Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/457 E. 2021/2085 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2019
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle )
KARAR TARİHİ: 14/12/2021
YAZIM TARİHİ: 14/12/2021

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacılar vekili ; davalı …’in idaresindeki … resmi plakalı belediye otobüsünün yolun karşısına geçmeye çalışan müvekkillerinin eşi/ annesi …’ye çarpıp ölümüne neden olduğunu, sürücünün kusurlu olduğunu açıklayarak eş için 8.000,00 TL ve evlat için 7.000,00 TL manevi tazminatın sürücü ve işleten davalılardan ve şimdilik belirsiz alacak biçiminde 10.000,00 TL destekten yoksunluk tazinatının ise tüm davalılardan faiziyle tahsilini talep etmiş, hesap raporundan sonra destekten yoksunluk tazminatı istemini 23.134,93 TL ‘ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili ; müvekkil şirketin temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermeyeceğini, sigortanın zarar görenin tazminat ödemeyi gerektiren belgeleri tam ve eksiksiz bir şekilde kendisine teslim etmemesinden itibaren 8 iş günü içinde ödemeyi yapmadığı takdirde temerrüde düşmüş olacağını ve zarar görenin faiz hakkı temerrüd tarihinden itibaren doğacağını, bu sebeplerle davanın davacı tarafın davasını ispat etmesi halinde, müvekkil şirketçe ve diğer sosyal güvenlik kurumlarınca yapılan ödemelerin tazminattan mahsup edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, ve davanın reddedilen kısmı ile ilgili olarak lehlerine vekalet ücreti hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Antalya Büyükşehir Belediye vekili; kazada belediyenin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, nizayı çözümlemekle idare mahkemelerinin vazifeli olduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, hadise ile ilgili kolluk kuvvetlerince hazırlanan herhangi bir tespit tutanağı bulunmadığından esas yönününden de davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili ; meydana gelen kaza neticesinde, müteveffa …’ın vefat etmiş olup, davacıların içine düştükleri acı durumu ve üzüntülerini müvekkilininde anlamata ve paylaşmakta olduğunu, kendisininde bu kaza neticesinde son derece üzgün olduğunu, ayrıca davayı ve atfedilen kusuru kabul etmemekle birlikte, istenen maddi ve manevi tazminatlarda çok yüksek olduğunu, müvekkilinin kazanın oluşumunda herhangi bir kastı ve kusuru olmadığnı, kendisinin asgari ücretle hayatını idame ettirmeye çalışan, menkul ve gayrimenkul malvarlığı olmayan, maddi yönden kısıtlı imkanlara sahip olduğunu, hukuken manevi tazminatın hiçbir zaman zenginleşme aracı da olmaması gerektiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davalı sürücünün %25 nispetinde tali kusurlu olduğunu kabul etmiş, hesap raporunu benimseyerek davanın kabulü ile 23.134,93 TL destekten yoksunluk tazminatının tüm davalılardan eş için 8.000,00 TL ve çocuk için 7.000,00 TL manevi tazminatın ise sürücü ve işletenden faiziyle tahsiline karar vermiştir.
Davalı Antalya Büyükşehir Belediyesi vekili istinafında ; davaya bakmakla görevli olan mahkemenin İdare Mahkemesi olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkili belediyeye husumet düşmeyeceğini, kusur durumunun hatalı belirlendiğini ve bütün kusurun yaklaşık 40 metre ötedeki yaya geçidinden geçmeyip yola aniden kontrolsüzce fırlayan müteveffada olduğunu, davacının eşinin destekten yoksun kaldığını, ölenin bakım gücü olduğunu ispat edilmesi gerektiğini, ölenin ve davacı eşin yaş ve sağlık durularının iyi analiz edilmesi gerektiğini, davacı eşe bu kadar pay ayrılmasının doğru olmadığını bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulünü istemişlerdir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, davanın 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu 109.maddesi uyarınca süresinde açılmış olmasına, aynı Yasanın 110.maddesi uyarınca nizayı çözümlemekle adliye mahkemelerinin görevli olmasına, ceza dosyasında davalı sürücüye tali kusur yüklenmesi suretiyle verilen mahkumiyet kararının istinaf denetiminden geçerek kesinleşmesine ve davalının kusur nispetini lehine çevirecek somut delil ve savunması bulunmamasına göre hükme esas kusur nispetlerinin usul ve yasaya uygun bulunmasına, her ne kadar pasif dönemde olsa dahi ölenin eşine her halukarda destek olacağının kabul edilmesine, hesaplamanın kaza tarihindeki mevzuata ve yerleşik yargı kararlarına uygun yapılmasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davalı Büyükşehir Belediyesinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
Davalı Büyükşehir Belediyesinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE; alınması gereken 2.605,00 TL harçtan yatan 651,17 TL’nin mahsubu ile kalan bakiye 1.953,83 TL istinaf ilam harcının davalı Büyükşehir Belediyesinden alınarak hazineye irat kaydına, başvuru giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansların ilgililerine iadesine; avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, dair 14/12/2021 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.