Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1573 E. 2022/1707 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2020
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 11/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 11/11/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacılar ve davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacılar vekili; 13/08/2019 tarihinde davalılardan … sevki idaresindeki … plakalı araç ile seyir halindeyken yaya olan … ve … ‘ ya çarpması sonucu bu kişilerin olay yerinde vefat ettiğini, söz konusu aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, kaza sonucu vefat eden … ‘ in mirasçılarının eşi … , kızları … , … , … , … ve oğlu … olduğunu, davacı eş … için 200.000,00.-TL manevi tazminatın 500,00.-TL destekten yoksun kalma tazminatı ve çocuklarının her biri için ayrı ayrı 100.000,00’er TL manevi tazminatının davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş.; … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğu, davacının kusur ve zararı kanıtlaması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusur durumunun uzman bilirkişilerden alınacak rapor ile belirlenmesi gerektiğini, davacılara müteveffa …’in vefatı dolayısıyla 18/01/2018 tarihinde müvekkili şirket tarafından 27.821,84.-TL tazminat ödeme yapılmakla müvekkilinin sorumluluğunun yerine getirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı … vekili; dava konusu olayda kusurlu olan tarafın yaya olan müteveffalar olduğunu yayaların trafik güvenliğini tehlikeye soktuklarını ve yayaların geçmesi yasak olan yerden geçmeleri nedeniyle kazalanın oluşumdan %100 oranında kusurlu olduklarını müvekkilin her ne kadar frene basarak hızına basarak azaltmış olsa da kazayı önleyemediğini, her ne kadar ceza dosyasında alınan raporlarda müvekkilinin tali kusurlu bulunarak mahkümiyet kararı verilmiş ise de ceza mahkemesince rapora yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, bu dosyanın istinaf aşamasında olup henüz kesinleşmediğini, davacı tarafça maddi tazminat yönünden sigorta şirketine bir başvuruda bulunup bulunulmadığının, herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme, 13/08/2017 tarihinde davalılardan …’ün sürücüsü ve işleten maliki bulunduğu aracın davacıların murisi …’e çarpması sonucu …’in vefat ettiği, meydana gelen kaza olayında aldırılan kusur raporuna göre davalı … ve ölenin %50’şeroranında eşit kusurlu oldukları, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre davacı eş …’in hesaplanan destekten yoksun kalma zararının 26.471,20.-TL olarak hesaplandığı, ancak davadan önce davalı sigorta şirketi tarafından adı geçen davacıya 27.821,84.-TL ödenmekle davacı …’in davalılardan talep edebileceği destekten yoksun kalma zararının bulunmadığı kanaatiyle … tarafından maddi tazminat istemiyle açılan davanın reddine , manevi tazminat talepleri yönünden; kazanın oluş biçimi, davalı sürücü ile müteveffanın kusur durumları, yine tarafların mali ve içtimai vaziyeti, paranın satın alma gücü gibi unsurlar hep birlikte değerlendirildiğinde davacıların eş ve babalarını kaybetmeleri yüzünden yaşamış oldukları acı ve üzüntünün bir nebze giderilmesi bakımından davacı eş … için 20.000,00.-TL, diğer davacı çocukların her biri için ayrı ayrı 10.000,00’er TL manevi tazminatın davalı …’den tahsiline karar vermiştir.
Sürelerinde verdikleri istinaf dilekçeleri ile;
Davacılar vekili; hal ve şartlara dosyadaki delillere göre manevi tazminatların az olduğu, çocukları yönüyle manevi tazminat faizinin karar tarihinden başlatılmasının hatalı olduğunu, davalının tek avukatla temsil edilmesine karşılık manevi tazminatların kısmen reddi dolaysıyla davalı yararına 6 tane vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, dava … ’nin destekten yoksun kalma tazminatının reddi sebebiyle bir,ayrıca yine davalı lehine usulsüz yine avukatlık ücreti taktir edildiğini, maddi ve manevi tazminata tek avukatlık ücreti belirlenmesi gerektiğini,
Davalı … vekili; toplam 70.000 TL manevi tazminata hükmedilip çok olduğunu, bunun zaten iflas etmiş olan vekil edeninin durumu çok ağırlaştırdığını, kusurun hatalı belirlendiğini,orta refüjden araçlar için alt geçidinin başladığı yerden yolun karşısına geçmeye çalışırken tedbirsiz, dikkatsiz, tereddütlü hareket yayaların daha ziyade kusurlu olduklarının göz ardı edildiğini, tek avukatla temsil edilen davacılar yararına birden çok avukatlık ücreti taktir edilmesinin doğru olmadığını,
İleri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemişlerdir.
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, dosyadaki evraklar ile ceza dosyası içeriğine göre mahal şartlarına göre hız sınırının oldukça üstünde seyreden davalı sürücünün ölen yaya ile eş derecede kusurlu görülmesinde isabetsizlik bulunmamasına, davacılar birlikte dava açsalar da aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu, salt usul ekonomisi gereği bir dosya üzerinden dava ikame ettiklerinde her birisinin davasının ayrı olduğu gözetilerek mahkemece karar tarihindeki tarife uyarınca kabul ve red edilen miktarlara göre her bir davacının davası yönüyle -maddi ve manevi tazminat için de ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edileceği gözetilerek- ayrı ayrı avukatlık ücretinin takdir edilmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmamasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davacılar ve davalı … istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacılar ve Davalı … vekilinin başvurusunun ESASTAN REDDİNE, davacılar yönünden alınması gerekli 80,70 TL karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacılardan tahsili ile haziniye gelir kaydına, davalı … yönünden alınması gerekli 4.926,1‬0 TL’den peşin alınan 1.141,02‬ TL’nin mahsubu ile bakiye 3.785,08‬ TL’nin müstenif davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, taraflarca yapılan başvuru giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, dair 11/11/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi