Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1712 E. 2022/1984 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2020
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 22/12/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacı ile davalılarca istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; davalı … adına kayıtlı olan ve diğer davalı … yönetimindeki … plakalı kamyonetin, 06/03/3016 günü Antalya ili, …. ilçesi, …. caddesine dönmek amacıyla ters şeride sola manevra yapmasıyla, karşı yönden … plakalı motosiklet ile … mahallesinden …. mevkii istikametine seyir halinde olan müvekkiline çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olayla ilgili olarak Finike Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası üzerinden kamu davası açıldığını ve alınan kusur raporunda da …’ün asli, davacının tali kusurlu bulunduğunu, müvekkillerinin malul olduğunu, sigorta şirketine başvuru neticesinde kendilerine 28.961,00 TL ödeme yapıldığını, ancak bunun yetersiz olduğunu belirterek; arttırılmış haliyle 73.945,03 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 4.673,54 TL geçici iş göremezlik tazminatını kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini ve 10.000,00 TL manevi tazminatın ise sigorta dışındaki davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Finike mahkemeleri olduğunu, davacının olayda kusurlu olduğunu, davayı kabul etmediklerini, davalılardan …’ün … plakalı aracın maliki olup, aracın işleteni olmadığını, onun için yasal şartların oluşmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu mahkemeleri olduğunu, maluliyet sebebiyle ödeme yapıldığını ve davanın reddi gerektiğini, tedavi giderlerinin kapsam dışı olduğunu, gerekli teknik incelemelerin yapılması gerektiğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme; temin edilen usulüne uygun kusur raporunda davalı sürücünün tam kusurlu olduğu, …. ATK’nın … tarihli raporunda özetle; davacının maluliyetinin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, %12 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği belirtildiği, aktüerya bilirkişisi 03/02/2020 tarihli raporda özetle; davacının geçici iş göremezlik zararının 4.673,54 TL; sürekli iş göremezlik zararının 73.945,03 TL olduğu belirttiği, raporun hesaplama yöntemi ve hukuka uygun bulunduğu bu sebeple ıslah da gözetilerek bu şekilde maddi tazminatın kabulü gerektiği, manevi tazminat yönüyle; olayın oluşu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, kusur ve maluliyet durumu, paranın satın alma gücü, zenginleşme yasağı hep birlikte göz önüne alınarak, talebin kısmen kabulü ile 6.000,00 TL manevi tazminata hükmetmiştir.
Sürelerinde verdikleri istinaf dilekçeleri ile;
Davacı vekili; hal ve şartlara dosya kapsamına, davacının maluliyet oranına, tedavi sürecine ve çektiği acılara, vücudunda ameliyat izleri kalmasına göre belirlenen manevi tazminatın az olduğunu, davalı tarafın tam kusur olduğu, olay tarihi, paranın satın alma gücü, ATK … Kurulu raporuna göre davacının kalçada kemik kırığı sebebiyle %12 daimi ,6 ay geçici ve 2 ay başkalarının bakımına muhtaç olacak biçimde yaralanmasına göre taktir edilen tutarın az olduğunu,
Davalılar … ve …. vekili ; maluliyet hususunda birbirinden farklı oranlar içerir raporlar olduğunu, mahkemece çelişki giderilmeden karar verildiğini, davalı … şirketi yönüyle 21.11.2016 gününden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, yazılı tarihten faiz yürütülmesinin doğru olmadığını, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu
Davalı … Şirketi vekili; maluliyet oranının belirlenmesinde meslekte kazanma gücü kaybı oranı değil, Özürlülük Ölçütü Ve Sınıflandırması Hakkındaki Yönetmelik Hükümlerinin dikkate alınması gerektiği ve hükme esas alınan raporun bu yönetmeliğe uygun düzenlenmeyip, ilgili yönetmeliğin 6.maddesinde sayılan hekimlerin de bulunmadığını, hesap bilirkişi raporunda davacının muhtemel yaşam süresinin 99 yaşına kadar alınmasının doğru olmadığını, TRH 2010 yaşam tablosuna göre, davacının muhtemel yaşam süresi 49,24 yıl olmasına karşın yersiz ve nedensiz biçimde daha ziyade alındığını
İleri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemişlerdir.
