Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/472 E. 2021/1545 K. 04.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2019
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR YAZIM TARİHİ: 04/10/2021

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerine dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili çift taraflı ölümlü trafik kazasında vefat eden … ölmeden önce yaklaşık onbir yıldır müvekkili davacı ile birlikte yaşadığını, ölümü nedeniyle müvekkilinin destekten yoksun kaldığını ileri sürerek davacı lehine destekten yoksunluk tazminatına hükmedilmesini istemiş, Mahkemece … esas, … karar sayılı karar ile davacının talebinin kabulü ile 25.426,21 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminata hükmolunmuş, kararı davalıların istinaf etmesi üzerine Dairemizin 30/10/2018 tarih … esas, … karar sayılı kararı ile davalıların istinaf başvurusu kabul edilerek davacı ile ölen arasında desteklik ilişkisi bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır.
Dairemiz kaldırma kararı üzerine Mahkemece davacının ölen ile aynı evde yaşamadığı, aralarında karı-koca ilişkisi bulunmadığı, fiili desteklik olgusunun ispat edilemediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf eden davacı vekili; müvekkili ile ölenin birlikte yaşadığı ve desteklik ilişkisinin tanık beyanları, CD görüntüleri ve fotoğraflar ile sabit olduğu halde davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılması ve talepleri gibi davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Dava haksız fiil nedeniyle destekten yoksun tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosyada yapılan yargılama sırasında toplanan deliller çerçevesinde 16/04/2019 tarihli polis memuru tarafından düzenlenen araştırma tutanağının ölenin annesi … beyanı esas alınarak düzenlendiği, adı geçenin yargılama sırasında tanık olarak alınan yeminli beyanında davacı ile ölenin arkadaş olduğu, oğlunun sağlığında ana-baba evine nadiren uğradığı yönündeki kaçamaklı anlatımı, desteğin ölümü nedeniyle sigortadan desteklik tazminatı almış olması, davacı tanıklarından … ve … ayrıntılı beyanları, taraflar ile herhangi bir yakın akrabalıklarının bulunmaması, davacı tanığı … beyanlarının nüfus kayıtlarıyla örtüşmesi, yine Antalya 7. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında yapılan fiili haciz tutanağında ölenin mernis adresi olarak görünen … mahallesindeki adresinde haciz işlemi yapılamadığı “borçlu yok, adresin borçlunun babasına ait olduğu, borçlunun bu adreste oturmadığı, babasına gidip gelmediği, komşularından öğrenildi” şeklindeki haciz tutanağı, davacı tanıklarının davacı ile ölenin imam nikahlı olarak birlikte yaşadıkları yönündeki anlatımları bir arada gözetildiğinde davacının davasının ve ölenin destekliği hususunun sübuta erdiği sonucuna varılmakla davacı lehine destekten yoksunluk tazminatı ile bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, talebin tümden reddi doğru olmamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile taraflar lehine oluşmuş usuli kazanılmış haklar da gözetilerek 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince hükmün yeniden tesisi gerekir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
II-İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve hükmün HMK’nın 353/1-b,2 madde ve bendi uyarınca aşağıdaki şekilde yeniden tesisine,
III-1-Maddi tazminat davasının kabulü ile 25.426,61TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi açısından poliçe limitiyle sınırlı olarak ve dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte, …açısından 04/07/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000TL manevi tazminatın davalı….’den 04/07/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Maddi tazminat yönüyle alınması gerekli 1.736,89TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 118,26TL’nin mahsubu ile bakiye 1.618,63TL’nin davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Manevi tazminatta alınması gerekli 341,55 TL harçtan peşin alınan 170,77 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 170,78 TL harcın davalı … alınarak hazineye irad kaydına
5-Maddi tazminatta karar tarihi itibariyle AAÜT uyarınca 4.080TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminatta karar tarihi itibariyle AAÜT uyarınca 4.080TL maktu vekalet ücretinin davalı … alınarak davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminatta reddedilen kısım yönüyle davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … verilmesine,
8-Bu dava nedeniyle davacı tarafından yapılan ilk dava gideri, tebligat ve posta gideri ile bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 651,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat nedeniyle davacı tarafından yapılan 170,77 TL ilk dava masrafının davalı … alınarak davacılara verilmesine,
10-Davalıların yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
11-Artan gider avansının karar kesinleşmesine müteakip ilgililerine iadesine,
IV-İstinaf yargılama harç ve giderleri yönünden;
1-Peşin ödediği istinaf ilam harcının istemesi halinde davacıya iadesine,
2-Başvuru sırasında sarf ettiği 121,30TL istinaf giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Kullanılmayan avansların ilgililerine iadesine,
4-Avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
04/10/2021 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.