Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1535 E. 2022/1702 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2020
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 10/11/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; müvekkili şirketçe dava dışı … A.Ş.ne ait … plaka sayılı araç için 01/04/2015-01/04/2016 tarihleri arasını kapsayan kasko sigorta poliçesi tanzim edildiğini, 04/02/2016 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı sigortalı aracın … caddesi üzerinden Kemer istikametine seyrederken … otel giriş kapısı hizasına geldiği sırada yol üzerinde bulunan rögar kapağına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında davalı idarenin kusurlu olduğunun tespit edildiğini, belirlenen 33.294,00 TL zarar bedelinin 18/04/2016 tarihinde müvekkil şirket tarafından dava dışı sigortalısına ödendiğini belirterek, anılan tutarın 18/04/2016 tediye tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili kurumun 2560 Sayılı İSKİ Yasası’na tabi müstakil bütçeli bir kamu kuruluşu olduğunu, davacı tarafın tacir olup müvekkil idare de tacir niteliği taşıdığından davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, dava konusu zararın meydana geldiği ve idarenin hizmet kusuru olduğu iddia edilen yerin Kemer olduğunu, iş bu davanın da süresinde açılmadığını, süre yönünden davanın reddi gerektiğini belirterek, tüm hukuki ve cezai hakları saklı kalmak kaydıyla davanın usulden reddine, aksi takdirde idarenin herhangi bir fiili ile meydana gelen olay arasında illiyet bağı bulunmadığından davanın bu nedenle reddini savunmuştur.
Mahkeme, husumetin davalıya düştüğü, davalı idarenin harçtan muaf olmadığı, TBK’nın 69.maddesi uyarınca logar kapağının yapım ve bakımından sorumlu olduğu, ağırlaştırılmış özen sorumluluğu bulunduğu, illiyet bağını kesen bir hal de olmadığı, kusur ve hesap raporunun uygun olduğu düşüncesi ile davanın kabulüne karar vermiştir.
Davalı vekili istinafında; 5393 sayılı Belediye Kanun ilgili maddesi uyarınca, kaza rögar kapağından meydana gelse de nihayetinde yol üzerinde olup yolun bakımından ilçe belediyesinin sorumlu olduğu, müvekkili kuruma husumet düşmeyeceğini, sorumlunun ilçe ya da büyükşehir belediyesi olduğunu, süresinde açılmayan davanın reddi gerektiğini, esas yönüyle; müvekkili kurumun bir kusuru-ihmali bulunmadığını, uğranılan zarar ile vekil edeni kurumun işlemi ya da eylemi arasında illiyet olmadığını, kazanın rögar kapağı menteşesinin kırılmasından kaynaklandığını, Kemer ilçesinde 5000 civarında kapak bulunduğunu, bunların özenle kontrol ettiklerini, arızalı olanların bakımlarını yaptıklarını, muhtemelen kapak pimine/menteşesine 3.kişilerce müdahale edildiğini, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün kusurunun irdelenmediğini,sürücünün 2918 sayılı KTK’nın 52/1-a,b maddesine uygun davranıp davranmadığının araştırılmadığını ileri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemiştir.
Dava, maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, davalı kurumun kaza tarihi itibariyle Antalya ili genelindeki atıksu kapaklarının bakımından, usule uygun bulundurulmasından sorumlu olmasına, kusur tespitinin de hesabın usulüne uygun olmasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalının vekilinin başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.274,31 TL karar harcından peşin olarak yatırılan 568,57 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.705,74‬ TL’nin davalıdan tahsili ile haziniye gelir kaydına, davalı tarafından yapılan başvuru giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, dair 10/11/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi