Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1447 E. 2022/1998 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2020
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/12/2022

Davacı vekili; müvekkiline ait … model … marka aracın cadde üzerinde park halinde iken ….. Belediyesi … nolu Halk otobüsü tarafından sol ön tampon ve çamurluk kısımlarına çarpılması sonucu hasarlanmakla araçta değer kaybı oluştuğu ve araç mahrumiyet zararı bulunduğundan bahisle arttırılmış hali ile 7.000 TL araç değer kaybı ile 2.400 TL araç mahrumiyet zararının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili; davacının aracına çarpan araç ve sürücünün belirsiz olduğunu, davalının araç maliki olmadığını, kusuru kabul etmediklerini, sigortanın ödemesi varsa dikkate alınması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 7.000 TL araç değer kaybı tazminatına karar verilmiş, araç mahrumiyet zararı bulunmadığından bu istemin reddine hükmedilmiştir.
Müddetinde verdikleri istinaf layihalarında,
Davacı vekili; araçların kullanım şekli itibari ile ticari araç olması nedeniyle avans faizi işletilmesi gerekirken yasal faize hükmedildiğini,
Davalı vekili; davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, kusuru kabul etmediklerini, hükmolunan değer kaybının oluşan zarara göre çok yüksek belirlendiğini, faizin başlangıcının hatalı belirlendiğini,
İleri sürerek kararın kaldırılmasını ve talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
Dava, araç değer kaybı ve mahrumiyet istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazları yönünden; bilindiği üzere kazaya ve zarara neden olan araç ticari nitelikte ise ve talep de bu yönde ise avans faizine hükmedilmesi gerekir. Bu açıklama ışığında dosyaya bakıldığında, kazaya sebep olan aracın ticari niteliğe haiz olduğu ve davacı vekilince de talep edilen tazminatlara olay tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi talep edilmekle mahkemece hükmedilen tazminatlar için dava tarihinden kanuni faiz işletilmesi davacının aleyhine olmuştur. Davacı vekilinin bu yöne ilişen itirazının kabulü gerekir.
2-Davalı vekilinin istinaf itirazı yönünden; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu takdirine, kazanın 21/02/2018 tarihinde meydana gelmesine, davanın ise 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde (dava tarihi 22/03/2019) açılmış olmasına, hasar bedelinin dosyadaki delillere ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde belirlenmesine, trafik kazası nedeniyle uğranılan zararda temerrütün olay tarihinde gerçekleşecek olmasına ve mahkemece de bu tarihten itibaren faiz işletilmesine karar verilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalının istinaf itirazlarının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Açıklandığı üzere, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf müracaatının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 madde ve fıkrası uyarınca kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile 7.000 TL araç değer kaybı tazminatının 21/02/2018 olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, araç mahrumiyet zararı isteminin ise reddine karar verilmesi için hükmün yeniden tesisi gerekir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 madde ve fıkrası uyarınca kaldırılmasına ve aşağıdaki şekilde yeniden oluşturulmasına,
II-1-Davanın kısmen kabulü ile,
a-7.000 TL araç değer kaybı talebinin kaza tarihi olan 21/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Araç mahrumiyet bedeli talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 478,17‬ TL karar harcından, davacının peşin ve ıslah yoluyla yatırdığı 201,52 TL’nin mahsubuna, bakiye 276,65 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacının peşin ve ıslah yoluyla yatırdığı 201,52‬ TL karar harcı ile 44,40 TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 504,70 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre (%74,46) hesaplanan 375,80 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden (kaldırma kararının niteliğine göre) ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 3.400TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince reddedilen kısım uyarınca 2.400TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
III-İstinaf yargılama harç ve giderleri yönünden;
1-Davacının peşin yatırdığı istinaf ilam harcının talebi halinde iadesine,
2-Davalıdan alınması gereken 478,17 TL istinaf karar harcından, peşin yatırdığı 120TL’nin mahsubu ile bakiye 358,17‬ TL’nin bu davalıdan tahsili ile Hazineye verilmesine,
3-Davacının yaptığı 219,10 TL istinaf giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalının yaptığı masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan avansların ilgililerine iadesine,
6-Avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 26/12/2022 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.

….