Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1112 E. 2022/1848 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 29/11/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’in eşi, davacılar … (…), … ve …’in (…) babaları, davacılar … (…) ve …’in (…) çocuğu olan … in …. Büyükşehir Belediyesi görevlisi olarak 14/07/2016 günü orta refüjde sulama yaptığı sırada davalı …’ın sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracının direksiyon hakimiyetin kaybetmesi sonucu orta refüjde bulunan ….’e çarparak ölümüne sebebiyet verdiği, davalı …Ş.’nin bu aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğundan bahisle ıslahla artırılmış haliyle davacı … için 119,631,17 TL, davacı … (…) için 18.564,18 TL, davacı … için 16.358,04 TL ve davacı … (…) için 36.780,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … yönünden 02/09/2016, davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen, davacı … için 50,000,00 TL, davacı … (…) için 50,000,00 TL, davacı … için 50,000,00 TL, davacı … (…) için 50,000,00 TL, davacı … (…) için 25.000,00 TL, davacı … (…) için 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı …Ş. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davadan önce 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde gösterildiği üzere usulüne uygun bir başvurusu bulunmadığı için dava şartının oluşmadığı, müvekkili sigorta şirketi sorumluluğunun sigortalının kusuru, poliçe limite ve kapsamı ile sınırlı olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasında katıldığı duruşmada kasıtlı bir eyleminin olmadığı, özür dilediğini beyan etmiştir.
DELİLLER :
Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesinin …. esas, …. karar sayılı dosyası, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi örneği, sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanakları, kusur ve destek zararına esas bilirkişi raporları, nüfus kayıtları, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğu, alınan tazminat raporları ve artırım dilekçeleri dikkate alındığında davacı eş …’in 120.031,17 TL, davacı …’in (…) 18.746,18 TL, davacı …’in 16.558,04 TL ve davacı …’in (…) 36.980,73 TL destek zararının olduğu gerekçesiyle bu miktar destekten yoksun kalma tazminatlarının davalı … yönünden 16/09/2016 temerrüt tarihinden, davalı … yönünden 14/07/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı eş … ile davacı çocuklar …. , … ve ….(…) için ayrı ayrı 10.000,00’er TL, davacı anne …. (…) ve baba … (…) için ayrı ayrı 5.000,00’er TL manevi tazminatın 14/07/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davadan önce usulüne uygun bir başvuru bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı, ölen desteğin anne ve babası sağ olmasına rağmen, onlara pay ayrılmadan destek zararının hesaplandığı, ilk derece mahkemesince TRH 2010 yaşam tablosu kullanılması gerekirken, PMF 1931 yaşam tablosunun kullanıldığı, hesaplamalarda iskonto oranının (teknik faiz) %1,8 olarak dikkate alınması gerektiği, kazanın iş kazası olması sebebiyle kaza nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından rücuya tabi bir gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılmadığı, ıslahla artırılan tazminat bölümü için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davacılar vekili ile davalı … istinaf yasa yoluna başvurmamışlardır.
İSTİNAFA CEVAP :
Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; bilirkişi tarafından belirlenen tazminat miktarının açık ve anlaşılabilir olduğu, ilk derece mahkemesince araştırılmayan ve eksik kalan bir hususun bulunmadığı, istinaf talebinin davayı uzatmaya yönelik olduğunu beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir.

G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı ölümden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalanların aynı kanunun 53/3 maddesi gereğince maddi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. Yine aynı kanunun 56/2 maddesi gereğince ölenin yakınları manevi tazminat isteyebilirler. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davalı …’ın işleteni ve sürücüsü, davalı …Ş.’nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu otomobil, davacıların yakını …. e çarparak ölümüne sebebiyet vermiştir. Davacı eş ve çocuklar bu ölümünden dolayı destekten yoksun kalma ve manevi zararlarının, davacı anne ve baba manevi zararlarının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı eş … için 120.031,17 TL, davacı çocuk … (…) için 18.746,18 TL, davacı çocuk … için 16.558,04 TL ve davacı çocuk … (…) için 36.980,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … yönünden 16/09/2016 temerrüt tarihinden, davalı … yönünden 14/07/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı eş … için 10.000,00 TL, davacı çocuk … (…) için 10.000,00 TL, davacı çocuk … için 10.000,00 TL, davacı çocuk …. (…) için 10.000,00 TL, davacı anne …. (…) için 5.000,00 TL ve davacı baba … (…) için 5.000,00 TL manevi tazminatın 14/07/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı davalı …Ş. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davalı …, aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar kararına, davacılar ise bu davalı hakkında hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına karşı istinaf yasa yoluna başvurmadığından, ilk derece mahkemesince davalı … hakkında verilen 15/01/2020 tarihli karar kesinleşmiştir.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince davalı …Ş. vekilinin istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/01/2017 gün ve …. esas, …. sayılı kararı ile davalı …’ın, …. i tam kusurlu olarak taksirle öldürme suçundan TCK.’nın 85/1, 62, 50 ve 52. maddeleri gereğince 18.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, bu karar Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin istinaf denetiminden geçerek 04/04/2017 tarihinde kesinleşmiştir.
