Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1557 E. 2022/1647 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2020
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; 26/08/2010 tarihinde eşinin kullandığı … plakalı aracın ön koltuğunda müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu sırada, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan ve dava dışı sürücü … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı traktörün çarpışması sonucu yaralandığını, davalı sigorta şirketine 12/04/2018 tarihinde yapılan müracaatın sonuçsuz kaldığını belirterek şimdilik 500,00-TL kazanç kaybı, 4.500,00-TL çalışma gücü kaybı için olmak üzere toplam 5.000,00-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiş, 10/03/2020 tarihli dilekçesinde ise: talebini kazanç kaybı için olmak üzere 4.298,84 TL artırarak 9.298,84 TL ye çıkarmıştır.
Davalı vekili; müvekkili sigorta şirketinin davacının talep ettiği tedavi gideri ve geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, davacının bulunduğu araca çarpan sigortalı aracın kusur durumu ve zarar ile illiyet bağının kurulması gerekitiği, dava tarihinden itibaren faiz istenebileceği, kaza tarihinden faiz istenmesinin yasal olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme; davacı her ne kadar hem bu kaza sebebiyle müvekkilinin uğradığını iddia ettiği çalışma gücü kaybının hem de iyileşme sürecindeki çalışamamaktan kaynaklanan kaybını talep etmiş ise de davacının çalışma gücünü bu kaza sebebiyle kaybetmediğinin hükme esas alınan adli tıp raporuyla ispatlandığı,davacı vekilinin müvekkilinin yüzünde kazadan dolayı sabit eser bulunduğu iddiası ise çalışma gücü kaybı oranına ilişkin olmadığı, bu sebeple de bunun araştırılmasının sonuca etkili olmayacağı, davacı dava dilekçesinde 500,00 TL si kazanç kaybı için 4.500,00 TL si çalışma gücü kaybı için talepte bulunmuş olup hükme esas alınan rapora göre çalışma gücünü kaybetmediği anlaşıldığından talep konusu 4.500,00 TL yönünden davacının talebinin reddine karar vermek gerektiği,davacı 4 ay süre ile bu kazadan dolayı kazanma gücünü kaybettiğinden kaza tarihinde geçerli aylık net asgari ücret 599,12 TL üzerinden kazanç kaybının toplam 2.396,48.TL olduğu anlaşılmakla davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne,diğer talebin reddine hükmetmiştir.
Davacı vekili istinafında; müvekkilinin yüzünde sabit iz kalıp, bu yönden plastik cerrahi-estetik tedavi maliyetinin belirlenip hükmedilmesi gerektiğini, vekil edenin 23 yaşında genç bir bayan olduğu,yüzünde 23 cm lik izi ne mahkeme ne de adli tıpın dikkate aldığını, davacının kolunun iyileştiği söylense dahi,ev hanımı olduğu 5 dakika işyaptıktan sonra kolunu dinlendirmek zorunda kaldığını, bu sebeple ATK İhtisas Dairesi raporunun yetersiz ve çelişkili olup ATK genel kurulundan rapor temini gerektiğini, davalarında istedikleri maddi tazminat kapsamında; yüzde sabit iz ve diş kırılması sebepleriyle estetik tedavi gideri, ayrıca diz kırığı ve diz altında şişme sebebiyle meydana gelen efor kaybı (çalışma güçlüğü) bulunduğunun göz ardı edildiğini ileri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemiştir.
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, 6100 sayılı HMK’nın 26.maddesi uyarınca mahkemenin, tarafların talepleri ile bağlı olması istekten fazlasına veya başka birşeye karar verememesine, davacının dosya kapsamından dava dilekçesinden ön inceleme duruşmasındaki beyanlarında isteğinin geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı olup estetik ve/veya diş kırılması sebebiyle tedavi masrafı talep edilmemiş olmasına, ATK ilgili İhtisas Dairesi raporlarından da anlaşılacağı üzere yüzdeki sabit izin kalıcı sakatlığa tesiri bulunmadığının anlaşılmasına, maluliyet raporlarının davacının yaralanması ve dosyadaki tedavi evraklarına uygun olmasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile haziniye gelir kaydına, davacı tarafından başvuru giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 03/11/2022 gününde HMK 361. madde uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay’ın ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

……