Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2020
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022
Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacılar vekili; 17/08/2013 tarihinde işleteni davalılardan …, sürücüsü diğer davalı … olan ve davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’nin davalının kusuruyla gerçekleşen kaza sonucunda yaralandığını, bu yaralanmadan dolayı ailesi olan diğer davacıların da maddi ve manevi zarara uğradıklarını belirterek; davacı … için 3.000,00.TL, … için 3.0000,00.TL, davacı … için 4.000,00.TL olmak üzere 10.000,00 TL maddi tazminatın ve davacı … için 15.000,00 TL, … için 15.000,00 TL ve … için de 20.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan mütelsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …: kazanın meydana gelmesinde araçtaki teknik arıza ve istiap haddinden fazla yolcunun araca binmiş olmasının da etkili olduğunu bu yönden davacının da mütevafik kusurlu sayılması ve zarardan indirime gidilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …: davayı görmeye yetkili mahkemenin Akçabat Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, ayrıca kazanın meydana gelmesinde kendisinin herhangi bir kusurunun olmadığını belirterek hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, davalı sürücünün tam kusurlu olduğu, araçta düğüne gitmek için bulunan davacı çocuğun bir müterafik kusuru bulunmadığı, kaza neticesinde çocuğun %6,3 devamlı, 4 ay geçici iş göremezliğe düçar olacak ve 1 ay başkalarının bakımına muhtaç olacak şekilde yaralandığından söz ederek, maddi tazminat isteklerinin feragat sebebiyle reddine, manevi tazminatın kısmen kabulü ile, çocuk :.. için 15.000 TL, ebeveynler için ayrı ayrı 5.000 er TL manevi tazminata hükmetmiştir.
Kazadan itibaren faiz istenmesine rağmen bu hususta bir karar verilmemiştir.
Davacılar vekili istinafında; hal ve şartlara, dosyadaki delillere göre taktir edilen manevi tazminat tutarlarının çok az olduğunu, isteklerinin tümden kabulü gerektiğini, 7 yaşındaki bir çocuğunun ayağının 3 cm kısalması, 2 kez ameliyat olması, tam oyun çağında yaşıtları gibi oyunlar oynayamamasının göz ardı edildiğini, bu tazminatın caydırıcılık unsuru taşımadığını, taleplerine karşılık tazminatlara faiz işletilmediğini ileri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemiştir.
Dava, yaralanmalı trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa’nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır.
Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. (4 HD’nin 08/02/2016 tarih ve 2015/2733-2016/1298 sayılı içtihadı)Bu açıklamalara göre olayın oluş şekli, biçimi, davacılardaki maluliyetin derecesi, paranın satınalma gücü, davacı küçüğün vasıtada yolcu olup kusurunun bulunmayışı ve hakkaniyet ilkesi nazara alındığında mahkemece davacı ebeveynler … ve … lehine takdir edilen manevi tazminat tutarı hakkaniyete uygun düşmüş ise de, küçük çocuk için belirlenen miktar az olmuştur. Bu yönüyle davacıların istinaf başvurusunun kabul edilmesi gerekir.
2-Davacılar vekilinin talebine rağmen tazminatlara hiç faiz işletilmemesi doğru değildir. İstek gibi manevi tazminatlara kaza gününden itibaren yasal faiz işletilmelidir. Bu yönden de davacıların istinaf başvurusunun kabulü icap eder.
3-HMK 353/1-b/2 madde ve bendi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanununun olaya uygulanmasında ve delillerin taktirinde hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilebilir.
4-Açıklanan tüm bu sebeplerle; davacıların istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davacı tarafın maddi tazminat taleplerinin feragat sebebi ile ayrı ayrı reddine, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; davacılar … için 20.000,00.-TL, baba … lehine 5.000,00.-TL ve anne …’ yararına 5.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan 17/08/2013 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, davacıların sigorta şirketine dair olan tazminat talepleri ile fazlaya ilişkin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
II-Kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK’nın 353/1-b,2 madde ve fıkrası uyarınca aşağıdaki şekilde YENİDEN TESİSİNE
a-Davacı tarafın maddi tazminat taleplerinin feragat sebebi ile ayrı ayrı reddine, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; davacılar … için 20.000,00.-TL, baba … lehine 5.000,00.-TL ve anne …’ yararına 5.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan 17/08/2013 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, davacıların sigorta şirketine dair olan tazminat talepleri ile fazlaya ilişkin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddin,
b-Alınması gerekli 2.049,30.-TL harçtan, peşin olarak alınan 150,53.-TL harcın mahsubu ile kalan 1.898,77.-TL harcın sigorta şirketi dışındaki davalılardan alınarak Hazineye irad kaydına,
c-Davacı tarafından yatırılan 150,53 TL peşin harç ve 27,70 başvurma harcının sigorta şirketi dışındaki davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
ç-Manevi tazminat için yapılan 2.641,77.TL sinin davada kabul ve reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 1.585,06-TL’nin sigorta dışındaki davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlasının davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
d-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 9.200,00.-TL vekâlet ücretinin sigorta şirketi dışındaki davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
e-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 9.200,00.-TL vekâlet ücretinin davacı taraftan alınarak sigorta şirketi dışındaki davalı tarafa verilmesine,
III-İstinaf incelemesi yönünden;
Başvuran davacılar tarafından yatırılan istinaf peşin ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, davacılar tarafından yapılan 186,00 TL istinaf yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılardan alınarak davacılara verilmesine, avans iadesi, tebligat, kesinleştirme, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, İcranın geri bırakılması için Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına yatırdığı teminatın, İİK’nın 36.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ve kaldırma gerekçesine göre, taktiren davacılara iadesine, dair 24/11/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi
….