Kural olarak Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince ceza mahkemesince verilen kararlar hukuk hakimi bakımından bağlayıcı değildir. Ancak, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir, ceza mahkemesince fiilin hukuka aykırılığına yönelik kesinleşen maddi olgular hukuk hakimi bakımından da bağlayıcı olup, taraflar yönünden de kesin delil niteliği taşımaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 17/09/2008 tarih, 2008/4/564 esas, 2008/536 karar).
1-2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı’ başlıklı 97. maddesinde; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Bu yasa maddesinden de açıkça anlaşıldığı üzere, zorunlu mali mesuliyet sigortasına karşı tazminat davası açılmadan önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvuru zorunludur. Dava dosyası içerisindeki belgelere göre davacılar vekilinin 25/08/2016 tarihli dilekçeyle destekten yoksun kalma tazminatı için davalı … şirketine yazılı olarak başvurduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin dava şartının gerçekleşmediğine yönelen istinaf talebi kabul görmemiştir.
2-Dava dosyası kapsamına göre davacıların yakını olan … …. Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda işçi olarak çalışmakta olup, trafik kazası da orta refüjde sulama yaparken meydana gelmiştir. Dolayısıyla ölen ve davacı yakınları yönünden dava iş kazası niteliğindedir.
Dava dosyası içerisinde bulunan ….. Daire Başkanlığı’nın 12/01/2019 tarihli yazısında; …. nin hak sahiplerine 506 Sayılı Kanunun 66/A maddesine göre 01/08/2016 tarihinden itibaren …. tahsis numarası ile ölüm aylığı bağlandığı, hak sahiplerine iş kazası ya da meslek hastalığı sonucu ölüm geliri bağlandığına dair herhangi bir kayda rastlanmadığı, adı geçenin tahsis dosyasının tetkikinde üçüncü bir kişinin kastına ilişkin bir belgeye rastlanılmamış olup, sigortalının ölümünün üçüncü bir kişinin kastı sonucu olduğunun tespit edilmesi halinde rücu hakkı doğacağı bildirilmiştir.
Mevcut bu duruma göre davacılara ölüm aylığı, kaza sigortası kolundan değil, ölüm sigortasından bağlandığı, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından rücu işlemi başlatılmadığı, rücu halinde fazla ödenen tazminatın şartları oluştuğu takdirde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ilgililerinden talep edilebileceği gözetildiğinde davalı … vekilinin peşin sermeye değerinin mahsubuna karar verilmesi gerektiğine yönelen istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
3-TBK’nın 117/2 maddesine göre haksız fiillerde tazminat borçlusu haksız fiil tarihi itibariyle temürrüde düşer. Bu nedenle haksız fiile bağlı tazminat davalarında talep halinde haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilir.
Ancak davalı …, ölüme sebebiyet veren aracın trafik sigortacısı olup, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99/1 maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. İlk derece mahkemesince faiz başlangıç tarihinin bu yasa maddesi gereğince başvuru tarihinden 8 iş günü sonrasında belirlenmesi dosya kapsamına uygundur.
4-Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3 ve 55. maddelerinde sözü edilen destek kavramı, hukuki bir ilişkiyi değil eylemli bir durumu amaçlar ve hısımlık ilişkisine ya da yasanın hakkındaki düzenlemelerine dayanmaz. Yasa gereğince bir kimseye yardım etmek zorunda bulunan kişi değil, eylemli ve düzenli olarak onun geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde yardım eden ve hayatın doğal akışına göre eğer ölüm gerçekleşmeseydi az veya çok yakın gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kişi destek sayılmalıdır.
Diğer yandan, genel yaşam deneyimleri ve hayatın olağan akışı da çocukların anne ve babasına belirli bir düzeyde destek olacağını gösterir. Bu desteğin tutarı tarafların yaşam düzeyi, sağlık, sosyal ve ekonomik durumları ile orantılı olarak değişebilirse de çocuğun hiç destek olamayacağı kabul edilemez. Destek, mutlaka para veya maddi katkı biçiminde olmayabilir. Bunun dışında çeşitli hizmet ve yardımlar ile de destek olunabilir. Anne ve babanın belirli bir gelirinin olması ölenin desteğinden yoksun kalmadıkları sonucunu doğurmaz.
