin 13/1 maddesi gereğince belirlenen 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
d)Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgililerine iadesine,
4-Davacının peşin yatırdığı 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan 186,60 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan avanslarının yatıranlara iadesine,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 07/02/2022 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 362. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.
…