Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1127 E. 2022/1959 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 20/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/12/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacılar vekili ile davalılar …. ve …. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … ın kayıtlı maliki, davalı .. ın sürücüsü ve davalı …. Sigorta Şirketi’nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu …. plaka sayılı ticari taksinin davacı .. ye çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, diğer davacılar … ve … in yaralanan … nin anne ve babası olduğundan bahisle belirsiz alacak davası şeklinde açılan davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan işleyecek ticari faiziyle birlikte, davacı …. için 20.000,00 TL, davacı …. için 5.000,00 TL ve davacı …. için 5.000,00 TL manevi tazminatın 25/10/2014 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …. ve … dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalılar …. ve …. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemelerin asliye hukuk mahkemeleri olduğu, belirsiz alacak davası şeklinde talepte bulunulamayacağı, davalı … ın herhangi bir hukuka aykırı hareketi ve kusuru bulunmadığı, davalı sürücü … ın ise kusurunun ceza yargılamasında yanlış hesaplandığı, yeniden kusur durumunun tespiti gerektiği, davacı küçüğün asli ve tam kusurlu olduğu, müvekkillerinin temerrüte düşürülmediği için olay tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceği, istenilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı …. Sigorta Şirketi davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER :
Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosya örneği, kusur raporu, doktor raporları, sosyal ve ekonomik araştırma tutanakları, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; meydana gelen trafik kazasında davacı sürücü … ın %70, davalı sürücünün ise %30 oranında kusurlu oldukları, davacı yayanın trafik kazası sonucu maluliyeti oluşmayacak derecede yaralandığı, yargılama aşamasında davalı sigorta şirketi tarafından maddi zararların karşılanması nedeniyle maddi tazminat davasının konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı …. için 8.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL ve davacı …. için 3.000,00 TL manevi tazminatın 25/10/2010 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …. ve … dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı … nin yaralanması nedeniyle çektiği sıkıntı ve acılara karşı hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğunu beyanla ilk derece mahkemesinin manevi tazminata ilişkin hükümlerinin kaldırılarak manevi tazminat davalarının tam olarak kabulünü istemiştir.
Davalılar …. ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağı, hukuk mahkemesinin ceza mahkemesince belirlenen kusurla bağlı olmadığı, trafik kazasının meydana gelmesinde davacı tarafın asli kusurlu olduğu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fazla olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeni ile maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bedensel zarara uğrayanların aynı kanunun 54. maddesi gereğince maddi tazminat ve aynı kanunun 56/1 maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. Yine aynı kanunun 56/2 maddesi gereğince ağır bedensel zarar halinde zarar görenin yakınları da manevi tazminat isteyebilirler. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davalı … ın sürücüsü olduğu ticari taksi, yaya olan davacı … ye çarparak yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Davacılar …. ve …. davacı … nin anne ve babası, davalılar … ile …. …. Sigorta Şirketi ise ticari taksinin işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır. Davacı …. yaralanma nedeniyle maddi ve manevi zararlarının, davacılar …. ve …. ise manevi zararlarının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda konusu kalmayan maddi tazminat davasında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili ile davalılar …. ve …. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1-Açılan davada davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401. ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari davadır. Her ne kadar sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu tutulmamış ise de davacı taraf eldeki davada hem maddi hem manevi tazminat istemiş olup, tarafları ve maddi olayı aynı olan davada her iki talep ayrı dava olarak görülmesi mümkün olmadığı, öte yandan manevi tazminat davası belirsiz alacak davası şeklinde açılmadığından davalılar …. ve …. vekilinin mahkemenin görevine ve davanın niteliğine ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
2-Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları usul hukukunun temel ilkelerinden olup, dava şartıdır (HMK m.114/1-d). Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölenin taraf ehliyeti sona ereceğinden, bu kişinin veya kural olarak vekilinin davaya devam etmesi mümkün bulunmadığından sadece ölenin mirasçıları tarafından davaya devam edilebilir.
6100 sayılı HMK.’nun 55. maddesi uyarınca taraflardan birinin ölümü halinde mirasçılar mirası kabul veya reddetmemiş ise bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir.
Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, TMK.’nun 28/1 maddesi uyarınca ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu durumda mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. TMK’nun 640. maddesine göre; mirasbırakanın ölümü ile birden çok mirasçı bulunması halinde miras mirasçılara geçmekte ve miras üzerinde iştirak halinde mülkiyet rejimine ilişkin kurallar hüküm doğurmaya başlamaktadır. Yani mirasın tümü mirasçıların tamamına ait olmakta ve iştirak halinde mülkiyet hükümleri devam ettiği sürece mirasçıların miras üzerinde bağımsız payları ve tasarruf hakları bulunmamaktadır. Bu durumda ya mirası reddetmeyen tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri ya da terekeye temsilci atanması gerekmektedir.
Eldeki davaya konu somut olayda; davacılardan …. yargılama sırasında 27/09/2019 tarihinde öldüğü nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır. Davacı …. ile davacı …. (….) dava açıldıktan sonra boşandıkları için … ölen davacının mirasçısı değil ise de diğer davacı …. mirasçısıdır. Bu mirasçının murisi tarafından açılan davayı devam ettirme iradesi bulunduğu açıktır. Ancak ölen davacı .. nin … dışında mirasçıları da bulunmaktadır. Davacı …. yargılama sırasında vefat etmesine rağmen mirasçılarına tebligat çıkarılmamış, bu mirasçılar adına dosyaya vekaletname sunulmamıştır. Yargılama davacı … nin ölümüne rağmen vekalet ilişkisi sona eren davacı vekilinin iştiraki ile yürütülmüş, nihai karar aynı vekile tebliğ edilmiş ve aynı vekil tarafından ölü davacı … yi de kapsayacak şekilde istinaf yasa yoluna başvurulmuş, davalılar …. ve … vekilinin istinaf dilekçesi ölü davacının mirasçıları yerine vekiline tebliğ edilmiştir. Ölü davacı … nin mirasçıları arasındaki mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Davacı … nin yargılama sırasında ölümü nedeni ile bu davacının mirasçıları yönünden taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken, ölen davacının mirasçıları arasında taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de; dava dilekçesi ile kaza tarihinden itibaren faiz talep edilmesine, kaza tarihinin 25/10/2014 tarihi olmasına ve kararın gerekçe kısmında da kaza tarihinin aynı tarih olduğunun vurgulanmasına rağmen davacılar yararına hükmedilen manevi tazminatlara 25/10/2010 kaza tarihinden itibaren faiz uygulanması da talebe ve dosya kapsamına aykırı düşmüştür.
Hal böyle olunca açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davalılar …. ve …. vekilinin mahkemenin görevine ve davanın türüne yönelik yerinde görülmeyen istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca esastan reddine, taraf teşkili kamu düzenini ilgilendirdiğinden 6100 Sayılı HMK’nun 355 maddesi dikkate alındığında davacılar vekili ile davalılar …. ve …. vekilinin istinaf isteminin kabulü ile 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1 inci fıkrasının (a-4) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, davada taraf teşkilinin sağlanması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacılar vekili ile davalılar … ve …. vekilinin diğer istinaf istemlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar …. ve …. vekilinin mahkemenin görevine ve davanın türüne yönelik yerinde görülmeyen istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Taraf teşkili kamu düzeni ilgilendirdirdiğinden 6100 Sayılı HMK’nın 355 maddesi dikkate alındığında davacılar vekili ile davalılar …. ve …. vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1 inci fıkrasının (a-4) bendi gereğince Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas – …. Karar sayılı 11/02/2020 tarihli kararının ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3-Davada taraf teşkilinin sağlanması için dosyanın kararı veren Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacılar vekili ile davalılar …. ve …. vekilinin diğer istinaf istemlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
5-Davacıların peşin yatırdığı 54,40 TL istinaf karar harcının isteği halinde iadesine, 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcının mahsubu ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davalılar …. ve …. ın peşin yatırdığı (184,85 TL+54,40 TL) 239,25 TL istinaf karar harcının istekleri halinde iadesine, 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcının mahsubu ile Hazineye gelir kaydına,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 20/12/2022 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.