Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1064 E. 2022/2078 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 29/12/2022

Davacı vekili; davalı … ın yönetimindeki …. plakalı aracı ile tam kusuruyla yaya olan müvekkiline çarptığını, müvekkilinin bu kaza neticesinde … Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu Raporuna göre %12 oranında malul kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 500,00 TL maddi tazminatın davalılardan, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı … dan kaza tarihi olan 17/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, maddi tazminata ilişkin talebin dava tarihinden önce davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile karşılanmış olduğu gerekçesiyle reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 12.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekili müddetinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle,
1-Müvekkilinin %12 olan maluliyet oranının sonraki raporla %8’e düştüğünü, mahkemece çelişkinin giderilmesi yönündeki taleplerinin dikkate alınmadığını,
2-Maluliyet oranı %8 kabul edilse bile alınan hesap raporunu kabul etmediklerini, zira müvekkilinin uzun vadede elde edebileceği menfaat ve gelirlerin tam ve net olarak tespit edilemediğini, asgari ücretin yıllar içerisindeki artışının dikkate alınmadığını,
3-Olayda müvekkilinin kusursuz, davalının tam kusurlu oluşu, kaza nedeniyle sol femurunda boyun kırığı meydana gelen müvekkilinin 3 ay boyunca öz bakımını yapamamış olması, malul kalması gözetildiğinde hüküm altına alınan manevi tazminat tutarının hakkaniyete uygun düşmediğini ileri sürerek kararın kaldırılması ile talepleri gibi hüküm kurulmasını istemiştir.
Dava, trafik kazası nedenli maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Mahkemece aldırılan ve …. Üniversitesi tarafından tanzim edilen 26/08/2019 tarihli raporda, davacının femur kırığı sonrası kalan yürüyüş bozukluğuna bağlı arızası için Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre %8 malul kaldığı bildirilmiş, davacı rapora itiraz etmiş, ancak bu rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir. Oysa davacının dava açarken dosyaya sunduğu …. Devlet Hastanesinin 26/04/2018 tarihli raporunda davacıya aynı yönetmelik hükümlerine göre ve aynı arızadan dolayı %12 oranında maluliyet verildiği görülmektedir. Mahkemece bu iki rapor arasındaki çelişki giderilmeksizin karar verilmesi doğru değildir. Çelişkinin ATK ilgili ihtisas dairesi marifetiyle giderilmesi gerekir.
2-Hesap bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 21/10/2019 tarihli raporda, %8 maluliyet oranı, TRH 2010 yaşam tablosu ve tam kusura göre hesaplama yapılmıştır. Davacının bordrolarda geliri asgari ücret düzeyinde olup, her ne kadar davacı taraf şirket ortaklığına ilişkin belgeler sunsa da; bu gelirler devamlılık arzeden gelirler olmakla nazara alınmamış, aktif dönemde agili, pasif dönemde agisiz asgari ücret kullanılmıştır. Bilirkişinin gelir tespitinde bir isabetsizlik yoktur. Davacıya 21/06/2018 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından 62.890TL ödeme yapılmış olduğundan, bu tarihe göre yaptığı hesaplamada, devre başı ödemeli belirli süreli rant sistemi kullanarak ödeme tarihinde ödenmesi gereken toplam geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatını 52.760,87TL olarak tespit etmiş ve ödemenin yeterli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Oysa Yargıtay ve Dairemiz tarafından kabul gören hesap metodu progresif rant yöntemidir. Bu durumda öncelikle mahkemece maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi, akabinde diğer tüm kriterler korunarak ödemenin yeterli olup olmadığının progresif rant yöntemi (TRH 2010 ve asgari ücret) kullanılarak belirlenmesi, ödemenin yeterli olduğunun tespiti halinde davanın reddine, yetersiz olduğunun tespitinde ise bu sefer rapor tarihindeki verilere bakiye zararın tespiti yoluna gidilmesi gerekmektedir.
3-Kabule göre de, olayda davalının tam kusurlu oluşu, davacının yaşı ve yaralanmasının boyutuna nazaran talep edilen manevi tazminat tutarı oldukça makuldur. Bu durumda davacının manevi tazminat davasının tümden kabulü gerekirken, kısmen kabul edilmiş olması da hatalıdır. Davacının bu yönden de haklı istinaf başvurusunun kabulü gerekir.
4-HMK 353/1-a,6 maddesine göre, mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması durumunda, Bölge Adliye Mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir. (Değişik 28.07.2020T.7251 Sy. Kanun-35.madde) Davacının istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, yukarıda izah edildiği şekilde gereğinin yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının istinaf başvurusunun esastan kabulüne; HMK’nın 353/1-a,6 madde ve bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine; davacının peşin ödediği istinaf ilam harçlarının istemesi halinde iadesine; harç ve teminat iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 29/12/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 353/1-a madde ve bendi uyarınca kesin olarak karar verildi.