Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/207 E. 2023/633 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2019
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 25/04/2023
YAZIM TARİHİ : 25/04/2023

02/11/2015 günü saat 18.30 sıralarında, sürücü belgesiz davalı … yönetimindeki … plakalı, diğer davalı … adına kayıtlı, davalı şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı kamyonet ile Burdur yönünden Antalya yönüne doğru seyir halinde iken, olay yerine geldiğinde, sağdaki refüj aralığından yan yola giriş yapmak için manevra yaptığı sırada, sağ şeridin sağını takiben seyretmekte olan davacı sürücü … yönetimindeki … plakalı motosikletin, ön kesimi ile kamyonetin sol arka kesimine çarpması neticesinde, yaralanma ve maddi hasar ile sonuçlanan dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
Davacı vekili; kaza nedeniyle müvekkilinin büyük acı çektiğini ve özürlü kaldığını, maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek 5.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 100.000,00 TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki davalılardan işleyecek yasal faizleriyle tahsilini istemiş; davacı vekili 26/09/2019 tarihli dilekçesinde sigorta şirketiyle yaptıkları anlaşma neticesinde maddi tazminat davasından feragat ettiklerini, davanın manevi tazminat istemi yönünden devam ettiğini bildirmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; kabul anlamına gelmemek kaydıyla, sorumluluklarının, sigortalının kusuru oranında 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, kusurun ve zararın tespiti gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat davasının ise davalı sürücünün %20 kusuruyla sebebiyet verdiği kaza nedeniyle davacının %3,1 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığı, 50 gün iyileşme süresinin bulunduğu kabul edilerek 2.000,00 TL manevi tazminatın 02/11/2015 olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı gerçek kişilerden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinafında;
1-Davacıda meydana gelen maluliyet oranının ATK tarafından tespiti gerekirken, Akdeniz Üniversitesince tespit ettirilmesinin hatalı olduğunu,
2-Kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin müvekkili aleyhine olan son rapor uyarınca hüküm kurma yoluna gidildiğini,
3-Bu bulgular karşısında takdir edilen manevi tazminatın da düşük kaldığını,
ileri sürerek kararın kaldırılması ile talepleri gibi hüküm kurulmasını istemiştir.
Dava, yaralanmalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, itiraz üzerine KGM heyetinden alınan ve ATK raporuyla uyumlu olarak davalıya %20, davacıya %80 kusur izafe eden 29/06/2017 tarihli kusur raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, maluliyet raporlarının üniversitelerin adli tıp ana bilim dalı başkanlıkları tarafından hazırlanmasında bir sakınca bulunmamasına ve tüm dosya kapsamına göre davacının alt bentteki istinaf itirazları dışındaki sair istinaf itirazlarının esastan reddi gerekir.
2-TBK’nın 56/1 madde ve bendine göre bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. TMK’nun 4 üncü maddesine göre ise kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim hukuka ve hakkaniyete göre karar verir. Bu düzenlemelere göre manevi tazminat tayin ve taktir edilirken manevi tazminatın 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı İBK’da belirlenen acı ve üzüntüyü gidermek, bir huzur ve tatmin duygusu yaratma amacı ile gelişen hukukta benimsenen zararları tamamlama ve denkleştirme ve aynı zamanda caydırıcılık işlevlerinin göz önünde bulundurulması gerekir. Tazminatı doğuran olayın işleniş biçimi, sonuçları, meydana getirdiği etkiler, kusur ve sorumluluk oranları, tarafların sosyal konumları, aile ilişkileri, yaptıkları meslekler, gelir durumları gibi olgular da manevi tazminatın takdirinde etkili olan etmenlerdir. Somut olayda, davalı sürücünün %20 oranında kusurlu olduğu kaza nedeniyle davacının %3.1 oranında malul kalacak şekilde yaralanmasına, 50 günlük iyileşme süresi, olay tarihi, davacının yaşı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, yüksek enflasyon karşısında paranın satın alma gücünün azalması, olay üzerinden uzunca süre geçmiş olması ve yukarıda açıklanan ilkeler nazara alındığında mahkemece hükmolunan manevi tazminat miktarı az kalmaktadır. Bu nedenle davacı yararına daha yüksek bir manevi tazminata hükmedilmesi için davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekir.
3-HMK’nın 353/1-b,2 madde ve bendine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.
4-Açıklanan sebeplerle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, hükmün kaldırılmasına, maddi tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat isteminin ise 20.000,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmesi için hükmün yeniden tesisi icap eder.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
I-Davacının istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK’nın 353/1-b,2 madde ve bendi uyarınca aşağıda gösterilen şekilde yeniden oluşturulmasına,
II-1-Maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine,
a-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının, peşin yatan 358,63 TL’den mahsubu ile hazineye irat kaydına,
b-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Talep olmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-Manevi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulü ile takdiren 20.000,00 TL’nin 02/11/2015 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gereken 1.366,20 TL karar harcından, maddi tazminat davasındaki harcın düşümüyle kalan 314,23‬ TL’nin mahsubuna, bakiye 1.051,97‬ TL’nin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacının yaptığı harç dahil 323,23 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükteki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükteki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
III-İstinaf yargılama harç ve giderleri yönünden;
1-Davacının peşin ödediği 44,40 TL istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
2-Davacının yaptığı 207,70‬ TL istinaf giderinin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Varsa kullanılmayan avansların ilgililerine iadesine,
4-Avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
25/04/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.