Ölen destek, kendi anne ve babasına parasal bir yardımda bulunamasa dahi, yapacağı çeşitli hizmet ve yardımlardan dolayı destek olacağı, davalı … vekilinin cevap dilekçesinde bu yönde beyanda bulunduğu ve bilirkişi raporuna da aynı gerekçe ile itiraz ettiği gözetildiğinde ve desteğin anne ve babasının da zamanaşımı süresi içerisinde destekten yoksun kalma zararlarının tahsili için talepte bulunabilecekleri dikkate alındığında, ölen desteğin hayatta olan anne ve babasına bir pay ayrılmadan hazırlanan tazminat raporuna göre karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Bu nedenle dosyanın tazminat bilirkişisine tevdi edilerek; 23/03/2018 tarihli talep artırım tarihindeki asgari ücret geliri ve diğer verilere göre, TRH-2010 yaşam tablosu kullanılarak, progresif rant hesabı (bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi) yöntemi uygulanmak suretiyle eldeki davada destekten yoksun kalma tazminatı talep etmeyen davacı anne … (…) ve davacı baba …’e (…) (03/03/2022 tarihinde öldüğü dikkate alınmak suretiyle) de destek payı payı ayrılması suretiyle ek rapor alınarak davacı eş … ve davacı çocuklar … (…), … ve …’in (…) destek zararları yeniden hesaplanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Bilindiği üzere, 7251 Sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra a-6 ıncı bendinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş” olması halinde kararın esasının incelenmeden kararın kaldırılmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Deliller toplanmış olmasına rağmen delilleri değerlendiren bir karar verilmemiş olması (örneğin sadece zamanaşımı yönünden karar verilmesi), delillerin kısmen eksik toplanması ve bu kısmının değerlendirilmemesi, hükmün esasını etkileyen en önemli delilin (maddi olayda olduğu gibi desteğin anne ve babasına destek payı ayıran hüküm kurmaya elverişli tazminat raporu alınmadan) toplanmaması madde kapsamında değerlendirilmelidir. Karşılaştırılmalı hukukta bu konu örneğin İsviçre’de “…önemli vakıaların tamamlanması gerekiyorsa…”, Alman Hukukunda ise “…eksiklik nedeniyle kapsamlı ya da çok emek harcayarak delil toplanması gerekiyorsa…” şeklinde düzenleme altına alınmıştır.
Hüküm kurmaya elverişli olmayan tazminat bilirkişisi raporları dikkate alınmak suretiyle eksik inceleme ile karar verilmesi hem yukarıda gösterilen düzenlemelere, hem de 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde yer verilen Hukuki Dinlenilme, Anayasanın 36. ve AİHS’nin 6. maddesinde hüküm altına alınan Adil Yargılanma Haklarına aykırılık teşkil eder. 6100 Sayılı HMK’nun 30. maddesinde belirtilen Usul Ekonomisi İlkesi gözetilerek veya üstü kapalı buna dayanılarak Adil Yargılanma ve Hukuki Dinlenilme Hakkı bertaraf edilemez.
Hal böyle olunca açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davalı …Ş. vekilinin, sigorta şirketine davadan önce usulüne uygun olarak başvurulmadığı için dava şartı gerçekleşmediğine, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara bağlanan ölüm aylığından peşin sermaye değerinin mahsubu gerektiğine ve faizin başlangıç tarihine yönelen ve yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca esastan reddine, davalı …Ş. vekilinin davacılar yararına destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken destek tazminatı talebinde bulunmayan desteğin anne ve babasına da destek payının ayrılması gerektiğine yönelen istinaf isteminin kabulü ile 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1 inci fıkrasının (a-6) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının davalı …Ş. yönünden esası incelenmeden kaldırılmasına, davanın davalı …Ş. yönünden yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, yeniden kurulacak maddi tazminat hükümlerinde hakkında karar kesinleşen davalı … hakkında verilen tazminat ve yargılama giderleriyle tahsilde tekerrür oluşturulmamasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …Ş. vekilinin, sigorta şirketine davadan önce usulüne uygun olarak başvurulmadığı için dava şartı gerçekleşmediğine, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara bağlanan ölüm aylığından peşin sermaye değerinin mahsubu gerektiğine ve faizin başlangıç tarihine yönelen ve yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı …Ş. vekilinin davacılar yararına destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken destek tazminatı talebinde bulunmayan desteğin anne ve babasına da destek payının ayrılması gerektiğine yönelen istinaf isteminin KABULÜNE,
3-Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas – …. Karar sayılı, 15/01/2020 tarihli kararının davalı …Ş. yönünden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-6) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
4-Davanın davalı …Ş. yönünden yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
5-Davalının peşin yatırdığı (54,40+3.229,88) 3.284,28‬ TL istinaf karar harcının talebi halinde iadesine, 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
7-İİK.’nın 36/5 maddesi gereğince davalı …Ş. tarafından Denizli 7. İcra Dairesinin …. takip sayılı dosyasına icranın geri bırakılması kararı için yatırılan teminatın iadesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 29/11/2022 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.