Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/450 E. 2021/2030 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA:Trafik Kazası Nedenli Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 07/12/2021

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerine dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacılar vekili; davacıların müşterek çocukları … ile …’in yolcu olarak içinde bulunduğu ve davalı şirkete trafik sigortalı aracın yaptığı tek taraflı kazada vefat etmesi nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldıklarını, davadan önce yapılan başvuruya sigorta şirketince yasal sürede cevap verilmediği, herhangi bir ödeme de yapılmadığını ileri sürerek şimdilik 1.000TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı şirketten tahsilini talep etmiş, 04/09/2019 havale tarihli dilekçe ile her bir davacı için 500 TL olarak açtıkları taleplerini davacı … için 173.968,53 TL’ye, davacı … için 130.806,78 TL’ye çıkardıklarını belirtmiştir.
Davalı Sigorta vekili; sigortaya başvuru sırasında evrakların eksik verilmesi nedeniyle başvurunun usulüne uygun olmadığını ve temerrütün gerçekleşmediğini, kusur ve gelirin ispatlanması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini aksi halde hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; olayda hatır taşıması bulunduğu kabul edilerek %20 indirim uygulanmak suretiyle araç sigortalısının %100 kusuru üzerinden indirim sonucu davanın kısmen kabulü ile davacı anne için 138.529,40TL, davacı baba için 104.645,42TL maddi tazminata hükmolunmuş, davalı tarafça 30/10/2019 tarihinde yapılan 150.666TL ve 155.022TL’lik kısmi ödemelerin infaz aşamasında her bir alacak kalemi yönünden nazara alınmasına karar verilmiştir.
İstinaf eden davacılar vekili; murislerin araç sürücüsü ile birlikte aynı evi paylaşan arkadaş olarak araç yakıt parasını paylaşarak yolculuk yaptıklarını, hayatta kalan diğer iki kişinin de beyanının bu yönde olup olayda hatır taşıması bulunmadığı ve aksi davalı tarafça ispat edilmediği halde hatır taşıması indirimi yapılmasının hakkaniyetsiz olup, hatır taşıması indirimi nedeniyle reddedilen kısım için aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesinin de yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve taleplerinin tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Dava, trafik kazasına bağlı ölümden kaynaklanan haksız fiil nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nun 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41. (TBK. 49 md.) maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalanların aynı kanunun 45/2 (TBK. 53/3 md.) maddesi gereğince maddi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. Zarara sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereğince sigorta genel şartları kapsamında oluşan maddi zarardan müteselsilen sorumludur.
2–Hatır taşıması, bir vasıta ile herhangi bir ücret ya da menfaat olmaksızın hatır için taşınmayı ya da aracın hatır için kullandırılmasını ifade etmektedir. Bir ailevi yükümlülüğün yerine getirilmesi kapsamında yapılan taşımaları hatır taşıması olarak saymamak gerekir. Ayrıca davalı tarafın hatır taşıması indiriminden yararlanabilmesi için süresinde cevap dilekçesi ile bu defiyi ileri sürmesi gerekir. Belirtilmelidir ki hatır taşıması yahut müterafik kusur sebebiyle tazminattan indirim yapıldığında, kısmen red sebebiyle kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına avukatlık ücreti takdir edilmez. Çünkü bu indirimler hakkaniyet düşüncesiyle ve takdiri nedenlerle yapılmaktadır.
3-Somut olayda, davalı sigorta şirketinin süresinde ileri sürdüğü hatır taşıması savunması bulunduğu görülmüştür. Davacılar murisi müteveffaların dava dışı sürücü ile arkadaş oldukları ve araçta yolcu konumunda olup birlikte vakit geçirmek amacıyla ilçeden il merkezine yolculuk yaptıkları, olaydan sonra alınan kolluk beyanlarının da bu hususu desteklediği, davacılar desteğinin bir menfaat karşılığı taşındığına dair delil bulunmadığı gibi araç içinde bulunan destekler ile araç maliki ve sürücüsünün aynı adreste oturmadıkları anlaşılmakla desteklerin hatır için taşındığı kabul edilerek, bilirkişice belirlenen tazminattan Yargıtay kararlarına uygun olarak indirim yapılmış olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin bu yöne ilişen itirazı yersizdir reddi gerekir. Ancak, TBK’nın 52.maddesi uyarınca hatır taşıması sebebiyle tazminattan hakkaniyet düşüncesiyle indirime gidildiğinden reddedilen kısım sebebiyle davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle red vekalet ücretine yönelik itirazında haklıdır ve kabulü gerekir. (Yargıtay 17. HD. 01/12/2016 gün, 2014/21879 Esas ve 2016/11087 Karar).
4-Açıklanan tüm bu sebeplerle; mahkemece süresinde hatır taşıması savunması yapan davalı yönüyle %20 nispetinde hatır taşıması indirimi yapılmış olmakla, sadece kısmen reddedilen miktar üzerinden davalı lehine hükmedilen red vekalet ücreti yönüyle kararın düzeltilmesi için HMK 353/1-b,2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile kararın kaldırılmasına,
II-İlk derece mahkemesi kararının HMK’nun 353/1-b-2.madde ve fıkrası uyarınca aşağıdaki gibi yeniden tesisine,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı … için 104.645,42 TL, davacı … için 138.529,40 TL olmak üzere toplam 243.174,82 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davalı tarafça 30/10/2019 tarihinde yapılan 150.666,00 TL ve 155.022,00 TL’lik ödemelerin infaz aşamasında her bir alacak kalemi yönünden ayrı ayrı değerlendirilerek nazara alınmasına,
3-Alınması gerekli 16.611.27 TL harçtan, peşin olarak alınan 35,90 TL ile ıslah yoluyla alınan 1.035,00 TL harcın mahsubu ile kalan 15.540,37 TL harcın davalıdan alınmasına,
4-Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı 41,10 TL, tebligat gideri 155,00 TL, müzekkere gideri 56,50 TL, bilirkişi ücreti 380,00 TL, adli tıp gideri 314,50 TL olmak üzere toplam 947,10 TL yargılama giderlerinin davada kabul ve reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 757,70 TL ve mahkememizde peşin olarak alınan harç gideri 1.070,90 TL olmak üzere toplam 1.828,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-AAÜT uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak davacı … için 11.121,63 TL ;davacı … için 13.832,35 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak adı geçen davacılara verilmesine,
6-Gider avansından arta kısmın karar kesinleştiğinde talebi halinde yatırana iadesine,
III-İstinaf yargılama harç ve giderleri yönünden;
1-Davacı tarafın peşin yatırdığı 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
2-Davacıların sarf ettikleri 207,50 TL istinaf başvuru giderinin kararın içeriğine göre üzerinde bırakılmasına,
3-Kullanılmayan avansın ilgilisine iadesine,
4-Avans iadesi, kesinleştirme, kararın temyiz edilmemesi durumunda harç tahsil müzekkeresinin düzenlenmesi ve sair işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 07/12/2021 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.