Dava, trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1 -Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, hesaplamaya dayanak tutulan ATK 2.İhtisas Kurulu’nun maluliyet raporunun davacıdaki cismani arazlara, tedavi evraklarına ve kaza günündeki yönetmeliğe uygun düzenlenmesine, dosyaya sunulan önceki tarihli raporun sağlık kurulunca verilmesi ve hangi yönetmeliğe göre düzenlendiğinin anlaşılamaması ve ayrıca iş göremezliğe ilişkin bir belirlemenin bulunmamasına göre bu raporun ATK raporuyla çelişki oluşturmamasına, davacının talebi doğrultusunda sigorta şirketi yönüyle 20/07/2017 gününden faiz işletilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, kaza tarihine, paranın satın alma gücüne, davacıdaki maluliyet miktar ve mahiyetine göre belirlenen manevi tazminatların fazla olmamasına, hesap raporunun dosyadaki delillere, davacının kazancına göre TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak düzenlenmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, hesap bilirkişisinin kaza ve poliçe tarihine göre genel şartlar ekindeki ” devrebaşı ödemeli belirli süreli rant formu” formuna göre aktif ve pasif dönem için hesaplama yapmasında bir usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar … ve … ve davalı …’nin tüm, davacının ise aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa’nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ( 4 HD’nin 08/02/2016 tarih ve 2015/2733-2016/1298 sayılı içtihadı) Bu açıklamalara göre olayın oluş şekli, biçimi, davacının maluliyetin derecesi, paranın satınalma gücü, hakkaniyet ilkesi nazara alındığında mahkemece davacı için belirlenen manevi tazminat tutarı az olmuştur. Bu yönüyle davacının istinaf başvurusunun kabul edilmesi gerekir.
3-HMK 353/1-b/2 madde ve bendi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanununun olaya uygulanmasında ve delillerin taktirinde hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilebilir.
4-Açıklanan tüm bu sebeplerle; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, davalılar … ve … ve davalı …’nin istinaf başvurusunun reddine, kararın kaldırılmasına, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile; 73.945,03 TL maddi tazminatın (sürekli iş göremezlik) davalılar … ve … yönünden 06/03/2016 tarihinden, davalı …. Yönünden 20/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile; 4.673,54 TL maddi tazminatın (geçici iş göremezlik) tazminatının 06/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın 06/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
II-Davalılar … ve … ve davalı …’nin istinaf başvurusunun REDDİNE,
III-Kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK’nın 353/1-b,2 madde ve fıkrası uyarınca aşağıdaki şekilde YENİDEN TESİSİNE
1-Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile; 73.945,03 TL maddi tazminatın (sürekli iş göremezlik) davalılar … ve … yönünden 06/03/2016 tarihinden, davalı …. Yönünden 20/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile; 4.673,54 TL maddi tazminatın (geçici iş göremezlik) tazminatının 06/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın 06/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının maddi tazminat talebi yönünden yatırdığı 267,00 TL ıslah harcı ve 35,90 TL peşin harç bölümü toplamı olan/kabul edilen harç toplamı 302,90 TL nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli 5.067,53 TL nin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
3-Davacının manevi tazminat talepleri yönünden alınması gerekli 683,10 TL harç bedelinin davalılar … ve …’den müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplam 338,80 TL bedelinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 1.411,50 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının sadece maddi tazminata özgü yaptığı yargılama gideri olan hesap raporu bedeli 450,00 TL nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
7-Davacı maddi tazminat talebi yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 11.020,41 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı manevi tazminat talebinde kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
III-İstinaf incelemesi yönünden;
Başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, davalı tarafından yapılan 35,50 TL istinaf yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalılar yönünden alınması gerekli 5.477,39‬ TL karar harcından peşin olarak yatırılan 1.321,3‬0 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.156,09‬ TL’nin davalılardan (davalı … şirketinin 3.746,23‬ TL’den sorumlu tutulmasına,) alınarak Hazineye irat kaydına, davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, avans iadesi, tebligat, kesinleştirme, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, dair 23/12/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi