Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1941 E. 2022/2095 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2022

Davacı vekili; 26/04/2017 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı aracın çarpışması sonucu müvekkilinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, sigorta şirketine davadan önce yaptıkları başvurunun evrak eksikliğinin tamamlanmadığı gerekçesi ile reddedildiğini belirterek 3.000,00 TL’si kazanç kaybı, 2.000,00 TL’si çalışma gücü kaybı için olmak üzere 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini ve 20.000,00 TL manevi tazminatın da sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davacının müvekkiline dava öncesinde usulüne uygun bir başvurusunun bulunmadığını, davalı aracın müvekkili tarafından kaza tarihi itibarı ile ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, müvekkilinin sorumluluğunun sigorta limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, kask takmayan davacının müterafik kusuru sebebi ile hükmedilecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … Ltd. Şti vekili, davacı araç sürücüsünün aracını hız sınırlarına uygun olarak kullanmadığını, bu yüzden kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, motosiklet kullanan davacının güvenliği için gerekli ekipmanları bulundurmadığı, bu aracın aynı zamanda davalı diğer sigorta şirketi tarafından kasko poliçesi ile de güvence altına alındığını ve kasko poliçesinin davacının manevi tazminat talebini de teminatlandırdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davacı tarafın 26/04/2017 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle, davalılara karşı kazanç kaybı ve çalışma gücü kaybı sebebi ile açtığı maddi tazminat davasının feragat sebebi ile reddine, davacının manevi tazminat talebinin ise kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihi olan 26/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalılar … ve … Ltd. Şti vekilinin müddeti içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle;
1-Mahkemece kabul edilen kusur oranını kabul etmediklerini, Adli Tıp Kurumundan kusur raporu aldırılması gerektiğini, müvekkillinin yolun soluna park etmiş tırlar nedeniyle yolu göremediğini ve aracın burnunu yola biraz daha çıkarmak zorunda kaldığını, tırların yanından hızlıca gelen davacının kusurlu olduğunu,
2-Davacıya Akdeniz Üniversitesi tarafından hazırlanan raporda maluliyet verilmediğini, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan raporda ise %8 oranında maluliyet oranı verildiğini, açık çelişkinin taleplerine rağmen mahkemece Adli Tıp Kurumu üst kurulu marifetiyle giderilmediğini,
3-Kabule göre de, gerekli ekipmanları kullanmaksızın trafiğe çıkarak zararın artmasına neden olan davacı yararına hükmedilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Davalı, davacının geldiği yola göre tali yol niteliğindeki kendisine dur levhası bulunan yoldan ana cadde olan Liman Caddesine çıkarken aracını sağ şeridi tamamen kaplayacak şekilde yola sokarak kendi yolunda seyreden davacıya çarpmış, kaza tespit tutanağında, ceza mahkemesinde aldırılan 21/01/2019 tarihli raporda ve işbu dosyada aldırılan 08/02/2020 tarihli raporda tüm kusur davalıya verilmiştir. Tüm raporlar ve belirlemeler aynı kusur nispetine işaret etmekte olup, davalıların kusur oranlarına yaptıkları itiraz haksızdır, reddi gerekir.
2-Davacının yaralanmasına ilişkin Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre Akdeniz Üniversitesi Hastanesi tarafından düzenlenen 02/01/2019 tarihli engelli sağlık kurulu raporunda, davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığı bildirilmiş, davacının bu rapora itiraz ederken Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin davacıya %4 oranında maluliyet veren 29/01/2019 tarihli raporunu sunması üzerine dosya ATK 2.Üst kuruluna gönderilmiş, üst kurul 11/11/2019 tarihli raporunda sağ tibiasında parçalı kırık bulunan davacının Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre %8, Çalışma Gücü Yönetmeliğine göre %24 oranında malul kaldığı bildirilmiştir. Mahkeme davalı lehine ve aynı zamanda dosyadaki en kapsamlı rapor olan %8 oranındaki maluliyet oranını kabul etmiş olup, davalıların bu hususa yönelik itirazlarının da reddi gerekir.
3-Son olarak ilk derece mahkemesi kırığın bölgesine göre davacının zararın artmasında ihmali olmadığına kanaat getirmiş olup, dairemizce de yerinde bulunan bu kanaat doğrultusunda, davalının tam kusuru ve davacının yaralanmasına nazaran mahkemece hüküm altına alınan manevi tazminat tutarı da hak ve nesafet kurallarına uygundur. Davalılar … ve … Ltd. Şti vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
Davalılar … ve … Ltd. Şti vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; bakiye 1.024,20 TL istinaf karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, başvuru giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına; kullanılmayan avansların ilgililerine iadesine; avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 29/12/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.