Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/455 E. 2021/2058 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/10/2019
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2021
YAZIM TARİHİ: 10/12/2021

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili ; davalı …’in idaresindeki … plaka sayılı araç ile Akdeniz Üniversitesi yerleşkesi içinde tek yönlü geri geri gitmenin yasal olduğu yolda geri manevra sonucu müvekkiline çarparak ayak bileğinin kırılmasına sebep olduğunu, kusurlu olduğunu, açıklayarak 20.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle sürücü ve işleten davalılardan beden tamlığının ihlalinden ötürü şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan ceza dosyasına ödenen 3.000,00 TL avukatlık ücretinin ise ise sürücü ve işleten davalılardan faiziyle tahsilini talep etmiş, 08/01/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat isteklerinden feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevabında; davaya konu … plakalı aracın sigortacı şirket tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, ZMMS meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, bu sebeple dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi gerektiğini, ayrıca dava konusu olayın haksız fiilden kaynaklandığını ve ticari iş niteliğinde olmadığını, bu nedenle davacı vekilinin avans faizine yönelik taleplerinin reddi gerektiğini, açılmış olan hasız ve mesnetsiz davanın sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevabında; davaya konu araç sahibi olması nedeniyle kazanın 08/04/2015 tarihinde olması nedeniyle zamanaşımı olduğunu, 3 yılı aşkın sürede dava açılmadığını, haksız yere mağdur edilmesi sebebiyle aracına konulan tedbirin kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme, kazadan dolayı kalıcı maluliyet oluşmadığını açıklayarak, maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminatın ise kısmen kabulü ile 3.500,00 TL manevi tazminatın faiziyle sürücü ve işleten davalılardan tahsiline karar vermiştir.
Davacı vekili istinafında ; dosya kapsamında meydana gelen kazada müvekkilinin ayağının kırıldığını, adli tıp raporunda basit tıbbi müdahale ile giderilmeyecek şekilde yaralanma olduğunu, bilirkişi raporuna göre davalının tam kusurlu olduğunun belirlendiği, müvekkilinin eğitiminden uzak kaldığını, mahkemece müvekkilinin çektiği sıkıntı nedeniyle az manevi tazminat takdir edildiğini, bu nedenle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilini kusur durumunun araştırılmadığını, davacının iş gücü kaybı ve iyileşme süresiyle ilgili rapor alındığı ve özür oranının %0 olduğunun belirtildiği, buna istinaden manevi tazminata hükmedildiği, müvekkil olay yerinde olmadığı için tüm bu hususların varlığı da kusur raporunda tartışılması gerektiğini, bu nedenle kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, davalı işletenin 2918 sayılı KTK’nun 85. Maddesi uyarınca meydana gelen manevi zararlardan da sorumlu olmasına, somut olayda KTK’nun 86.maddesi şartlarının oluşmamasına, kalıcı sakatlığı olmasa da davacıda kemik kırığı oluşmasına, platin takılmasına, uzun ve ızdıraplı aşamalar geçirilmiş bulunmasına göre manevi tazminat takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmamasına, yazılı miktarın fahiş olmamasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa’nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ( 4 HD’nin 08/02/2016 tarih ve 2015/2733-2016/1298 sayılı içtihadı)
3-Bu açıklamaya göre; davacı her ne kadar yasal süresi içerisinde istinaf dilekçesi sunmamış ise de layihanın, davalının verdiği istinaf dilekçesine cevap müddeti içinde sunulması nazara alındığında katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunduğunun kabulü ile ,kazanın 2015 yılında meydana gelmiş olmasına, davacının sağ ayak bileğinin kırılması ve 5 gün hastanede kalması ve 45 gün süreyle istirahat raporu verilmiş olmasına, ayağına platin takılmış olmasına, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre davacı yararına takdir edilen manevi tazminat tutarı az olmuştur. Davacının istinaf başvurusunun kabulü icap eder.
4-HMK 353/1-b/2 madde ve bendi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanununun olaya uygulanmasında ve delillerin taktirinde hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilebilir.
5-Açıklanan tüm bu sebeplerle; davalı …’in istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf yasa yolu müracaatının kabulü ile hükmün kaldırılmasına, maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 16.000,00 TL manevi tazminatın sürücü ve işleten davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Açıklanan gerekçeyle;
I-a-)Davalı …’in istinaf başvurusunun REDDİNE,
b-)Davacının istinafının KABULÜNE,
II-İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nun 353/1-b-2.madde ve fıkrası uyarınca AŞAĞIDAKİ GİBİ YENİDEN TESİSİNE,
III1-)Maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine,
2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 16.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi harici davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 44,40 TL harçtan 341,55 TL nin mahsubu ile fazladan alınan 297,15 TL nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat yönünden davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Manevi tazminat davası nedeniyle alınması gereken 1.092,96 TL harçtan peşin alınan 382,54 TL harcın mahsubu ile kalan 710,42 TL’nin sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacının iş bu dava nedeniyle manevi tazminat yönünden yapmış olduğu ilk dava masrafı, posta ve müzekkere masrafından ibaret toplam 310,08 TL nin sigorta şirketi haricindeki davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarfesine göre 5.100,00 TL nin sigorta şirketi haricindeki davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarfesine göre 4.000,00 TL nin davacıdan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
III-İstinaf incelemesi yönüyle ;
1-Davacının peşin yatırdığı 44,40 TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan 294,20 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalıdan alınması gereken 239,08 TL istinaf karar harcından peşin alınan 60,00 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 179,08 TL’nin anılan davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Müstenif davalının yaptığı başvuru giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair 10/12/2021 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.